Tatlı Masallar, Güzel Uykular….

yazar:

kategori:

2019 başladı. Ekonomik tablo karamsar. Veriler bu karamsarlığı destekliyor. Peki tüm bu karamsar tabloda  bankaların politikaları başarılı olacak mı? Uğur Durak yazıyor:
2019 geldi, 2018 son buldu. Ülke olarak yılbaşında iyi niyetlerimizi sunduk, tebrikler, mesajlar havada uçuştu… Zaten yıllardır en iyi yaptığımız şey bu değil mi? Alkış, tebrik ; inşallah – maşallah arasında uzanan beklenti cümleleri kurmak en iyi olduğumuz yer aslında. ‘’Söz de değil, öz de işler ’’ yapmak içinse ne yazık ki vaktimiz yok.
Zaman o kadar kıymetli bir olgu olmasına karşın millet olarak , zamanı kaybettiğimizde değerini anlıyoruz. 
Futbolda mesela beraberlik veya galibiyet için yırtınırsın , hakem gelir düdüğü çalar ve basın açıklaması sırası geldiğinde yine hakeme suç bulursun. Maçı erken bitirdi  ,yok hatalı karar verdi. Çünkü koşturmak ve daha iyisine ulaşmak için sana verilen 90 dakikada hakeme ve türbinlere oynamak yerine , gerçekte yapılması gerek işimizi hep sona saklamışınızdır. 
Bir ülkenin futbol kalitesi içinde birçok değeri barındırır. Nerden geldiğini , nereye gideceğini , hedeflerinin neler olduğunu…. Futbol sokaktır, insandır. Halkı elde tutmamın en önemli yöntemlerinden biridir.
Mesela Alman’lar futbolda ekoldür. ‘’Alman Panzeri ‘’ diye bahsedilir. Adamların hem futbol kalitesi hem sanayisi ezer geçer. Ufak işlere takılmazlar hep ileriye bakarlar. II.Dünya Savaşından yenik çıkan Alman’lar bugün yine her konuda lider konumdadır.
Şimdi gelelim ‘’Canım Ülkenim’’ durumuna :
 
Yukarıdaki tabloda Arjantin , Brezilya, Çin , Hindistan, Endonezya, Meksika, Rusya, Güney Afrika ,Tayland ve Türkiye ‘nin  1997 – 2007 – 2017 yıllarına ilişkin 10 yıllık karşılaştırmalı Cari Dengeleri yer almaktadır.
Tabloyu hem Cari Denge ,hem de Futbol kariyer gelişimi olarak okumanızı rica ederim.
Görüldüğü üzere 20 yıllık serüvende ne yazık ki ‘’Canım Ülkem’’ ligde kalma mücadelesi vermekten öteye gidemiyor. 
Yok şöyle büyüdük, bu alanda çok iyi durumdayız. Bölgenin yükselen gücüyüz, biz olmasak Avrupa dağılır , her alanda iyiyiz… gibi söylemlere itibar etmeyin. Sonuç ortada!!! 20 yıldır cari açığı düzelmeyen , borç yöneten bir ekonomi içinde çarpışıp duruyoruz.
Bugün ülkenin dış borcu 650 Milyar Dolar seviyesine ulaşmış durumda ve buna rağmen ithalatta düşme var diye seviniyoruz. Yine gerçek resmi görmekten çok uzaktayız.
İhracat arttı diye seviniyoruz. Nasıl arttı? İhracat kilogram başı değeri her geçen sene düşmekte , teknoloji ve katma değeri düşük ürünleri satabiliyoruz. Daha doğrusu satmıyoruz. Elin Avrupalısı kendi ülkesinde işgücünün sağlığı bozulmasın, aman yorulmasın diye birçok yorucu pis işini bize çakıyor. Biz üretip onlara satıyoruz. Sonuçta yine onlar karlı duruma geçiyor.
  
2019 iyi başladık. 31 Mart ‘a kadar Vergi İndirimleri belli oldu. Listeye baktığımızda Cari Açık Dengesine doğrudan etki edecek veya ülkenin 10 yıl sonrası için alınmış bir karar ne yazık ki yok…
Bugün gelinen noktada halen daha topu sahada çeviriyoruz. Orta  saha oyuncularımız belli Otomotiv, İnşaat , Beyaz Eşya….
Bunların hemen hepsi yabancı markalar ve ülkemizde üretim yapan firmalardır. Avrupa’da işçilik saat ücreti 46 Euro olmasına karşın bizde 3,5 Euro ‘dur. Ucuz ve çok işgücümüz olmasa hayatta bize gelip üretim bunları demezler.
Ama yazının başında ne demiştim?
Tatlı Masallar , Güzel Uykular…. Bunu söylememin tek bir nedeni var. Son 1 hafta içinde hemen hemen birçok bankanın Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcı 2019 yılının çok daha iyi olacağına ilişkin açıklamalarda bulunuyorlar.
Bu bankalar 20 sene öncede vardı. Her sene başında yine aynı ve benzer şeyleri söyleyip yılbaşında oluşan durgun ( bankacılar için ölü sezon diye adlandırılır ) havayı pozitife çevirmek için demeç verirlerdi.
Artık piyasada ucuz dolar yok! Son 15 – 20 yılda tamam bir rüzgar vardı. Gemi bir şekilde gidiyordu. Lakin gelinen noktada kredi faiz yükü çok arttı. Ham madde piyasası yükseldi. Eski karlılıklar kalmadı. Yan sanayi üretimi yapanların, tedarikçi firmaların bile nefesi kesilmiş durumda.
2018’de olduğu gibi KGF rüzgarı eser mi bilinmez. Son aylarda her 5 çekte 3 tanesi yazılmaya başladı.
Sorunlu kredi stokları artmaya başladı. Güven Endeksleri mahzun bakıyor, okların yönü aşağı yönlü…
Eee tabi bu durumda geminin başında olan kaptan kalkıp 2019 çok kötü olacak diyemez. Pazarlamada altın kural ‘’ yoğurdum ekşi – annem çirkin ‘’ demeyeceksin. 
Güzel ve umutlu dolu yıla başlarken patronlar mesajı verdi. 2019 olacak !!! Ama sonuç ortada, 1997 – 2007 – 2017 Cari Dengesi aynı…?  Nasıl değişik olacak? Beklentinin kaynağı nedir? Ucuz kaynakla kredi mi geldi, haberimiz yok. 
İnşallah ben yanılırım.
İnşallah sektör altın çağını yaşar.

İnşallah acımasız hedefler verilip ,tutmayınca çalışanlar ‘’Performans’’ bahanesi ile çıkartılmaz.
Maç daha yeni başladı. Ekonomi için 365 gün , futbol için 90 dakika…!
Süre bittiğinde inşallah şu cümleyi kurarım : ‘’ Ya arkadaş bu GM’ler ve GMY’ler hakikaten işlerini biliyorlar.’’
Güzel ve sağlıklı yarınlarımız için çok çalışmamız gerekiyor. Bu nedenle  alkış, tebrik ; inşallah – maşallah arasında uzanan beklenti cümlelerinin daha az kurulduğu ve üreten ,gelişen bir ülke oluruz.
Çok sevdiğim bir şiir ile veda etmek istiyorum. (Bedri Rahmi EYUBOĞLU)

En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil
Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
Ne şu ne busun
Oğlum Mernus
Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun.


Sevgi ve Saygılarımla,
Uğur Durak
Eski Bankacı, Yeni Müteşebbis
ugurdurak34@gmail.com