BANKACI İLE EMLAKÇININ İLİŞKİSİ

Hiç bu kadar güzel anlatılmamıştı. Bir bankacının müşterisi(?) emlakçılarla ilğili yorumu. ŞUBECİ’nin bu yazısı belki de bankacılık tarihine geçecek.
Devlet bankaları krediyi 0.99’dan veriyorsa özel bankada çalışan bireysel portföylerin o krediyi 1.50 den aşağı vermemesi on görülür.
Ayni evrak, ayni müşteri ayni süreç ama fazla faiz, fazla kar, fazla sigorta, fazla kazık.
Bankamız kar edecek.

Hal bu iken akli selim hiçbir insan evladı gelip de özel bankadan konut kredisi almaz.
O almaz ama kredi size gelir onaylanır is oldu bittiye getirilirse bir de özel ödeme planı sıkıştırırsan dosya sende olur.

Bunu kim yapar? Emlakçı… Maalesef emlakçı…
Senelerce onca okul okudun, bir ton sınava girdin, annen baban seni zorla okuttu beklide üniversiteni bitirdin, dil öğrendin, is buldun ve girdin bankaya. Ne emekler verdin, bir suru eğitimler, sertifikalar, SPK’lar, SEGEM’ler, yükseldin portföy oldun ve şimdi beklide bir emlakçı ofisinde at hırsızı kılıklı 3-4 adamın ortasında çayını yudumluyorsun ve hiç haz etmediğin bazen bel atına bile inebilecek çok çirkin muhabbetlere, espri bile olamayacak kadar kotu sakalara gülümsemeye çalışırken, hele bir de kadınsan eteğini çekiştiriyorsun.
Çünkü birazdan seni tam olarak yiyecekler…
Orda yiyemediler mi? Onlar için hiç sorun değil.
Hemen cep telefonunu alırlar ayni gecen nasıl verdiysen müşteriye numaranı bunlara da seve seve veriyorsun ve gece gündür bitmeyen o tacizler başlıyor…Ne o? Sen konut kredisi kullandıracaksın, hedefin var.
Bazen bir çiçek gelir, ardından mutlaka bir yemek teklifi ama aksam. Gitmezsin, gidemezsin, ölümüne ertelersin ısrarlar, tacizler, mesajlar devam eder.
Kabul edene kadar sana belki aklına gelecek tüm bankalara hatta senin bankana bile gönderdiği ama ret olan dosyayı yeniden sana verir. Bunu çıkartırsan benden sana bu ay 3 dosya daha der.
İnanmayın yalan soyluyor.
Emlakçıların çok ciddi bir kısmi ilkokul mezunudur, sıfırdan gelmiş tabiri caizse varoş, belalı tiplerdir. Kendilerini çok zeki sanırlar ancak kesinlikle köylü kurnazıdırlar ve seni inanılmaz güzel kullanırlar. Çünkü sen onlara muhtaçsındır. Onlar kurt sen kuzusundur.
Senin çoğu zaman daha iyi bir seçeneğin yoktur ama onun elinin altında ellisi. Senin gibi kaç tane gidiyor hem de biliyor musun günde. Önüne kartları atar bilmemen şubenin müdürü geldi ben müdürlerle muhatap olurum der.
Pardon da sen kimsin?
Seni, beni beğenmiyor bir de müdürünü çağırıyor aygına.
Müdürler bazen gitmek isterler bazıları aman beni hiç muhatap etme der.
Bir sefer götürürsün ama.
Müdürün yüzde 90 ticariden geldiği ve mavi kanlı olduğu için bu anlamsız ve kalitesiz ziyaretten pek haz etmeyecektir.
Ama şubenin isi deyip senin bu adamları sürekli ziyaretini isteyecek hatta sabah öğle aksam araman ve dosya istemen için ısrar edecek, sen krediyi onaylatmak için kredilerle boğuşurken zahmet edip bir mail `lütfen` atacaktır.
Yalnızsın bankacı senin sorunun bu.
Surece bakalım diyelim ki aldın bir dosya. Ret ret ret ret olmuş. Önemli değil uğraşacaksın ve uğraşıp onun isi için ne kadar yirtindigini o ilkokul mezunu adama ispat edeceksin. Zaten sen ispat etmesinde senin rakipler yani bu dosyayı göndermediği diğer şube çalışanları emlakçını bir güzel fistikliycektir.
`Ben olsam onaylan misti şimdiye bu dosyaaa. `
`Bak ne kadar vakit kaybettin görüyor musun?
`Ben daha iyi fiyat alırdım emin ol. `
`Aaaa taa oraya mı gideceksiniz? `
`Kendi bölgesinde yok muymuş emlakçı da benim emlakçıma göz dikmiş? `
İçimizdeki İrlandalıların bu cümlelerini istediğiniz kadar uzatabiliriz.
Geçiyorum.
Şimdi serde cehalet olduğu için size bu cümlelerden sonra sıkıştıracak. Hem kotu oran veriyorsun hem uzaksın hem hala sonuçlanmadı şimdiden krediyi aldığın alacağına bin pişman oldun.
Krediler dosyayı tövbe beğenmezler. KKB skoru yetersiz der, peşinat ister SGK dokumu ister maaş bordrosu ister gelir yazısı ister imza sirküleri ister açıklama ister ister de ister. Emlakçıdan bunları tedarik etmeye çalışırsın imza sirküleri yerine imza beyannamesi falan gelir. Kredi çıkartmak istediğin kişilerin çoğunun sosyal güvencesi yoktur. Yazılar, firmalar fake olabilir çok dikkatli olmak lazım son olarak kredilere açıklama kısmına `altınları bozduracakmış, kredi onaylanırsa peşinat hesaba yatacak `yazman farzdır.
Bilmezsin aslında altın var mı yok mu.
Doğru mu yalan mı?

