Faiz indirimi krize çare olmayacak!

yazar:

kategori:

Başta inşaat sektörü olmak üzere bir çok sektör faiz indirimi ile birlikte hareket beklerken, ekonomistler, “fazla umutlanmayın! Çünkü bankalar kredi bu sektörleri riskli gördüğü için kredi vermeyecek”diyorlar.
Türkiye Merkez Bankası, daha önce 425 baz puan indirimle yüzde 19.75’e çektiği haftalık fonlama faizini radikal bir kararla 325 baz puan daha indirerek, 16.50’ye çekti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “inecek” dediği faizler son üç ayda yüzde 24’den yüzde 16.50 oranına çekilmiş oldu. Erdoğan, faiz konusunda anlaşamadığı Merkez Bankası eski Başkanı Murat Çetinkaya’yı Temmuz başında görevden almış, yerine yardımcısı Murat Uysal getirilmişti. 
DW Türkçe’nin konuştuğu ekonomistler, faiz indirimlerini, aşırı yüksek faizlerin teknik olarak normale dönmesi olarak yorumluyor. Ancak her üç ekonomist de, söz konusu faiz indiriminin yatırımların ve kredilerin önünü açmayacağı görüşünde. İç talebin yetersiz, ekonominin geleceğinin belirsiz olması nedeniyle şirketlerin yatırım yapamadığını ve bankaların özellikle enerji ve inşaat sektörünü riskli buldukları için kredi açmadıklarını belirtiyor.
300 puanın üzeri kuru tetikler
Ekonomistler, faizlerin yıl sonuna kadar yüzde 16’nın altına inmesinin zor olduğunu savunuyor. DW Türkçe’ye konuşan Prof. Hayri Kozanoğlu, Merkez Bankası’nın olumlu dünya koşullarının da etkisiyle, özellikle 15 trilyon dolarlık eksi faizli kağıtların işlem gördüğü bir ortamda yeni bir faiz indirimi imkanı olduğunu ancak yıl sonuna kadar politika faizinin yüzde 16’nın altına inmesinin koşullarının bulunmadığını söyledi.
Kozanoğlu, 300 baz puanın üzerinde bir faiz indiriminin Merkez Bankası’nın manevra kabiliyetini yok edeceğini vurguluyor. Ekim ya da Eylül ayı sonunda baz etkisiyle enflasyonun tek hanelere çekileceğini öngören ekonomist, yılın son ayında da ters baz etkisiyle tekrar yüzde 15 civarında bir sıçrama olacağı görüşünde.
“Zorlama, kur hareketlerini tetikler”
Belli bir reel faiz sunmadan TL faizlerin cazip olma şansı bulunmadığını belirten Kozanoğlu, “Bir zorlama, kur hareketlerini tetikler. Faizlerin yukarıdan talimatlarla tek haneye indirilmesi zorlanırsa korkarım ki Arjantin benzeri bir çalkantı tetiklenir, yeni bir kur atağı riski çok artar” diyor.
“Çok agresif bir indirim yapmadığımız sürece, kısa vadede korunaklı gibiyiz. Konjonktür Türkiye’nin lehine” görüşünü dile getiren uluslararası finans uzmanı Dr. Murat Kubilay da, 425 puanlık faiz indirimini ‘köpük atıldı’ ifadesiyle değerlendiriyor.
Kubilay,Bu toplantıda piyasa beklentisinde faiz indirimi olursa, dolar kurunda ciddi bir düşüş olmaz, şu an için 5.76-6.25 gibi bir banda yerleşebilir. Çok ciddi 400 baz puan gibi agresif bir indirim yaparsa oyunu değiştirebilir. Faiz köpüğünü biraz daha temizlediği düşünülebilir ancak uluslararası piyasalarda herhangi bir sorun yaşandığında gelen kur şoklarına karşı daha kırılgan olacak” yorumunu yapıyor.
Bankaların sermayesi yeni kredi için uygun değil
Merkez Bankası’nın faizi yüksek tutmak dışında bir sıkı para politikası uygulamadığını ve son bir yılda piyasaya verdiği paranın yüzde 20 arttığını söyleyen Kubilay, bankaların fonlama açığının yüzde 7-8’den yüzde 2-3’e düştüğünü hatırlatıyor.
Ekonomist,Piyasa yüzde 2-3’lük finansman açığını bir iki puan yüksek faizle, bulacağını düşünüyor. Merkez’in açıkladığı politika faizinin önemi de teknik olarak azalmış oluyor” diye konuşuyor.
DW Türkçe’ye konuşan ekonomist Ali Ağaoğlu da, söz konusu faiz indirimini “daha önceden daha makul seviyelerdeki faiz artışlarıyla piyasaya verilmesi gereken mesajları vermekte geç kaldığımız için şimdi ortaya çıkan aşırı yüksek faizin teknik olarak normale dönme operasyonu”
olarak tanımladı.
Gerçek anlamda faizlerin düşeceği yerin yüzde 15-16 gibi hala daha dünya ölçeğinde yüksek faizler olduğunu belirten Ağaoğlu, faizler bu oranlara düşse dahi, bunun istikrarlı olarak sürdürülebileceğine dair güvenin henüz oluşmadığını vurguladı.

KAYNAK: DW