Mobbing mağduru mobbinge uğradığının farkında değil!

yazar:

kategori:

Mobbing ile Mücadele Derneği Genel Başkanı ilhan İşman, iş yerinde mobbinge uğrayan bir çok kişinin bunun farkında olmadığını açıkladı.
Mobbing Farkındalığı Haftas başladı. Mobbing ile Mücadele Derneği’nin düzenlediği hafta nedeniyle çeşitli etkinlikler düzenlenecek. Yapılacak panellerde mobbing ve mücadele yöntemleri tartışılacak.
Hafta ve Mobbing ile Mücadele Derneği’nin kuruluşunun 10.yılı nedeniyle Dernek Genel Başkanı İlhan İşman ile bir röportaj yaptık.


-Mobbing ile mücadele derneği, nasıl mücadele veriyor?
Mobbing ile Mücadele Derneği; sosyal diyaloğun sağlanması, sürdürülebilir çalışma barışının geliştirilmesi, onurlu çalışma hakkının korunması, beşeri sermayemiz olan deneyimli, birikimli insan kaynağımızın doğru kullanılmasının izlenmesi, işyerlerinde ayrımcılıkla mücadele edilmesi, toplumda mobbing farkındalığının artırılması, mobbing mağdurlarına hukuki ve psikolojik destek verilmesi, ülkemizde mobbing ile mücadele edilmesi amacıyla 2010 yılında kurulmuştur. Mobbing ile Mücadele Derneği bu yıl 10.ncu yaşını kutluyor. Toplumsal sorumluluğumuz gereği, pozitif bir yaklaşımla; Ülkemiz çalışma yaşamının en önemli sorunlarından biri olan iş yerinde psikolojik taciz yani mobbingin önlenmesi amacıyla ilk günkü azim inanç ve kararlılıkla mücadelemizi sürdürüyoruz.
Bu mücadele ülkemiz adına, Beşeri sermayemiz olan deneyimli birikimli kalifiye insan gücümüzü koruma, kollama mücadelesidir. Çünkü mobbing; çalışma barışını ortadan kaldıran, onurlu çalışma hakkını ayaklar altına alan, bir işyeri kanseridir.
Bu mücadele; İşyerlerinde verimliliği azaltan, insanları çalışmaktan alıkoyan, yalnızlaştıran, mutsuz eden, psikolojik rahatsızlıkları çoğaltan, anti-depresan kullanımını artıran, bu mutsuzluğunu evine, ailesine taşıyan mağdurlarla, toplumsal bir yaraya, kangrene dönüştüren, evlilikleri sonlandıran; Allah korusun intihar ve cinayetlere neden olan; insanların, haklarını hatırlatma, hukuklarını koruma, kollama mücadelesidir.
Bu vesileyle kendini mobbing ile mücadeleye adamış kurucu Genel Başkanımız, Hüseyin GÜN’ü saygı ve rahmetle anıyoruz.
Derneğimiz; ülkemiz genelindeki 14 il temsilciliği ile Mobbing mağdurlarına psikolojik ve hukuki destek vermektedir. Katılım belgeli ve Sertifikalı olarak, Mobbing Farkındalık ve Mobbing Temel Analiz Uzmanlık Seminerleri düzenlemektedir.
Her yıl, Şubat ayının ilk haftasını Mobbing Farkındalığı Haftası olarak yurt genelinde çeşitli etkinliklerle kutlamaktadır. Mobbingin Üniversitelerde seçmeli ders olarak okutulması için girişimlerde bulunmakta, destek vermektedir. Üniversitelerde, barolarda, sendika ve konfederasyonlarda, meslek birliklerinde, odalarda, yerel yönetimlerde, okullarda, sivil toplum kuruluşlarında seminerler vermekte, televizyon ve radyo programlarına katılmakta, mobbing ile mücadele için yapılması gerekenleri kamuoyu ile paylaşarak farkındalığı geliştirmekte, toplumsal bilinci artırmaya çaba sarfetmektedir.
Mağdurlar web sayfamız üzerinden (www.mobbing.org.tr) mağdur başvuru formunu doldurarak bize başvururlar. Başvurular Mobbing parametrelerine göre değerlendirilir, parametrelere uyumlu mu? Değil mi? Analiz edilir. Durum mağdura bildirilir. Mağdurun içinde bulunduğu duruma göre,  talebine göre, psikolojik ve hukuki destek verilir. Süreç tüm aşamalarda izlenir, mentörlük yapılır. Ayrıca Mağdur eğer mahkemeye sunulmak üzere derneğimizden mütalaa talebinde bulunursa, konu Mobbing parametrelerine uyumlu mu? Değil mi? Raporlanır mütalaa verilir.
