Garanti’nin kaymağını 28 kilit yönetici yemiş

yazar:

kategori:

Garanti Bankası Türkiye’nin en başarılı ve en büyük bankalarından. Bu bankanın bilanço dipnotunda dikkat çeken, üst yönetime yani 28 kilit yöneticiye ödenen ücret. 
Garanti Bankası da KAP’a 2018 yıl sonu mali verilerinin bildirimini yaptı. Banka yıllık bazda karını % 5 artırarak 6,6 milyar TL kar açıklamasına rağmen son çeyrekte 1.062 milyon TL karda kalarak çeyrek bazda  % 37 düşme olması şaşkınlık yarattı. Son çeyrekteki kar artış oranının düşük çıkması bankanın özkaynak karlılığını da düşürmüş oldu. Yönetimim ROE, ROA karlılık oranlarının enflasyon altında kalmasını  hissedarlara nasıl açıklayacağı da merak konusu oldu. Zira son yıllarda düşük enflasyon ortamında bu oranları kullanarak CEO’lar yüksek prim aldıkları bilinmekte idi. Banka olarak Solo ve Bağlı Ortaklıkları kapsayan Konsolide edilmiş mali verileri incelendiğinde Üst yöneticilere yapılan ödemeler dikkati çekerek eleştiri konusu oldu.
Raporda üst yöneticiler; “Banka yönetim kurulu üyeleri, üst düzey yönetimi ve  banka risk profilinde önemli etkisi bulunan bir fonksiyon icra ettiği düşünülen banka personeli özellikli çalışan kapsamında değerlendirilmiş olup 2018 yılsonu itibarıyla Banka’da görev yapan özellikli çalışan sayısı 28 ” şeklinde tanımlandığı görüldü. Bu tanımlama ile Bankanın üst yönetici tanımlamasına giren yönetici sayısının 28 olduğu anlaşılmaktadır.
Solo Raporda;  “ayrılanlara ilişkin ödemeler dahil olmak üzere, Bankanın kilit yöneticilerine sağlanan/sağlanacak net ödeme tutarı 31 Aralık 2018 itibarıyla 95,317 Bin TL’dir ( 31 Aralık 2017: 111,505 Bin TL)” açıklaması dikkat çekti. Bu duruma göre ayrılanlara ilişkin ödeme dahil olmak üzere kilit yöneticilere yapılan net ödemenin 2017 yılına göre % 14.5 azalarak  95.317 bin TL olmasına rağmen bu tutar sorgulanır oldu.  Yöneticilere yapılan ödeme son günlerde tartışmaya açılırken yapılan ödemenin ne kadarı kilit yönetici olarak tanımlanan 28’lere yapıldığı da merak uyandırdı. Ödemin düşürülmesine rağmen piyasadaki çoğu bankaya göre aşırı yüksek olması da hissedarlar arasında rahatsızlık yarattı. Hissedarlar tarafından, toplam net Karşılık oranlarının artması, donuk alacak oranının % 5,18 olması, Takipdeki kredilerin oranı 2017’de % 2,5 iken 2018’de %4,9’a çıkması, Türk Telekom gibi milyar dolarlık kredilerin akıbetinin zamana yayılması, yüksek swap maliyetleri, faaliyet giderlerinin artması, iştirak gelirlerin artması gibi olumsuzluklar ortada iken bu tutarlarda ödemeler yapılması eleştiri konusu oldu. Zira Konsolide raporda da benzer uygulamanın olduğu açıklanan raporda anlaşılmaktadır.  
Konsolide raporda gruba bağlı firmaları da kapsayacak şekilde üst yönetime ödenen tutar ile ilgili; “ayrılanlara yapılan ödemeler dahil olmak üzere, Banka ve konsolidasyona tabi finansal kuruluşlarının kilit yöneticilerine sağlanan/sağlanacak net ödeme tutarı 31 Aralık 2018 itibarıyla 152,889 TL’dir (31 Aralık 2017: 150,727 TL)” şeklinde oldu. Rapordan da anlaşıldığı gibi kendi deyimleri ile kilit konumdaki üst yöneticilere yapılan ödemeler grup firmalarda da yaygın ve cömertçe davranıldığını göstermekte hissedarlar tarafından yapılan eleştirileri desteklemektedir.
Raporda karşılıklar ile ilgili; “Bankaca üstlenilen kredi riski için ayrılan 1.Aşama ve 2.Aşama beklenen zarar karşılıkları 5,119,174 TL (31 Aralık 2017: 3,597,720 TL)’dir” şeklinde açıklama yer aldı.
Kamu oyu tarafından merak edilen bankanın Türk Tekekominikasyon A.Ş. (Türk  Telekom ) ile ilgili ise  “Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin (Türk Telekom) ana hissedarı olan Ojer Telekomünikasyon A.Ş.’ye (OTAŞ) kredi sözleşmeleri tahtında sağlanmış borçların yeniden yapılandırılması için Banka‘nın da aralarında bulunduğu tüm kredi veren taraflar arasında mutabakata varıldığı ve OTAŞ’ın sahibi olduğu, Türk Telekom’un ihraç edilmiş sermayesinin %55’ini oluşturan ve mevcut kredilerin teminatını oluşturmak amacıyla rehin verilen 192.500.000.000 adet A Grubu payların kredi verenlerin tamamının doğrudan veya dolaylı ortak olacakları, Türkiye Cumhuriyeti’nde kurulmuş ya da kurulacak özel amaçlı bir şirket tarafından devralınmasının planlandığı belirtilmişti. Mutabık kalınan yapı uyarınca gerekli sözleşmeler üzerinde mutabakata varılmış ve gerekli kurumsal ve idari izinler tamamlanmış olup, yukarıda bahsi geçen paylar kredi verenlerin doğrudan veya dolaylı ortak olduğu, Türkiye Cumhuriyeti’nde kurulmuş özel amaçlı bir şirket tarafından devralınarak işlem tamamlanmıştır. Bu kapsamda; kurulmuş olan özel amaçlı şirket’e, Banka % 22,1265 oranında iştirak etmiş olup … ” şeklinde açıklama yer aldı. Raporun bir başka bölümünde ise; “Banka’nın Yakın İzlemedeki Krediler ve Diğer Alacaklar sınıfında takip etmekte olduğu, telekomünikasyon sektöründe faaliyet gösteren ve stratejik öneme sahip bir kuruluşun ana ortağına verdiği 1,060,263,379.13 USD ve 8,059,584.09 EUR tutarında nakdi kredi anapara ve faiz riski bulunmaktadır. Mevcut ana ortağın hissedar değişikliğini de içerebilecek şekilde yeniden yapılandırılmasına ilişkin kurumun ortakları, kreditör bankalar ve ilgili kamu kurumları tarafından görüşmelere başlanmış olup, bu çalışmaların olumlu bir gelişme ile sonuçlanması beklenmektedir” açıklama yapması ve diğer açıklama ile tutarsızlık içermesi kafaları karıştırdı.
2018 yılı içerisinde yurt içinde 16 adet şube açılışı ve 27 adet şube kapanışı yapılmıştır”.  Açıklaması da yer almıştır. Yurtiçi şube sayısını 926, çalışan sayısını da 18.215 olarak açıklamıştır.