Yerli otomobil illüzyon mu?

yazar:

kategori: ,

Yerli otomobil dizayn ve donanım olarak tam not alırken, projenin ne kadar gerçekçi ve ekonomik olduğu tartışılmaya başlandı. Analist gözüyle yerli otomobil gerçekçi mi yoksa bir illüzyon mi? ERDEN ARMAĞAN ER YAZIYOR: 
Öncelikle söylemeliyim ki, her iki prototipin dizaynını da çok beğendim.
Modern ve yeni konsept otomobillerde bulunan bir çok özelliği içinde barındırıyor.
Hakkında bir çok teknik ve teknolojik özellikleri barındırdığına dair söylemler olmakla birlikte fazla detaylı bilgi olmadığı için yorum yapmak belki zamanla mümkün olabilir.
Fakat otomobiller neden İtalya’dan getirildi?
Dizaynı neden Pininfarina’ya yaptırıldı? gibi gereksiz sorulara girmiyorum.
Üstelik, lanse edilen prototipleri daha önce Çin’in kendi lansmanında kullandığına da girmiyorum.
Milli Gelir, otomobil satış rakamları vs. gibi ülkemiz insanının satın alma gücünü baz alan kıstaslarla, lüks sınıfta olacağı belli olan bu otomobilleri nasıl satın alabileceği sorusunu da sormuyorum.
Hem Cumhurbaşkanı Hem de TOGG Babayiğitleri Neden Mutsuz?
Ancak büyük bir şaşaa ile tanıtılan prototiplerin töreninde dikkatimi en çok çeken husus, cumhurbaşkanından bakanlara, girişimci babayiğitlere kadar hemen tüm hazirunun gergin ve mutsuz yüz ifadeleri idi.
Sanki, otomobilleri biz dizayn etmemişiz,sahip olduğu teknolojilere vakıf değilmişiz, hatta üretilecekleri fabrikanın yeri binası belli de biz bilmiyormuşuz gibiydiler.
Yerli Oto 2022 de Seri Üretime geçebilir mi?
Açıkçası bence çok iddialı bir süreç gibi duruyor.
Dünyada mevcut otomobil fabrikaları ve markaları klasik içten yanmalı modellerini bile 5 yılda bir lanse edbilirken, henüz hiç bir markası olmayan ve BABAYİĞİT‘leri 2 yıl önce bir araya getirmiş bir ülkenin, üstelik 0’dan marka oluşturup ve dünyada dahi pazar payı %2’lerde seyreden %100 elektrikli bir otomobili seri imalata geçirmesi bana pek mümkün gibi gelmedi.
Pil Teknolojisi’ni Halledebildik mi?
Dünyada elektrikli otomobillerin yaygınlaşmamış olmasının en önemli sebebi, henüz içten yanmalı motorların sağladığı menzile elektrikli araçların ulaşamamasıdır.Tek şarjla 500 km menzile ulaşabileceği ilan edilen yerli otomobilin ( Tesla bile henüz 400 km’lerde gidebilen bir oto üretebilmişken) bu menzile hangi pil teknolojisi ile ulaştığı hala bir muammadır..Vestel’in Çin ile ortak bir batarya yatırımı olacağına ilişkin bilgiler mevcut olmakla birlikte, Li-İon pil teknolojisinin hammaddesi bakımından (Dünya’da Li maden rezervlerinin en çok bulunduğu ülkeler,Şili,Avusturalya,Arjantin ve Çin’dir.) yurt dışına bağımlılık kaçınılmaz görünmektedir. Li-İon pillerin depolayabileceği enerji miktarı pilin büyüklüğü ile doğru orantılıdır ve bu yüzden elektrik motorlu araçlarda en kritik teknoloji “batarya yönetim sistemi” ve “güç dağıtım sistemi” olarak ön plana çıkmaktadır.Ülkemizde ise bu konuda bilgi birikimi ve teknolojik yeterlilik olarak bilinen Derindere bildiğim kadarıyla TOGG yapılanmasında yer almamaktadır.Dolayısıyla 500 km lik menzile hangi pil teknolojisi ile ulaşacağı belli değildir.
Dolum İstasyon Alt Yapısı Hazır mı?
Önümüzdeki 3 yıl içinde seri üretime geçecek bir elektrikli otomobilin istenilen satış rakamlarına ulaşabilmesinin önündeki en büyük engel “Batarya Şarj İstasyon Alt yapısı” olarak durmaktadır.Peki ülkemizde bu alt yapı kurulmuş mudur? Bu 3 yıl içerisinde kurulacaksa maliyeti ne olacaktır?
Yedek Parça Servis ve Lojistik
Elektrik Tahrikli Araçların Fosil Yakıtlı araçlara nazaran en önemli avantajı, parça sayısının az olması nedeniyle bakım aralığının uzun olması olarak görünmektedir.Fakat, içerdiği yoğun bilgisayar ve yazılım teknolojileri nedeniyle ortaya çıkabilecek arıza ve bakım sorunlarının halledilebilmesi pek kolay olmayacak gibi durmaktadır.
Sonuç
Görünen ve anlaşılan o dur ki, “Yerli Milli Otomobil” projesi aceleyle gündeme getirilmiş,hazırlanılmamış bir propaganda projesi olarak kalmaya mahkum olacak gibi durmaktadır.Yine görünen o ki,Hükümet, son 1 yıldır derinleşen ekonomik krizi arka planda tutmak ve Kanal İstanbul, Libya ya asker gönderme,Suriye!liler gibi sorunların toplumda yarattığı ters tepkileri hafifletmek için,bu projeye sarılmış.Demek ki durum o kadar vahim ki, henüz ortada araba falan yokken can simidi olarak görmüşler.Suratlarındaki mutsuz ve gergin ifadelerin anlamı da bu olsa gerek….
İlave bir yorumda daha bulunmak istiyorum ki, sanırım bu ekle birlikte projenin yapılabilirliğinin ne kadar düşük bir olasılık olacağını daha iyi öngörebiliriz.Kanımca %100 elektrikli model tercihi ile çok büyük bir stratejik hata yapılmıştır.Malum ülkemizde, özgün bir markamız olmamakla birlikte, otomotiv yan sanayiinden tutun da,servis ve yedek parça anlamında olfukça önemli bir yatırım birikimi mevcut.İlk aşamada yabancı bir içten yanmalı ya da hibrit motor tercihi yapılarak yola çıkılmış olsaydı, projenin başarı şansı çok daha büyük olabilirdi..%100 elektrikli tercihi, bu altyapının ve tedarik zincirinin ilk aşamada kullanılmaması, stratejik bir trecih hatası.Motor ve şanzımanın yerli olmamasına “bunun neresi yerli” eleştirilerini getirebilir, ama bu çok önemli değil, çünkü Mercedes bile bazı modellerinde Renault motorlarını kullanıyorken ve otomobil üretiminin küresel rekabetteki devasa boyutlarını dikkate alınca, satış başarısını etkileyecek bu tercihin “Aslında biz bu işi başarmak istemiyoruz” anlamı taşıdığını düşündürtüyor.
 ERDEN ARMAĞAN ER