(P)jama (T)erlik (T)elevizyon Bankası

(P)jama (T)erlik (T)elevizyon Bankası nasıl P(ersonelini (T)üketen (T) icarethane’ye dönüştü? Gürcan Konur yazıyor:
(P)JAMA (T)ERLİK (T)ELEVİZYON BANKASI:
(P)ERSONELİNİ (T)ÜKETEN (T)İCARETHANE


Eskiler hatırlayacaktır, ne yapacaksın sorusuna esprili olarak,  “evde P.T.T. takılacağım, yani (P)jamamı, (T)erliğimi giyip, (T)elevizyon seyredeceğim.” denirdi. PTT ise, (P)osta, (T)elgraf, (T)elefon hizmetlerinin baş harflerinden oluşuyor. Telefon kısmı, PTT’den alınıp, Türktelekom adı altında önce güya özelleştirilip, yabancı hırsızlara peşkeş çekilip, batırılarak, sonra da zorla kredi verdirilen yerli bankalara kakalanalı yıllar oldu, telgraf zaten teknolojiye yenik düştü, ama hala telgraf hizmeti veriliyor, acaba satın alan kaç kişi kalmış olabilir, kala kala sadece posta kısmı kaldı, bunun üzerine yılların PTT’si bir anda PTT Bank oluverdi, ama ortada öyle bir garabet var ki, klasik, normal bir banka desen değil, zaten aslında banka ismini kullanması da bankalar kanununa aykırı, bütün bankacılık işlemlerini yapamayan bir kurum, banka adını kullanamaz, ama devlet kurumu olunca tabii ki göz yumuldu.
POSTA TEKELİ, ETKİN DEĞİL
Aslında ellerinde kanundan gelen bir güç var, yasa gereği, ülkemizde posta(mektup ve dosya) iletim tekeli sadece PTT kurumunundur, kargo firmalarının mektup ve dosya gönderimi mevcut yasalara aykırıdır, ama PTT bu tekeline sahip çıkamadı, kargo firmalarının sahiplerinin iktidarlara yakın durması neticesinde kaybettiği tekeli koruyamadı, tabii ki bunda kendi beceriksizlikleri de mevcut, normal postaya verilen bir mektup, aylarca yerine ulaşmadığı gibi, bazen hiç ulaşmadığı bile oluyordu, önceleri iyi bir hizmet olarak başlayan Acele Posta Sistemi(APS)nin sloganı “24 saat içerisinde postanız elinizde olacak.” idi, şimdi 24 saat içerisinde o ilde oluyor, ama dağıtılması bazen 48 saati, hatta bazen 72 saati bile buluyor, bu yüzden en hesaplı fiyatlara sahip olduğu halde PTT çok fazla  tercih edilmiyor. 
KALİTE STANDART DEĞİL
Aslında PTT hizmetleri için, toptan iyi veya kötü diyemeyiz, aynı hizmet belli yerlerde çok iyi iken, hatta fiyat avantajına bakarak diğer rakiplerine göre fark atarken, aynı PTT bazı yerlerde hizmet kalitesinde sürünüyor, örneğin büyükşehirlerin bazılarında(Ankara, Antalya merkez) ve kırsalda nispeten iyi iken, Trakya’da(özellikle Lüleburgaz  ve Kırklareli posta dağıtım merkezleri) ve Antalya’nın ilçelerinde(Kemer, Alanya) kötü bir durumda olabiliyor. Demek ki asıl sorun kurumsal hizmet kalitesinin standart  hale getirilememesi olarak öne çıkıyor.
İADESİ POSTAYA VERİLİŞİNDEN ÖNCE YAPILAN GÖNDERİ
Geçenlerde, D-market elektronik hizmetler A.Ş.( Hepsiburada)’ne APS gönderecektim, 13 mayısta PTT’ye verdim, meğerse adres başlığı girerken, okuduğunu anlamayarak, D-smart yazmışlar, adres doğru olduğu halde, başlık hatalı olduğu için 9 gün sonra, 22 mayısta iade olmuş, zarfın üzerindeki iade tarihi 02.05.2020 olarak yazılmış, PTT mektup 13 mayısta postaya verildiği halde 2 mayısta iade etme becerisini göstermiş ve en azından 9 gün sonra tekrar elinize ulaştırarak bu alanda zor da olsa bir rekora imza atmış oluyordu.
AZ ELEMAN ÇOK İŞ
Sürekli zarar eden bir kurum olarak PTT belki de zorunlu olarak bankacılık işlemlerine girmeyi seçmişti, çünkü posta ve kargo rekabetten dolayı pek karlı değildi, hem de maliyeti kendisine çok yüksek idi, kamu kurumu olması dolayısı ile, başka kargo şirketlerinin daha az elemanla yaptıkları işi PTT daha çok elemanla yapmak zorunda kılıyordu.
