BANKACILIĞIN SORUNU PLAZA’DAKİLER!

Sahadaki müşterinin  ve personelin ruhunu bilmeyen farklı ünvanlı birkaç matematikçi adam bu kadar insanın kaderini bir anda beyninde yandığını sanan ampulle değiştiriyor.
Sizce başarı nedir?
Eminim bir çok maddeyi alt alta sıralamışsınızdır.
Tabii ki subjektif kavram olan başarıyı kolay kolay ölçemezsiniz.
Peki bu rakamlara boğulmuş sektörde başarıyı nasıl ölçüyorlar?
Çok pardon artık nasıl ölçümleyemiyorlar?
İnsanı unutan gerçek bankacılığın yanından bile geçemeyen  ve artık her şeyin sunni olduğu bu bankacılıkta başarı sizce ölçülebilir mi? Ya da nasıl ölçülür?
Rekabet ,Pazar payı ,kar derken bu bankalar gerçek başarıyı sorgulamayı yada ölçümlemeyi  beceremediler, gerçi neyi başardılar ki bunu başarabilsinler?
Sadece karı yada aktif büyüklüğü  bir önceki yılın aynı çeyreğine göre karşılaştırarak kendi başarısını  yada sektördeki diğer bankaların rakamları ile karşılaştırarak pazardaki payına ulaştılar.
Peki başarı modelini kim çıkardı? Birkaç icatçı değil mi?
Yine beceremediler, yine sektöre kötü örnek olan bir yada birkaç banka ile sektördeki başarı algısını da mahvettiler.
Nasıl mı?
Müşterileri kategorize ettikleri gibi personelini de rakamlarına göre bölüyor çarpıyorlar topluyorlar sana da bir isim takıp sen bundan sonraki hayatını bu olarak geçireceksin  diyerek başlangıç noktanı belirliyor.
Arkasından ne mi oluyor? Başlıyorlar kaderini nakış gibi işlemeye…
Nasıl mı?
Puan ile verdiği hedeflerin ağırlık katsayıları ile? insanların kaderini katsayılara puana hatta tesadüfe bağlıyorlar.
Bunu yapanlara başarılı diyorlar, yapamayanları da başarısız sanıyorlar. dedim ya onlar sanal bankacılığı iyi bilen plazalılar..
Sahadaki müşterinin  ve personelin ruhunu bilmeyen farklı ünvanlı birkaç matematikçi adam bu kadar insanın kaderini bir anda beyninde yandığını sanan ampulle değiştiriyorlar…(sizin satış hedefiniz olabilir ama onların da proje hedefi var:)))
Durun size örneklendireyim…
İcatçılar ya birkaç fikirdaş boş zamanında herkes tarafından bilinen kabul gören ürünlere  10 puan yok daha çok bu kalem 100 puanı hakkediyor cümleleriyle başlıyor birkaç not ya da beyaz tahta kullanılarak başlanıyor sıralanmaya birkaç da alkışçı beğeniyor.’’’ayyyy ne güzel düşünmüşsünüz hadi yapalım ‘’ sahaya indirelim bakalım bundan sonra böyle’ mailleri ard arda başlıyor….
Bu icat tek başına işe yaramaz diyerek ama bunun bir datası da yapalım diyorlar, hadi bakalım indir sahaya  datayı ….eğer data varsa hedef zaten vardır? Ver hedefi  ve arkasından başlayın kırbaççıları kullanmaya ve ardından ‘ooooo ne güzel sattın eline sağlık, hiç senin kadar iyi satan olmamıştı samimiyetsiz mailleri’ başlar havada uçuşmaya…
Ya da sık görülen ayrı bir uygulama ile örneklerimizi çeşitlendirelim.
Bir anda yine bir kaç iyi icatçı hedef kalemi bu katsayıda böyle devam etmeli diyerek yine başlarlar insanların kaderini değiştirmeye, sesini çıkaramasın bir bakmışsın ertesi gün hayatın rakamların ağırlıklarıyla allak bullaksın.
Ve sorar satışçı kendisine bana daha önce başarılı demiştiniz peki ne oldu bir günde benim katsayım değişti baktım ki ben başarısızım? Yada tersi  beni dün atmak için sinsi planlar içindeydiniz beni köşeye sıkıştırmıştınız bugün ben çok başarılıyım ? sorularıyla karmakarışıktır. Yada bir önceki dönemde yüksek prim alan başarı mailleri ile ruhu okşanan satışçı bir bakmışsın topun ucunda …
Haa atlamayalım arada da yukarıdaki kararcılar beğenmez yaptıklarını tuzu az olmuş şekeri fazla mı kaçırdık diye onu azaltırlar hedef eklerler çıkarırlar, kafasına göre takılırlar.? Yine itiraz edemezsin.
Hadi buyrun böyle adamların yönettiği bankalarda başarıya da başarısızlığa da nasıl inanılır?
Hadi işinize bakın,
Siz kendinize inanın…
Onların verdiği katsayılar yada puanlar onları başarısız kılıyor ve rüştlerini ispat etmek için sizin iplerinizden çekip siz kuklaları oynatıyorlar ve sadece kendileri eğleniyorlar.
Seyirci de gülmeye başlarsa tutar bu oyun da görün bakın ip nasıl kopacak…

Veznedar…