Hedefin var ama müşteri beyanı esastır dersin sonuçta müşteri her zaman hâkli değil miydi?
Onaylatamazsan yeni emlakçılara yelken açarsın çünkü bu adamlar seni artık tanımazlar.
Onaylattıysan  müşteriler ile şubeye gelirler. Tüm sülaleleri olmasa da yârim sülalesi gelir. Beklerler senin de önünde bilmem nerenin genel müdürü tüm aristokratlığıyla işlem yapmaktadır. Sen profesyonel ve basiretli bir bankacı olarak su gibisin hangi kaba girersen onun sekli misali önündeki müşterine  `Yine bekleriz efendim ` derken , emlakçınla gelen konut müşterine `Abicim Hoş geldinn ` dersin. Yarım sülale geldi demiştim ama her nasılsa bir tek ihtiyacın olan es gelmez ve sen bir de muvafakat name pesinde koşarsın. Evrakları görünce kas kalkar `biz bunları imzalıyoruz ama kotu birsey yoktur herhalde` derler. `Ay lütfen hiç kotu bir şey olur mu genel prosedür hepsi`.
Genel prosedürlere bak sayıyorum: faizini çaktın, sigortalarını geçirdin, bir kredi kartı verdin bir kmh tanımlatın bir de BES yaptın. Prosedür derken?
Gelir artık devamı emlakçıdan bir de prim bağladın mi tamam bu is. Ah bi de su yemeği Kabul etsen senden alası olmayacak (!)
Artık emlakçısı olan bir portföysün ve alkışlarımız sana …
Edindin.
Hafta sonu arar, gece arar, düğünde arar, cenazede arar, en çok da izinde ararlar. Yerine bakan arkadaştan şikâyetçi olurlar, müdüre sallarlar hatta inanılmaz bir hadsizlikle benden habersiz izine çıkma bundan sonar falan derler.
Kâbus gibi …
Ama hedeflerin tutar, bankan deli gibi kar eder. Üstlerin sana konusu olursa eline sağlık der.
Peki sana soru bankacı: Değer mi?
Normal hayatta otobüste bile yanana duramayacağın, sokakta görsen yolunu değiştireceğin insanlardan bahsediyorum. Can güvenliğin bile yok aslında çoğunda hele bir kadınsan hiç güvenliğin yok.
Kurumunun ve yöneticilerinin seni hedef ve kar uğruna hayatında hiç gitmediğin semtlere, sokaklara bir başına yollaması ne kadar doğru? Hepsini geçtim sen o çayını yudumlayıp, eteğini çekiştirirken hiç düşünmüyor musun benim ne isim var burada, ben ne yapıyorum bu adamlarla diye. Ben bunun için mi okudum, bunun için mi çalıştım, bunun için mi gittim o eğitimlere, kurslara, bunun için mi aldım o sertifikaları diye hiç aklına gelmiyor mu?
Okumadan da para kazanıla biliniyor muş, senin bir maaşından bahsederken o da para mı ya ben onu kopeklerin önüne atıyorum, bir gecede pavyonda yiyorum dediğinde hiç mi ağrına gitmiyor?
Eleştirmek, kötülemek için söylemiyorum bende yaptım, yapıyorum ve ne hissettiğini de ne yaşadığını da çok çok iyi biliyorum…
İnanın yazarken gözlerim doldu. Bunun için miydi ya her şey?
Bizleri bu kurtların ortasına kuzu gibi bırakan, bu çoğu çok pis adamların ağzının içine bakmamızı gerektiren, o çirkin muhabbetlere katlanmamıza neden olan banka sistemine, yöneticilerine, o genel müdürlükten ahkam kesen beyaz yakalılara yazıklar olsun diyorum.
Gerçekten hepinize yazıklar olsun…

 şubeci