Hanife Serter neden yazıyor?

Yılların bankacısı Hanife Serter, neden Paramedya.com.tr’ de yazıyor? Hanife Serter, ısrarla ve bıkmadan neden yazdığını açıkladı:
Benim son yıllarda bu sitede ısrarla, istikrarla yazmamın tek bir sebebi var.
Bankacılık sektöründe çalışan sessiz mağdurların sesini daha geniş kesimlere ve üst yönetimlere, kamu otoritelerine , yetkililerine duyurmak.
Doğrusu ilk başlarda bunun bir faydası olur sanmıştım. Mobbingçiler insafa gelir, üst yönetimler vicdan muhasebesi yapar, arada kalan birkaç kişi insanlığını hatırlar , herkes şöyle bir an durup “ Biz ne yapıyoruz arkadaş ?” diye sorgular sanmıştım. Oluyor öyle. İnsan herkesi kendi gibi sanıyor. Birilerinin acısını, isyanını okuyunca, birilerinin yaşadığı trajedilere şahit olunca bunlara son vermek her insanın içinden gelir diye düşünüyor. İnsan düşünüp düşünüp yanılıyor.
Yıllar geçtikçe, yaşadıkça, yaşlandıkça insanlar hakkında daha çok şey öğreniyor. Bu yazıları hiçbir zaman kendi içimi dökmek, kendi derdimi anlatıp rahatlamak , egomu tatmin etmek, önceden tanıdığım egosu şişik kişileri rencide etmek için yazmadım. Her yazımda sektörel, sistematik, kurumların içine işlemiş sorunları, dertleri, patolojik seviyede yönetim arızası olan kişileri yansıtmaya çalıştım. Anlayanlar çok güzel anladı. Anlamayanlara davul zurna az.
BİR MEKTUP
Geçen hafta olduğu gibi bu hafta da yine son haftalarda sektörde yaşanan bir trajedinin mağdurlarından birinin mektubunu paylaşacağım sizlerle . Aşağıdaki yazı sadece bir kişinin münferit çığlığı değil ne yazık ki. Aynı kurumda, benzer süreçleri yaşayıp işsiz kalmış çok sayıda kişinin benzer hikayelerinden sadece biri. Daha çok hikaye var. Gerekirse hepsini tek tek yayınlayacağım . Çünkü bu köşe artık sadece benim değil, tüm sektör mağdurlarının köşesi.
Değerli bankacı arkadaşlarım ! Bilin ki sizin bir derdiniz varsa, sesinizi duyuracak bir köşeniz de var. Bize yazın…Söz uçar, yazı kalır. Tüm bunlara sebep olanlar belki gün gelir bu yaptıklarından utanır...

” Hanife hanım merhaba ben de O bankanın  çalışayım.  5 yıldır çalışıyorum… İşkur’da o bankanın engelli personel arayışı ile girdim bankaya.  6 ay Bölge kadrosunda çalıştım ve 6 aydan sonra 1.sınıf çok kalabalık olan bir şubeye gişe yetkilisi olarak atandım.  Benim rahatsızlıklarım  var ve kanserden döndüm, çeşit çeşit operasyonlar geçirdim, kendi iradem sayesinde toparladım…neyse şubede 2.5 sene kadar çalıştım ve satışlarım çok iyi olduğu halde, bireysel müşteri temsilcisi olmak için çabaladım ve nakit yetkilisi olarak terfi edildim. Bu da iş deyip dört elle sarıldım işime. Yeri geldi  nefes bile alamayacak durumda işime geldim, sahip çıktım, engelli personelden ziyade normal personellerden bile daha fazla çaba sarf ettim. Daha sonra bu hastalık sebebiyle  idari izinli olarak eve gönderildim ve bir gün bir telefon ile sadece mevcut süreç bitene kadar laptop bilgisayar tahsis edilip kredi kartı başvurusu yapan müşterilere kart satışının yapılması ile ilgili aramalar yapılacağı bilgisi verildi ve bir gün hiç tedbir alınmadan şubeye gönderildik. Kendi bilgisayar kurulumunu kendimiz yaptık aldık ve başladık uzaktan saçma sapan eğitimlere. 1 hafta gibi internet üzerinden eğitim verip  ardından göreve bile başlamadan çağrı merkezi birimine gönderildik, geçici denildi ve ondan başka hiçbir seçenek sunulmadı, elektrik ücreti yok, kasa tazminatı yok, mesai yok, internet yok, yemek yok, evinde internet olmayanlara ise bağlanması gerektiğini ilettiler birkaç hafta çağrı aldım ve sabah 9 akşam 18 arası nefes aldırmadan çalıştırdılar, küfür yedim sesim çıkmadı, hakaret yedim sesim çıkmadı, işime her zaman sadık oldum. Son zamanlarda hastalıktan  dayanılmayacak duruma geldim.  Kurum hiçbir  destek vermedi, üstüne olmadı, hastaneye gidilen 1 saat için bile çalışılması gerektiğini iletti, yetmedi çalışma saatleri arttırıldı, sabah 9 akşam 20, hafta sonları mesai koydular para yok dediler, yazılı tek bir sözleşme çalışma şartlarını bize sunmadılar, istediklerimizde ise ise ilk girişteki sözleşme geçerli dediler ve bizim imzamızı dahi almadan bizi mimleyerek başka bir birim personeli yaptılar. Doktor tarafından bu şekilde çalışmak uygun görülmedi, yazı yazıldı, kabul etmediler ve mesai katılmak istemediğimi ilettigimde ise mobbing ile eğer katılmazsanız tarafınıza uyarı verilecektir diye mail attılar.  Biliyorum ki işten çıkartmak için elinden geleni yapacaklar, yapsınlar… Ben en azından her gece yastığa başımı koydugumda rahat uyuyorum onlar bu kadar vebal altında o mezarda nasıl yatacaklar bilmiyorum ,  ben hakkımı helal etmiyorum kesinlikle… “