Bankacı çiftin acı sonu

Bankada tanıştılar, evlendiler ve çocukları oldu. Sonları ne mi oldu??? Şubeci yazıyor
Bugün size bir çiftin hikayesini anlatacağım…
Hani hep fotoğraflarına gülerek baktığımız gibi bir çiftti onlar.
Çalıştıkları bankada tanışmışlardı.
Evlendiler , dünyalar güzeli iki çocukları oldu.
Mutluydular .
Sabah şubelerine gidip , akşam şubelerinden huzur dolu yuvalarında buluşuyorlardı.
Ne mi oldu?
Önce adamda başladı sorunlar.
Adam, başarılıydı, çok bilgiliydi.
Hani şubede başınız sıkışırsa “Abi acil şuna bir bakar mısın?” diye sorduğun arkadaşın , şubende değilse bile onu “ara o bilir” denilen tecrübeli , bilgili, her işin altından kalkan kişiydi o…
Hiçbir nedeni yokken, işinde canla başla çalışırken ve etrafındaki herkese yine yardım ederken anlayamadığı bir şekilde önce performansı düştü…sonra da görevi…hem de bir kere falan da değil..Müdür olacak diye beklediğimiz adamı madara ettiler; gişeye kadar düşürdüler.
Gururluydu, yediremedi.
İstifa etti.
Ailenin geçim kapılarından biri artık kapanmıştı.
Çok iş aradı ama yaşı 40 ı geçmişti ve iş bulamıyordu.
Aradan yıllar geçti ben diyim 3, siz diyin 5 yıl oldu ,hala da bulamadı.
Kadındaydı bütün yük artık.
Bir eş ve iki okul çağındaki çocukların tüm geçimi artık omuzlarındaydı.
Müşterileri kadını çok severdi.
Şubesi değiştiğinde yerine gelen portföy isyan eşiğine gelirdi, çünkü herkes bu kadını çok sever ve illa onunla çalışmak isterlerdi…
Değişen sisteme her geçen gün ayak uydurdu.
Ne isteniyorsa yaptı.
Kocasına yapılan haksızlıkların kendi başına gelebileceğini en iyi hisseden kişi olarak biliyordu ki çocukları için, ailesi için direnmesi gerekiyordu.
Takip sisteminde  100/100 baz alınırken ,110/100 ortalama ile işini en iyi şekilde yapıyordu.
Performans bahanesi olamazdı.
Müşteri memnuniyeti esas olan bankada, kadının önce sık sık şubesi değişmeye başladı.
Acaba ? lar dolaşmaya başladı kadının aklında ama düşünmek dahi istemiyordu.
Dile kolay 20 seneyi devirmişti.
Emekli olabilirdi ama olsa maaşı yetmeyecekti, bunun farkındaydı.
Başka bir iş seçeneği hep vardı aklında ancak eşi hala bir iş bulamamıştı , birkaç iş kurmuş ancak günümüz ekonomisine yenik düşmüştü.
Kadın bir gün bir toplantıya gitti ve bölge müdürü tarafından kendisine sorulan tek bir soruya istenilen yeterlilikte cevap veremedi.
Sorunun cevabını bilmediğinden değil ama robot olmadığından.
Tuşumuza basılınca cevap veremiyoruz ya biz; hani insanız…
Çocukları hastaydı oysa ki, aklı onlardaydı ve evet bir defa istenilen cevabı veremedi.
Ne mi oldu?
1 hafta sonra görev düşürümü aldı.
20 senelik kadını aldılar gişeye oturttular;  diğer bir çok 15 – 20 senelik bu kuruma gece, gündüz , dişiyle , tırnağıyla emek verenler gibi…
Çok ağrına gitmişti…
Sizin 20 seneniz, 20 senelik emeğiniz  1 soruda silinse sizin de ağrınıza gitmez miydi?
Çok üzüldüğünü ben biliyorum ama o belli etmedi.
Eğitime gönderdiler, ona da gitti.
Orada düşündü ve veda maili geldi.
Çiftimiz hayatlarının aşklarını bulmuşlardı bu çatı altında, çocuklarına yine bu çatıdan ekmek yerken kavuşmuşlardı, birbirlerinden feragat ederek emek verdikleri kurumun, bu sefer adeta altında kalmışlardı.
Senelerin emeği, hayatlarının yarısı, güvendikleri kapı artık onlara tamamen kapandı.
Ve inanın bana göre tek suçları: çalıştıkları bankaya vermeleri gereken süreden fazla emek vermeleri, güvenmeleri ve özveriyle çalışmalarıydı…
Yazık oldu.
Sadece çiftimize değil, bu çatı altında çalışan, bu çatıya güvenen herkese ve emeklerine….
şubeci