PTT’NİN YAPMADIĞI İŞ YOK
PTT eskiden sadece posta çeki ile ilgili ödemelere aracılık ederdi, ama bugün kredi kartı ödemelerine aracılık, bireysel kredi ödemelerine aracılık , PTT sigorta ile tüm sigortacılık işlemleri, tüm nakit yatırma çekme, bankalara havale(EFT) işlemleri, PTT kart ile ATM bankacılık işlemleri, emekli maaşlarına promosyonlu aracılık işlemleri, Aktifbank aracılığı ile bireysel kredi kullandırımları, efektif işlemleri, UPT yurtdışı havale işlemleri, HGS otoyol geçiş ücretleri ve cezası tahsilatları, para yükleme ve kart satışları, tüm fatura tahsilatlarına aracılık, vergi-SGK tahsilatları, üniversite harç ödemelerine aracılık, yemek sepeti ödemelerine aracılık, Oriflame, Tupperware, Avon firma tahsilatları, Türkiye Jokey Klübü tahsilatları, gaz ve su satışı, SGK maaş ödemeleri, İşkur kısa ve yarım çalışma ödemeleri, iş kaybı ödemeleri, ücret garanti fonu ve işsizlik sigortası ödemeleri, il ve ilçe sosyal dayanışma fonu ödemeleri, güvence bedeli ödemeleri, Suriyeli sığınmacı yardım ödemeleri, nüfus müdürlüğü kimlik yenileme ve pasaport harçları ödemeleri vb. birçok bankacılık işlemlerine aracılık etmektedir.
İŞ ÇOK, KAR YOK
Bu kadar çok işleme aracılık eden bir kurum nasıl zarar eder diye düşündüğümüzde bunların birçoğunun devlet baskısı ile zorunlu olarak ve çok düşük karlarla yapıldığını, getirdiği yüke oranla, nerede ise karsız yapılan bu işlemlerden ötürü, büyük kalabalıkların ve yoğunlukların oluşması nedeni ile potansiyel verimli müşterilerin bu kurumdan kaçtığını görüyoruz. 
KORONA DAĞITIM MERKEZİ POSTANELER
Korona salgınının ölümcül seyrettiği bugünlerde, PTT şubeleri aşırı yoğunluklara sahne oluyordu, 2.111.000 aileye biner liralık sosyal yardımın elden ödemesi nedeni ile şubeler kilitlenmişti. Ayın beşinden itibaren elden ödenecek işsizlik maaşları ve şimdilik,  19  bin firmaya ait, 452 bin çalışanın kısa çalışma ödeneği nedeniyle işler iyice  çığırından çıkacaktı. Çaresiz kalan hükümet, sosyal yardımların elden ikametlerine gidilerek ödenmesi kararı almak zorunda kaldı. PTT personeli ev ev dolaşarak maaş ödüyor. İşsizlik ve kısa çalışma maaşlarının mümkün olduğu kadar banka hesaplarına gönderilebilineceği açıklandı, zaten bu paralar neden elden ödenir, anlamak zor, bu çalışanların zamanında maaşları zaten banka hesaplarına yatırılarak ödeniyordu, yine bu hesaplara yatırılması en doğrusu idi.    
BATIKENT KORONA ÜRETİM TESİSLERİ
Yalnız bu kalabalıkların her gün postaneleri doldurması sonucunda arka arkaya korona kapan personel nedeniyle PTT şubeleri karantinaya alınarak, bir bir  kapatılmaya başlandı. Örneğin Ankara Batıkent Mesa şubesindeki 15 personelin 3’ünde korona virüsü saptandığı için şube kapatılmıştı, ardından Batıkentteki Çakırlar Ptt ve diğer 4 şube de aynı gerekçe ile kapanarak, batıkentte açık postane kalmayacaktı. Bu durumdan, ülkemizdeki kalabalık  birçok ilçeden daha fazla nüfus barındıran  tüm semt etkilenerek, tüm kargolar kota koymak zorunda kalacak ve bütün sistem kilitlenecekti. Batkentteki bir noktadan, batıkentteki başka bir noktaya bile kargo göndermek 15 günü bulacaktı. Meğerse PTT olmasa tüm kargo, posta sistemi çalışamayacak duruma gelecekmiş, aslında bu devlet kuruluşu olmasa bırakın fiyat dengesi sağlamayı, zamanında gönderim bile mümkün olamayacakmış.
ANKARA KORONA İŞLEME MERKEZLERİ
Ankara Altındağ posta dağıtım merkezinde de koronalı personel çıkınca, 30 kişi karantinaya alınarak, merkez kapatılacaktı, ancak aynı binada faaliyet gösteren Mamak posta dağıtım merkezi çalışmaya devam edecekti. Demek ki aynı binada olunca virüs bulaşmıyordu, illa dibdibe çalışılacaktı.