-Mobbing nedir ve Türkiye’de mobbing mağdurları, mobbinge uğradıklarının farkındalar mı?
İşyerlerinde bir veya birden fazla kişi tarafından, diğer kişi ya da kişilere yönelik gerçekleştirilen, belirli bir süre sistematik biçimde tekrarlanan, yıldırma, karşısındakini pasifize etme, işten soğutma, iş yaptırmama veya işten uzaklaştırmayı amaçlayan; mağdur ya da mağdurların kişilik değerlerine, mesleki durumlarına, sosyal ilişkilerine veya sağlıklarına zarar veren; kötü niyetli, kasıtlı, olumsuz tutum ve davranışlar toplamıdır.
Ülkemizde mağdurlar mobbinge uğradıklarının farkına çok geç varmakta, genellikle bunun olağan bir işyeri çatışması olduğunu düşünmektedirler. Yalnızlaştırılmakta, özgüveni kaybolmakta, kendisine niye ben? Demek ki eksiklik ben de duygusuna kapılmakta, içine kapanmakta, bize başvurduğunda genellikle, ankisiyete, uyku problemleri, mide problemleri, saç ve deri dökülmeleri, v.b. psikosomatik rahatsızlıklarla gelmektedirler.
-Mevcut yasalar mobbing ile mücadelede yeterli mi? Gerek Türk Ceza Kanunu gerekse iş kanunları?
Türk Hukuk Sisteminde direk olarak Mobbingi  tanımlayan, ceza ve yaptırımlarını ortaya koyan müstakil bir Mobbing ile Mücadele Kanunu bulunmamaktadır.
Çerçeve kanunlardan yola çıkılarak hüküm verilmektedir. Ülkemizin taraf olduğu AB sosyal şartının 26.maddesi, ILO sözleşmeleri, İnsan Hakları Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi, Anayasamızın 10.17.49. 50. maddeleri, Borçlar Kanunun 58. ve 417.maddeleri, Medeni kanunun kişilik haklarını düzenleyen 24 ve 25.maddeleri, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 10. ve 125/d bendi, Türk Ceza Kanunu’nun 94. 96. 117. 121. 123. 125. 257 ve 267.ncı maddeleri, İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu, İş Kanunu’nun 5. ve 77.nci Maddeleri, kapsamında idari, cezai ve tazmini gereken suçlardandır.
Müstakil bir Mobbing Kanununun olmaması mücadeleyi de zorlaştırmaktadır. Avukatlar Mobbing davalarını almakta genellikle, kararsız kalmakta, isteksiz davranmaktadırlar. Herşeye rağmen Son dönemde Mahkemelerde ve Anayasa Mahkemesinde kararların mağdurlar lehine çıkması, Mobbing ile mücadele adına olumlu bir gelişme olarak görülebilir.
Burada yeri gelmişken özellikle belirtmekte fayda var. İLO tarafından 2019 yılı haziran ayında  imzalanan, 190 sayılı işyerlerinde şiddet ve tacizi önlemeyi amaçlayan uluslar arası sözleşmenin ve tavsiye kararının ülkemiz tarafından onaylanması ve etkin bir biçimde uygulanması için açık davetimizi tekrarlıyoruz. Bu sözleşmenin imzalanmasının ülkemiz ve insanımızın yararına olacağını değerlendiriyoruz.
-Mobbing ile etkin mücedele için nasıl bir yol izlenmeli?
Farkındalık ve bilinçlendirme için kamu ve özel sektör kuruluşlarında çalışan her statüdeki personel ve yöneticinin işe başladıkları tarihten itibaren ilk altı aylık süre içinde mobbing -motivasyon-verimlilik ilişkisi, zaman ve finans maliyeti konularında en az 15 saat eğitime tabi tutulmalıdır.
Ayrıca, kamuda ya da özel sektörde çalışanların işe başlamadan önce mobbing (Işyerinde Psikolojik Taciz) yapmayacağına dair kararlılık beyanı ya da yemin belgesi imzalatılmalı, imzalı belgenin bir sureti personel dosyasına bir sureti ise kişiye verilmelidir.
İş sağlığı ve Güvenliği Kanununda Psikolojik risk faktörlerini en aza indirecek, gerekli önlemlerin alınmasını özendirecek hukuki bir yapı kurgulanmalıdır. Kurum mevzuatlarında psikolojik tacize yol açacak hususlar düzenlenmelidir. Belirli büyüklükteki işletmelerde mobbing konusunda uzmanlaşmış ekipler oluşturulmalıdır.
