Etiket: C. Ertuğrul Sadıkoğlu

  • Güvenlik Görevlisi Olmak!

    Güvenlik Görevlisi Olmak!

    Güvenlik; Her yerdeler artık! Güvercinler ve Güvenlik görevlileri hep karşımızda yanımızdalar. Güvensizlik arttıkça güvenlilik de paralelinde geliyor, Avm’ye giriyorsunuz sizi Güvenlik personeli karşılıyor, Havalimanına giriyorsunuz keza, tren garında da otogarda da durum farklı değil. Hastaneye girdiğinizde ilk neyiniz var diyen kim biliyor musunuz? Güvenlik Görevlisi kardeşlerim. Sizi her yerde onlar karşılıyor. Bana ilgi gösteren herkese…

  • Bankacılığı tefecilik ile bir tutan cahil kesim!

    Bankacılığı tefecilik ile bir tutan cahil kesim!

    Tefeci; TDK göre; El altından yüksek faizle ödünç para veren kimse; faizci, murabahacı. Murabahacı; bir malı çok fazla karla satan kimse. Kanuna göre; Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Kanun çok açık işin tanımı da; finansal…

  • Müdürü Takip Eden Müşteri Sendromu

    Müdürü Takip Eden Müşteri Sendromu

    Müdür seçimi; Gariptir siz bankadan ayrılsanız da müdürlük üzerinize yapışır hala müdürüm nasılsın? diye arayan eş dosttan sıkılmaya başlarsınız. Oysa siz çoktan müdürlüğü unutmuşsunuzdur ama müdürlük sizi unutmaz. Müdür için gelen, hatta müdür ile dolaşan müşteri çok fazladır, sizinle birlikte hareket eden müşteriler her bankada vardır. Eski şube müdürünün yeni şubesine almak istediği müşteri problemi…

  • Çalışanın kalmadığı banka şubeleri!

    Çalışanın kalmadığı banka şubeleri!

    Oyuncusuz antrenörler; Takım oyunudur yaşantımız, işe giderken bile takım halinde maça gider gibi gidiyoruz, her durakta Tarık bizi alıyor… hepimiz aynı takımın oyuncusuyuz. Takım olursak maçı kazanırız, hayatı kolaylaştırırız. Takımsız kalırsak rüzgarla karşı karşıyız, esen rüzgarı arkamıza alırsak yelkenlerimizi dolduruyoruz. Aslında hepimiz rüzgara rağmen bal yapmak için çalışan arılarız, iyi bir antrenörle sayı kralı olmak…

  • Bankacı primleri ve değer yargıları!

    Bankacı primleri ve değer yargıları!

    yazar:

    kategori: ,

    Primler; En çok neye değer verdiğimizi düşünüyor musunuz? Kazanmak için değer yargılarından vaz geçtiğimiz oluyor mu? Yoksa düşünmeden sadece yapılanları olanlara ses çıkarmadan maaş alan grup içinde misiniz? bizi biz yapıyor! Bir bakanlık; bir Başkanlık ya da Bölüm başkanı olmak mı hayatımızı şekillendiriyor. En son ne zaman bisiklete bindik hatırlıyor musunuz? Primlerden bisiklet alıp hayatınızı…

  • Fay hattı üzerindeki banka şubesi

    Fay hattı üzerindeki banka şubesi

    Fay hattı; Arkadaşıma adresi soruyorum. Eskiden olsa, caminin arkasındaki sokaktan dönmemi, sonra banka şubesinin olduğu sokağa girmemi söylerdi. Şimdi “Direkt olarak fayı takip et.” diyor! Neler olduğunu soruyorum. Kaybolduğumun farkında, sesimden anlıyor! Tam fay hattının üzerindesin, devam et, fay hattını takip et, diyor, aç haritayı, o banka şubesine getirecek, diyor ısrarla! Neyse ki banka şubesini…

  • Ertuğrul Sadıkoğlu yazdı: Bankada o personeli yok saymak!

    Ertuğrul Sadıkoğlu yazdı: Bankada o personeli yok saymak!

    Yok Saymak Para Medya yok saymadı,  yazıyı soruyorlar, bir tek varlığınızdan onların haberi var, beklenti olunca sizin varlığınız da anlam taşıyor. Yazılımcı olsam bu kadar mobbinge maruz kalmazdım, sadece yazı yazınca her türlü şiddetle karşı karşıyasınız… Yazıyı yazmak için gittiğim kafede bir türlü sipariş veremiyorum, bir kahve içip yazıyı yollama telaşım var ama sipariş veremiyorum,…

  • Ertuğrul Sadıkoğlu yazdı: Emekli Bankacı olmak!

    Ertuğrul Sadıkoğlu yazdı: Emekli Bankacı olmak!

    Düzensiz İnsandan…Düzenli Yazılar Yazı yazmak, hele düzenli yazmak öyle zor bir iş ki! Düzenli ve yazar değilseniz çok daha zor! Hala yazı yazdığım tableti dağınıklıktan bulamıyorum düşünün gerisini. Bir de düzenli yazı talepleri var ki hayatın düzensizliği içinde. Düzenli yazı yazmak ne demek ki. Hep aynı gün mü yazmalıyım, yazdığım yazı mı düzenli olmalı, hiç…

  • Ertuğrul Sadıkoğlu yazdı: Zor Sene!

    Ertuğrul Sadıkoğlu yazdı: Zor Sene!

    Hangi ayda olduğumuzu çoğu zaman unutuyoruz, zamanın zamansız akışı karşısından ne yapacağımızı bilemiyoruz, oysa kum saati durmuyor akıyor… Zamanı yakalamak artık çok zorlaştı, randevular artık üst üste çakışıyor, dakikalar, saatler, günler, aylar hepsi birbirine girmiş durumda, her gün yeni bir gün olmasına rağmen, günün başladığını dahi bilemeden ay bitiyor. Hiç durmadan yaşıyoruz, otobüs beklerken bile…