Kapanan Mesa postanesi dezenfekte edilerek, daha 2 haftayı doldurmadan, yaklaşık bir hafta sonra diğer ilçelerdeki personelin geçici görevlendirilmesi ile yeniden faaliyete geçecekti. Normalde vatandaş en azından bir hafta uğramaz diye düşünülürken, daha ilk sabahtan kuyruklar uzayıp gitmekteydi. Aynı durum yine 40 personelin koronadan hasta olması nedeniyle kapatılan Gimsa Batıkent  markette de gerçekleşiyordu, market açılır açılmaz vatandaşlar yine hücum etmişti. Dolayısı ile salgından vatandaşımız hiç korkmuyordu, inadına korkularının üzerine giderek, onları bu yolla yenebileceğini düşünüyorlardı. 
GÜVENLİKSİZ VE ALLAHA EMANET ŞUBELER
Aslında PTT şubelerinin asıl sorunu güvenlik olarak öne çıkıyor, birçok şube soyguncuların açık hedefi durumunda, çünkü sadece bir tek  kadın personelle bile çalışan şubeler var. Genel müdürlüğün aldığı önlem sadece güvenlik kamerası koymak, soygunu önlemekten ziyade soygundan sonra kimin yaptığını ortaya çıkarmaya yönelik bir tedbir, ama şu aralar zaten maskesiz müşteri alınmadığı için, soygun maksadı ile gelen kişinin maskeli, gözlüklü ve şapkalı olması garipsenmeyecek, ama bu durumda soyguncunun kimliğini belirlemek de çok zorlaşacaktı. 
BAHTSIZ ŞUBE MESA
Mesela bahtsız Mesa Batıkent şubesi geçen yıl yine bu zamanlarda, öğle arası verildiği zaman şube kilitli iken kapıyı zorlayarak giren soyguncular tarafından çekmecede bırakılan 4 bin lira alınarak soyuluyordu.Normalde Mesa şubesinde güvenlik görevlisi var, ama öğle arası molada olduğu için bir faydası dokunmayacaktı, kaldı ki birçok şubede güvenlik görevlisi olmadan çalışılıyor.
LAVABOYA GİTMEK BİLE LÜKS OLMUŞ
Olayı sadece soygundan ibaret de görmemek gerek, tek başına çalışan bir personel lavaboya bile gidemeyecek, çünkü içeridekileri dışarı çıkarıp, şubeyi kilitlemesi pratikte çok zor, bir de eğer kadın personelse, muayyen günlerinde çalışırken, ihtiyaç halinde lavaboya gitmesi daha da zor olacaktır. Tek kişi ile ancak büfe işletilir, bakkal dükkanında bile en azından bir çırak şarttır, ama PTT şubeleri olmazı başararak, tek kişi ile harikalar yaratıyorlar.
SENDİKA MI SANDUKA MI
Aslında bankalarda olduğu gibi, PTT’de de örgütlü bir sendika var, ama bankalarda da olduğu gibi,  varlığı aidatlarla hatırlanıyor, korona günlerinde bile sendika personelin güvensiz ortamlarda çalışmasına engel olamadığı gibi, bunu kamuoyuna da duyuramadı. Sendika olacağına sanduka olsa, bir dua yeterli olurdu, hem aidat da istemezdi.  Aslında ülkemizde sendikacılığın kaderi bu olmamalı, lakin birçok sektörde durum bu maalesef…
İYİ Kİ PTT VAR
PTT’nin eski saşalı günlerine dönmesi zor gözüküyor, ama PTTsiz bir hayat da, pek kolay olmasa gerek, asker çocuğuna para veya ihtiyaç malzemesi gönderen bir aile diğer fahiş fiyatlar uygulayan bankalaın ve kargoların eline kalsa vay haline, gönderilen ürünün değerinden daha fazla kargo veya havale  bedeli istenmesi sadece PTT’de mümkün olmuyor, diğer kargo şirketleri anlaşmalı firmaların kargolarını çok düşük fiyatlara taşırken, bireysel müşterilerini soymakta hiç  beis görmüyorlar.
POSTACININ EVRİMİ 
Eskiden postacı kapılarda beklenir ve gözlenir, şapkası ve kendisine has  üniforması ile köşede gözüktüğünde herkeste bir merak başlardı, şimdi, ne üniforma, ne şapka, ne çanta var, ne de eski merak ve heyecan var, kim postacı kim değil bilemiyorsunuz. 
Neticede, ne seninle, ne de sensiz oluyor PTT(Personelini Tüketen Ticarethane).
Eskiler derler ya:” Allah ne hastaneye muhtaç etsin,  ne de hastanesiz bıraksın”,  aynen PTT için de mevcut durum budur.
Son söz: Bak postacı geliyor, artık ne selam, ne de zamanında gönderi veriyor, herkes ona bakıyor, koronadan helak oluyor.

GÜRCAN KONUR
ESKİ BANKACI, 
YENİ BANKA, POSTA VE KARGO MÜŞTERİSİ