Psikolojik taciz konusunda Sağlık Bakanlığınca ihtisaslaşmış klinikler açılmalı, psikolojik tacize maruz kalarak çalışma gücünü, çalışamayacak kadar kaybedenler bu kliniklerde tedavi edilmelidir. Bu tedaviler Sağlık Uygulama Tebliği kapsamına alınmalıdır.
Adli Tıp Polikliniklerinin kurumsal kapasitesi artırılmalı, bütün adli tıp polikliniklerinin mobbing vakalarına bakacak şekilde mevzuat alt yapısı geliştirilmeli, bu kliniklerde mobbing konusunda bilgili, birikimli uzman sayısı artırılmalıdır.
Kamu kurum ve kuruluşlar bünyesinde, psikolojik destek birimleri kurulmalı, bu birimlerde çalışacak sosyal çalışmacı, mobbing uzmanı, psikolog kadroları açılarak, bu alandaki istihdam artırılmalıdır.
2011/2 sayılı “İşyerinde Psikolojik Tacizle Mücadele” genelgesi günün koşulları ve bugüne kadar edinilen bilgi birikimi ve tecrübe ile kapsamlı olarak yeniden düzenlenmeli ve yayımlanmalıdır.
Psikolojik taciz yapanlar, yapılmasında yetkisi olduğu halde bilerek önlemeyenler ve psikolojik taciz yapılmasına doğrudan ya da dolaylı katkıda bulunanlar hakkında da cezai yaptırım getirilmelidir. Psikolojik taciz yapanlara ve bunu önlemekte yetkisi olduğu halde önlemeyenlere, psikolojik taciz yapılmasına katkıda bulunanlara ayrıca en az on bin lira para cezası da getirilmelidir.
Açılacak tazminat davaları Borçlar Kanununda, sebepsiz zenginleşme hükümleri dışında tutulmalı, hâkim tarafından hükmedilecek tazminat tutarı doğrudan zorbalık yapan kişiye ve önlemekte yetkisi olduğu halde önlemeyenlere ayrı ayrı rucü edilmelidir.
Psikolojik tacizin açık, net bir tanımı yapılarak Türk Ceza Kanunu kapsamında alt sınırı 2 yıl 6 ay olmak üzere hapis cezası öngörülmelidir. Mobbing suçu işleyenlere ayrıca en az on bin lira para cezası verilmelidir. Bu ceza psikolojik taciz yapanları caydırıcı nitelikte olacaktır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunun’da ve kamuda çalışan personelin disiplin hukukunu düzenleyen kanun maddeleri içinde işyerinde psikolojik baskı yani mobbing açık ve seçik, net olarak disiplin suçu kapsamına alınarak yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Zorbalar, mağdur hakkında sudan bahanelerle soruşturma açmakta, mağdura suç uydurulmakta, uydurulan suça disiplin cezaları verilmektedir. Suç isnat eden de, cezayı veren de maalesef idarenin kendisi olmaktadır. Bu mağdurun daha mağdur, zorbanın daha da zorba olmasının yolunu açmaktadır. Soruşturmaların tümüyle kurum dışından konunun uzmanı muhakkikler tarafından yapılması için yasal düzenleme yapılmalıdır.
Esas olan mobbinge uğrayan çalışanın süreçle mücadele ederken bir kez daha mağdur edilmesi değil, mobbingi uygulayanın sağlıklı bir şekilde tespit edilerek sürecin durdurulması, cezalandırılması ve mobbing uygulamasına neden olan davranış bozukluklarının tespit edilerek rehabilite edilmesidir. Bu konuda, işyerlerinde profesyonel düzeyde çalışmaların yapılması, mobbing kapsamındaki şikâyet ve müracaatların objektif bir şekilde inceleneceği bağımsız kurulların kurulması ve bu kurulların adeta bir iç denetim mekanizması olarak çalışması ve yöneticileri acil vakalarda bilgilendirerek gerekli tedbirlerin derhal alınmasını sağlamaları son derece önemlidir.
Kurumda mobbing ile mücadele yönünde çalışmalar yapan bir birim ya da merkez var ise işlevselliğinin ve etkin önlemlerin alınmasına olanak sağlayıp sağlamadığının değerlendirilmesi zaruridir. Bu birimler ya da merkezlerin var olmasına karşılık mobbingle mücadelede anlamlı bir yol alınamıyor ise sadece ilgili birimi/merkezi suçlamak kolaycı ve etkisiz bir çözüm yoludur.
