Bir Şubecinin kabusu!

Sabah evden çıkarken sokak kapısından evime baktım…Hemen karşı duvarda olan ailemin resmine…
Akşam eve geldiğimde acaba onlara zarar verecek miydim? Bir şubecinin psikolojisi: ŞUBECİ YAZIYOR:
Bir süredir içimden yazmak bile gelmedi çünkü “paramedya” yı ve sayesinde bugüne kadar yazdıklarımı bu camiada, bu bankada hatta müdürümün diğer müdür arkadaşlarıyla yazım üzerinden konuştuğuna şahit olup, yanımdaki arkadaşım bile okurken ve arkadaşlarıyla paylaşırken hiçbir şeyin değişmediğini görmek, okuyan çoğu kişinin sesi olma hayallerimi kırdı….
Sessizliğimi bozmamaya kendi kendime söz vermiştim ancak olağan dışı bir durumdayız ve olağan dışı vicdansızlıklar yaşıyoruz..
Konumuz: hepimizin yaşadığı ve adapte olmaya çalıştığı koronalI günler..
Sabah evden çıkarken sokak kapısından evime baktım…Hemen karşı duvarda olan ailemin resmine…
Akşam eve geldiğimde acaba onlara zarar verecek miydim?
Hayatımda hiç tanımadığım bir insan nedeniyle tüm ailemi ve hayatımı kaybetme korkusu içimi kemirir oldu şubeye attığım her adımda. Ve şubede yaptığım her işlemde…
Sokakta gördüğüm herkes benim için bir düşmandı sanki ve onlar için de ben…
Her sabah aldığım poğaçayı, simidi almıyordum artık…
Zaten nefret ettirdikleri işime hayatimi kaybetme yada bir başkasının hayatına mal olma pahasına neden gidiyordum ki?
BİZİ Mİ DÜŞÜNÜYORLAR?
Cevap çok basit ve ortak aslında; yaşamak için.
Yasamak için yaşamını kaybetme riskin olan bir şey yapıyorsun ve başka şansın yok…
Beni, bizi düşünen birileri olmasını istedim…Banka yönetimi, müdür ne biliyim hükümet birisi yani…
Önce bir kaç mail geldi bizi düşünüyormuş gibi yapan . İlk defa insan yerine konduğunuzu ve her nasılsa bankamızın bizi önemsediğini düşündük…
Ne büyük hata, ne büyük bir beklenti ve nasıl bir yanılgı..
İlk zamanlarda gelen her şey şöyleydi:  sizin sağlığınız için, evden çalışılacaksınız, kıyafetiniz önemli değil, bebeği olanlar gelmesin, hastalığı olan gelmesin, bu sureci en etkin şekilde yönetip hep birlikte atlatacağılar hepsi topu 1 hafta sürdü.
Bankam normale döndü; evet benim bankam tam olarak ” vicdansız” dı ve evet benim müdürüm “insan” değildi.
Bankam önce yalandan biraz insaniyete soyunmuştu ve baktı ki süreç uzun sürecek bu tavrından vazgeçti. BDDK’nın açıklamasına ve iznine göre çalışma saatlerini 12:00/17,00 olarak düzenleyenler tüm bencilliğiyle şubelerdeki çalışma saatlerini yeniden uzattı. Sanırım şube içlerinde bu virüsün kesinlikle yayılmayacağına kanaat getirdiler ve bunu da müdürler ile paylaştılar.
Ne mi oldu?
EVDE KAL!
Benim karşıma geçip korona virüsünden ölümün çok az olduğunu bana rakamlarla ispatlamaya çalışan bir müdürüm var inanabiliyor musunuz? 
Türkiye’de evde kal seferberliği ilan edilmişken bana şubenin aracını vermeyip (çünkü o O’nun şahsi arabası) beni emlakçı ziyaretine -üstelik toplu taşımayla- göndermeye çalışan bir müdürüm var. 
Emlakçıya gitmek istemediğimi söylediğimde yaşanan olayları çok abartıyorsun diyen ve o zaman yakındaki doktor ve avukatları ziyaret et, hem yârdim alırsın diyen bir müdürüm var…
Ona da gitmek istemediğimi çünkü dışarda ölümcül bir virüs olduğunu hatta korktuğumu yinelediğimde bana “o zaman yakındaki müşterilerinin evine git yalnız giderken maske tak, müşteri huylanmasın şimdi” diyen bir müdürüm var…
Gitmeyi reddettiğim ve bin bir türlü tartışma ve tehditte rağmen gitmediğim için beni her sabah saat 09:00 da üstelik su ortamda kredi yada mevduat için müşteri aramaya zorlayan bir müdürüm var benim.
ÖLMEYE ZORLANMAK
Yaşamak için…evet yaşamak ve hayatımızı idame ettirebilmek için beklide ölmeye zorlanıyoruz .
Hiç mi içleri sızlamayacak bize yada ailemize bir şey olsa? 
Azıcık bile bir sorumluluk hissetmeyecekler mi?
Sanmıyorum.

Bitmeyen hedef, rakam, kişisel hırslar ve egolar uğruna üstelik bu vicdansızlığın ve insansızlığın hepsi.

Tek sorum şu hepsine hatta buna kendim ve sizler de dahilsiniz.

Biz bu kadar değersizken bu kurumlara ve bu insanlara değer mi?

Şubeci