Bankacının hayatı nasıl mahvedilir?

yazar:

kategori:

İki bankacı karı koca. Biri yerli bir sermayenin sahip olduğu büyük bir bankada diğeri yabancı sermayeli bankada çalışıyor. Mutlu bir yaşamları bankaları tarafından nasıl bir kabusa dönüştürüldü. Yaşanmış bir bankacılık faciasının öyküsü.
 
Nevin C yıllık bankacı.
Yabancı sermayeli bir bankanın bireysel bölümünde çalışıyor. Geçmişi hep başarılarla dolu.  İşletme Fakültesi’nden sonra bankacılık alanında yüksek lisans yapmış sektörde gerçekten önemli bir noktaya geleceğine inanan genç bir anne. Sektöre gönül vermiş çocukluk aşkı bankacılığı severek yapıyor.  3 yıl önce evlenip anne olmuş.
Murat C 15 yıllık bankacı. Yerli sermayeli büyük bir bankanın bireysel bölümünde çalışıyor.  Tıpkı eşi Nevin C gibi işini severek yapıyor.Yaptığı işi o kadar çok seviyor ki, mesleki tecrübesine de güvenerek müdürlük bekliyor. Yoğun çalışma ortamında 3 aylık bebegini dahi çok az görüyor. Ama her şeye rağmen büyük bir özveri ile çalışıyor.
SEKTÖRE GÜVENİP EV ALDILAR
İki başarılı insan sektördeki işlerine güvenerek 2 yıl önce kredi kullanarak ev alırlar.Amaçları çocuklarını kendi evlerinde büyütmek. 300 bin TL’ye ev alırlar. 160 bin lirasını kredi kullanarak satın aldıkları evde yorgun ama huzurlu bir şekilde yaşamlarını sürdürürler.
KABUS ÇÖKTÜ
Nevin ve Murat C’nin mutluluklarının üzerine bir anda adeta kabus çöker. Bu kabusun adı  “Bankanın yeni politikası”dır.Yerli sermayeli köklü denilen bu banka bir anda 12 ile 15 yıllık yüzlerce personeli bir günde kapının önüne koyar. Banka bunu daralan pazarda küçülme politikası olarak açıklar. Ancak aynı banka 15 yıllık personellerin yerine asgari ücret artı primle bir ay içerisinde yüzlerce eleman alır.
Alır almasına ama aile için kabus başlamıştır.
Bir ay süren iş arama çabasının sonucu çıkmayınca bakıcıya para vermemek için daha 3 aylık bebeğe kendisi bakmaya başlar. Anne 3 aylık yasal izini biter bitmez işe başlar. Eşi bir yandan çocuğa bakıyor bir yandan da kariyer sitelerine yaptığı başvuru sonucunu bekler.
SÜT İZİN SONRASI KABUS
Anne Nevin C, süt izni bitip işinin başına geçtiğinde en büyük kabusu yaşar. Sanki yeryüzündeki bütün ugursuzluklar kendilerinin peşindemiş gibi…
Bankası yıllardır yaptığı bireysel pazarlama bölümünden kendisini aldığını ve bir nevi sokak satıcılığına vermiştir.Her gün çok sayıda müşteri ziyareti ve gün boyu dolaşma şartı ile.  Ona sorma gereği bile duymamışlardı. 3 ay önce doğum yapmış bir genç kadını adeta istifaya zorlamak için sokaklara gönderirler. Sonunda Nevin C imkansızı başaramaz ve bankasının ona sunduğu anlaşmalı istifayı kabul eder.
İBRA KARŞILIĞI İSTİFA
Nevin’e bankası tarafından adeta ahlaksız bir teklifte bulunulur.
17 ve 18 maddeye göre işten çıkartılması halinde bir daha hiçbir bankada iş bulamayacağı bu nedenle kendisinin istifa etmesi halinde tazminatının verileceği söylenir. Çok sevdiği mesleğinden kopmamak için oyuna gelir ve istifa eder. Böylece işe iade tazminatı ve 1 yıl boyunca alacağı işsizlik maaşını bırakır. Sırf yeni bir iş bulmasına engel olunmaması için.
HER ŞEY YALAN
Bir anda karı koca işsiz kalırlar. Yaptıkları her iş başvurusu aradan geçen aylara rağmen  sonuçsuz kalır. Çalıştığı bankalar  açıkça olumsuz ibra vermez ama arka planda özellikle bölge müdürlükleri arasındaki paslaşmalarda genç kadın için acımasız referanslar devreye sokulur. Tazminatlar ve ailelerin yardımı ile kredi ile aldıkları evlerinin icra ile satılmasını son dakikada kurtarırlar.
Murat  şu an bir kahvehanede çalışır.  Eşi ise kozmetik ürün pazarlama  işi ile  uğraşarak çocuklarının geleceğini kurtarmaya çalışırlar.
Bir dönemin saygın mesleği bankacılığın hangi noktaya geldiğini en iyi anlatan bu hikayeyi belki bazı yöneticilerin vicdanı sızlar ve acımasız sistemlerine son verirler diye yayınladık.
Eğer vicdanları varsa umarım işe yarar!