Bu noktada mobbing alanında çalışmalar yapan sivil toplum örgütleri gibi uzman kuruluşlardan destek alarak bağımsız bir izleme-değerlendirme süreci ile kurumda yaşanan mobbing vakalarının nedenleri, kapsamı ve sonuçları konusunda ciddi ve etkin bir araştırma raporu hazırlanarak, rapor kapsamında önerilen tedbirlerin alınacağı konusunda idarenin güvencesinin tam olması gerekmektedir. Bu nedenle yalın, açık, objektif ve caydırıcı yaptırımları olan bir mevzuat altyapısının oluşturulması, bu altyapının idareyi gerekli tedbirleri almakla yükümlü kılan hükümler içermesi ve mobbingi uygulayanın süratli, etkin ve doğru bir şekilde cezalandırılacağı somut adımlar içeren bir düzenlemenin yapılması son derece yerinde olacaktır.
Zorbaların tedavisi yasal olarak zorunlu hale getirilmelidir: Işyerinde mağdurdan daha çok zorbanın destek tedavisine ihtiyacı olduğundan hareketle; zorbaların tedavisini zorunlu kılan yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Sorunun kaynağı zorbalık yapan insanların adaletsiz ve demokratik olmayan davranışlarıdır. Verilen süre içinde tedavisini yaptırmayan zorbalar yasal olarak tedaviye zorlanmalıdır.
Tedavide “birlikte mücadele” anlayışının ve dilinin benimsenerek, mobbing davranışları nedeniyle aslında ilk mağdurun kendisi olduğu konusunda mobbing uygulayan kişinin farkındalığının geliştirilmesi son derece önemlidir. Kişinin rehabilite sürecini sahiplenmesi ve tedavinin bir parçası olduğu anlayışı ile soruna yaklaşması alınacak olumlu neticeler açısından belirleyici olacaktır. Rehabilite sürecinde “biz” dilinin kurulması ve mobbingin taraflarına şiddetsiz iletişim tekniklerinin kazandırılması da alınacak sonuçların kalıcı etkiler doğurabilmesi açısından gözden kaçırılmamalıdır.
Bilgi Edinme Hakkı Kanunu uyarınca istenen bilgi ve belgeler kasten verilmemekte, eksik verilmekte, mağdur durumundaki kişi, bilgisizliğe boğulmaktadır. Bilgi Edinme Hakkı Kanunu uyarınca, bilgi ve belgeyi kasıtlı olarak vermeyen kamu görevlilerine ağır disiplin cezası konulmalıdır. Bilgi edinme yasası uyarınca suç işleyenler hakkında kamu davası açılabilmelidir.
Mobbing; iş kazaları ve meslek hastalığı kapsamına alınmalıdır.
Mobbing mağdurlarının en çok zorlandıkları konu yasal yollara veya şikâyete başvurma konusunda seçime zorlanmalarıdır. Yasal süreç çok uzun sürmekte, yasal yola başvurulduğu için de mağdura daha farklı taktiklerle taciz katlanarak artmaktadır.
Şikâyet ve müracaat ettiği için cezalandırılan mağdur için koruyucu yasal düzenleme yapılmalıdır. Mobbing mağduru savcılığa başvurduğunda savcı; kamu davası açabilmek için ilgilinin bir üst amirinden lüzumu muhakeme talep etmekte, ancak zorbanın ve işbirlikçilerinin üst amirleri; meni muhakeme kararı vererek zorbayı ve yandaşlarını korumaktadır.
Toplu iş sözleşmelerine ve memur sendikaları ile yapılan toplu sözleşmelere mobbinge karşı alınacak önlemler konulmalıdır. Mobbing ile mücadele kapsamında mutlaka hizmet içi eğitimler verilmesi karara bağlanmalıdır.
İftira ve karalama amaçlı olarak kendisine mobbing yapıldığını iddia eden, ancak iddiasının gerçek dışı olduğu açıkça ortaya çıkan kişilere de cezai yaptırım getirilmelidir.
Tüm yöneticiler önce en az 15 saat mobbing verimlilik ilişkisi, mobbing -motivasyon ilişkisi konusunda eğitim almalıdır. Bu eğitimi alanlar sertifikalandırılmalıdır. Kamu ve özel sektörde on ve daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde, psikolojik tacizi önleyici tedbirler getirilmelidir.
Mobbing araştırmaları teşvik edilmelidir: Türkiye’de sektörler ve meslekler itibariyle geniş çaplı araştırma yapılması için akademisyenler teşvik edilmeli maddi yönden destek sağlanmalıdır.
