Covid Hamileleri, Hele Bir de Bankacıysa.

Türkiye’de kadın bankacının en büyük korkusu hamile kalmak. Çünkü işinizden olabilirsiniz. Peki Kanada’da bu durum nasıl? Çiçeği burnunda hamile bankacı Arzu Bozkurt yazıyor:
2016’nin sonlarından itibaren yasadığım; 13 yıllık Türkiye’deki bankacılık hayatına son verme, ülke değiştirme, 35’ten sonra İngilizce öğrenme, tekrar üniversiten mezun olmak ve kep giymek, aşçı yamaklığı, garsonluk ‘tan başlayıp kendi restaurantini işletmek, evlenmek, Justin Trudeau ile bile tanışmak derken tekdüze hayatımda hızlı ve büyük değişiklerin olduğu yıllardan geçtim.   
2020 ise tüm dünya için olduğu gibi benim içinde hızlı başladı. Bu kez Kanada’da bankacılığa geri dönmek, Covid-19 salgını, her yerin kapatılması, evlerden çıkmadığımız günler darken, hayatimin en en en önemli olayı oldu. Bir canin içimde kalp atışına şahit olmak. Evet hamile olduğumu öğrendim.
Ayy bu dünyaya çocuk getirilir mi diyen bende her şey anlamını değiştirdi. Ben varım yaa hiçbir şey olmaz bebeğime diye dünyanın en cesur insanına dönüşüveriyorsun. Şaşkınla bu değişimime şahit oluyorum.
Eee peki ben bunu nasıl işyerine söyleyecektim? 5 aydır çalışıp 3,5 aylık hamile olduğunu söylemek. Türkiye’de bankacılık sektöründe yürek yemek demek çoğu zaman. Tabi hemen geçmişe dondum, toplantılarda tutturulamayan hedeflerin sorumlusunun ekipte hamile personel olmasına, ee simdi deneyimli olan personelim doğum iznine çıkıyorsun hem de hedeflerin en yoğun olduğu donem yapılır mi diye suçlu hissettirilmelere, nee gişe önünde bu yoğunluk varken ne demek doktor randevusu, mesai saati sonrasına alalım doktor takip randevularını demelere, doğum izninden sonra bilemiyorum kadro olur mu bölgeye çekerler sonrasını bilemiyorum söz veremiyorum demelere, saçmalama ne sut izni zaten 6 aydır yoktun baskılarına, ben sen erken döneceksin diye kadroyu bos tutmuştum ama uzatacaksan izni bende artık anlayış göstermeyeceğim demelere, kotuyum dinlenmem lazım erken çıkabilir miyim diyen hamile personele yani ne kadar kotusun birkaç saat kaldı şubenin kapanmasına sabredemez misin demelere kimi zaman şahit oldum, kimi zaman da böyle hikayeler duyduğumdan biraz telaş yaptim.Belki iyi örneklerde vardır ama o an bunlar geldi aklıma nedense!?!?..Bilinçaltıma bunlar yerleşti demek ki çoğunlukta olduğundan mi acaba ?
İlk mentoruma açtım konuyu, çok deneyimli bir bankacı 25 senedir sektörde. Ne zaman söylemeliyim dedim ne zaman istersen dedi. Ne zaman kendini hazır hissedersen 7.ayda bile olabilir. İnsan Kaynaklarını ara haklarını detaylı sor dedi doğum izninle ilgili, bu bilgi sana özel bir bilgi asla kimseyle paylaşamazlar sen onay vermedikçe dedi.
Ve sunu ekledi,
20 yıl önce krizim olduğunda esimin doğru düzgün isi yoktu, o yüzden geç doğum iznine ayrıldım erkenden ise geri geldim. Çocuğumun en güzel zamanlarına şahit olamadım. Bak şimdi hala 25 yıldır çalışıp ayni isi yapıyorum ama çocuğumun o zamanlarını geri alamıyorum. Demem o ki bu güzel donemin tadını çıkar, eğer tek esinin maaşı aylık temel ihtiyaçlarınızı karşılaştırıyorsa hayat seni nasıl yönlendiriyorsa akışına bırak ve tadını çıkar.
Sonra yöneticime telefon açtım, önden sunu var elimde bu var, hedefimin şurasındayım vs. vs. eski günler alışkanlığı sanki bunu söylersem olayı hafifletirim dedim. Hayatimin en güzel olayını anlatırken düşündüğüm şeylere bak. Sonra pat diye söyledim ve ise yeni girdim ve size hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm dedim.
Aldığım cevap: benim ve ailem için çok mutlu olduğu, lütfen bu sureci en iyi şekilde geçirme yeni bir personel olarak değil hayal kırıklığına uğratmak kısa suredeki kullanımlarla ekip rakamlarına ciddi katkıda bulunduğum ve benim için her zaman bu ekipte şüphesiz yer olacağıydı. E ne zaman kutlayabiliriz ekip arkadaşlarınla, lütfen ne bana haber ver ne zaman duyurmak istersin onlar da çok mutlu olacaklar dedi.
 Burada konuştuğum herkes ama herkes isin insani yönlerine baktı. Ekonomi nasıl olacak, burada bizi nasıl etkileyecek, doğum izninden sonra neler olacak bilemiyorum. Âmâ yaklaşım tarzları beni iyi hissettirdi. Gerçi ben yasamak için her isi yaparım gücünü Kanada’daki ilk yıllarımda zaten kazanmıştım. Bu ismi çok sevsem de bi aksilik olursa fark etmez çok çıktım konfor alanımdan. Diyorum ya iyi hissettim..
Bu yazıyı yazarken bir yandan Nil Karaibrahimoğlu çalışıyor fonda… Kimsenin ama kimsenin sizin hayatinizin en güzel anlarını maddesel tehditlerle zehir etmelerine izin vermeyin lütfen .37 yıllık  yasadıklarımdan benim mirasım, benden kalan bu olacak çocuğuma, sağlıkla gelsin miniğim :
Karanlıktan gelecekler
Önünde dikilecekler
Sarı sarı dişleri olacak
Sivri pençeleri olacak
Yakalayacak sanacaksın
Ama hep sen kazanacaksın
Ben sana koşmayı öğretice’m
İçinden gülmeyi öğretice’m

Yalanlar söylicekler

Sözlerinden dönecekler

 Buzdan kalpleri olacak

Acı sözleri olacak

Yaralayacak sanacaksın

Ama hep sen kazanacaksın

 Üstlerine gitmeyi öğretice’m

Düşünce kalkmayı öğretice’m


Bazen yalnız bırakacaklar
Ne yapacaksın bakacaklar
Planları olacak
Hep bir başları olacak
Kırılacak sanacaksın
Ama hep sen başaracaksın
İçinden yanmayı gösterice’m
Kendini sevmeyi öğretice’m
Gidip de varmayı öğretice’m
 
Ben sana koşmayı öğretice’m
İçinden gülmeyi öğretice’m