Üniversitelerde mobbing birimleri oluşturulmalı, yönergelerin hak, hukuk, eşitlik ve hakkaniyet ilkelerine göre düzenlenmesi sağlanmalıdır.
Emniyet teşkilatında psikolojik tacize maruz kalanların şikâyetlerini mobbing konusunda ihtisaslaşmış en az üç kişiden oluşan bu sayı artırılabilir, mülkiye müfettişleri kurulunun incelemesi gerektiği kanaatindeyiz. Emniyet teşkilatında psikolojik tacize maruz kalanların, şikâyetten sonra zarar görmemeleri için gerekli tedbirler alınmalıdır.
Bürokraside atanma, görev değişimi, açık ve net kurallara bağlanmalıdır. Belirli bir seviyeden sonra bir kişinin o makamda kalacağı süre yasalarla belirlenmelidir. Bürokraside en çok yargı kararlarının uygulanmaması için mobbing yapılmaktadır. Bu duruma hukuk devleti çerçevesinde kesin kalıcı çözümler bulunmalıdır.
Bir dönem mağdur olanlar genellikle, bir sonraki dönem için kin ve nefretle dolmaktadır. Gücü ele geçirdiğinde genellikle; kendisine yapılan hukuksuzlukları ötekileştirdiği ve düşman olarak gördüğü farklı siyasi, dini görüşlere sahip olan kişilere veya bölge ya da ırk farklılığı olan insanlara karşı uygulamaktadır.
Kamu ve özel sektördeki mobbingin durdurulması için, her gelişmiş ülkede olduğu gibi hiç vakit kaybetmeden, dünyadaki iyi uygulama örnekleri, ülkemizin sosyal ve kültürel birikimleri ve de bu güne kadar mağdur olmuş kişilerinin deneyimleri ve yaşadıklarını da dikkate alarak, kapsamlı bir çalışma ile ülkemize has müstakil bir MOBBİNG KANUNU çıkarılmalıdır.
Bu Kanun kapsamında; çalışma yaşamının her alanında mobbing karşıtı bir yaklaşımın esas alınması gerektiği açıkça belirtilmelidir. Demokratik ve dayanışmayı temel alan bir işbölümünün esas olduğu, her kurum ve kuruluşta iş-görev tanımlarının net olarak ortaya konulması gerektiği, liyakatin korunmasının öncelikli olduğu gibi temel ilkelere yer verilmelidir. Mobbingi önleyici etik kurallar sıralanmalı ve tüm çalışanlar açısından bağlayıcılık arz ettiği düzenlenmelidir. Çalışanlara farkındalık kazandırmaya, iletişim ve problem çözme becerilerini geliştirmeye dönük eğitimlerin verilmesine ilişkin düzenlemeler kanunda yer almalıdır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde, TBMM çatısı altındaki siyasi partiler, YÖK, Üniversiteler, Türkiye Barolar Birliği, Sendikalar, Konfederasyonlar, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, TÜSİAD, Sivil Toplum Kuruluşları, ulusal ve yerel bütün basın yayın kuruluşları mobbing ile mücadele konusunda topyekün milli bir duruş sergilenmeli seferberlik ilan edilmelidir.
SONUÇ OLARAK; Mobbingi önleyici kapsamlı yasal düzenlemelerin yapılması,
Tüm kurum ve kuruluşlarında mobbing başvurularını inceleyecek birimlerin oluşturulması,
Mobbing başvurularının etkin bir şekilde denetlenmesi ve sonuçlandırılması,
Mobbing uygulayanların (mobber) ve kurumların kamuoyunda deşifre edilmesi,
Sağlık kurum ve kuruluşlarında mobbing olguları ile ilgili uzman kadro olması ve mobbing olgularının takip edilmesi
Mobbing farkındalık çalışmalarının yapılması, en alt çalışanlara kadar ulaşılması
Psikolojik Tacizle Mücadele Kurulunun etkin bir şekilde mobbingi önleyici politikalar üretmesi, tüm mobbing başvuru sonuçlarının kurul bünyesinde toplanması
Mobbing uygulaması tespit edilen işyerlerinin istihdam teşvikleri ve diğer işyeri teşviklerinden yararlanmasının engellenmesi
Dezavantajlı gruplar (çocuk, engelli ve kadın çalışan) için ayrıca önlemler alınması
İşveren veya amir konumundaki kadınların, diğer işveren veya amir konumundaki erkekler tarafından yapılan Mobbing şiddetti ile ilgili önlemler alınmalı, toplumsal fırsat eşitliği sağlanmalıdır.
İlhan İŞMAN
Mobbing ile Mücadele Derneği Genel Başkanı