Merkez Bankası Sayıştay raporuna bir de böyle bakın!

. Sayıştay denetçilerinin geçen ay  gündeme gelen 2019 yılına ait raporu da ilgi çekti, medyada geniş yer buldu. Dr.Ayhan Bülent Toptaş Sayıştay raporunu yorumladı:
TCMB VE SAYIŞTAY DENETİMİ RAPORU  
Sayıştay TCMB için 2012’den bu yana denetim raporları yazıyor ve bu raporlar kamuoyunun ilgisini çekiyor. Bunun nedeni çok açık: TCMB ekonomi yönetiminde para politikasından sorumlu çok önemli bir kurum. 2012 yılını inceleyen ilk raporda herhangi bir bulguya rastlanmamıştı. Daha sonraki denetimlerde ise yavaş yavaş bulgular saptanmaya başladı. Sayıştay denetçilerinin geçen ay gündeme gelen 2019 yılına ait raporu da ilgi çekti, medyada geniş yer buldu. Burada söz konusu rapor üzerinden bazı değerlendirmelerimi ileteceğim:
1) Raporun 4. Sayfasında yer verilen 2018 ve 2019 yıllarındaki Cari, Yatırım ve Toplam Gider Bütçesi Ödenek ve Gerçekleşmeleri ile ilgili tablonun irdelenmesi gerekir.
Sayıştay’ın TCMB hakkındaki raporlarında genellikle incelenen yıl ile bir önceki yıla ait cari, yatırım ve toplam gider bütçe ödenek ve gerçekleşmelerine bir tablo içerisinde yer verilmektedir. Bu tablonun paylaşılmasındaki amaç denetlenen kurumun görevini yerine getirirken ne kadar finansal kaynak kullanmayı planladığını ve planladığının ne kadarını kullandığını göstermek olmalı. Sayıştay’ın TCMB için hazırladığı 2019 yılına ait denetleme raporunun 4. sayfasında yine bu tabloya yer verilmiş ve 2018 ve 2019 yıllarına ait rakamlar paylaşılmış. Söz konusu tablodaki Cari, Yatırım ve Toplam Gider Bütçesi Ödenek ve Gerçekleşmeleri ile ilgili tutarların irdelenmesinde fayda var. Bunun nedeni Bankanın bütçe ödeneklerinin iki yıl içinde 1 milyar 891 milyon TL. den 4 milyar 384 milyon TL. ye çıkması ve bu durumun Sayıştay raporunda dikkat çekilmesi gereken bir durum olarak yer alması gerektiğini düşünmem. Genel bir değerlendirme yapabilmek için birinci aşamada tabloyu eski Sayıştay raporlarındaki tablolardan da faydalanarak biraz daha genişlettim ve Tablo 1’i oluşturdum.
İkinci aşamada ise 2015-2019 Yılları Cari, Yatırım ve Toplam Gider Bütçesi Ödenekleri ve Gerçekleşmelerindeki artışları ve hedefe ulaşma oranlarını ayrı ayrı tespit ederek 2019 yılını değerlendirdim. Bu aşamada önce Cari Gider Bütçesi Ödenek ve Gerçekleşmelerini inceledim. 
Tablo 2’de son 5 yılın cari gider bütçesine ilişkin sayılar veriliyor. Tabloya bakıldığında, geçmiş beş yılla karşılaştırıldığında 2019’un farklı bir yıl olduğu göze çarpıyor. Öncelikle Cari Bütçede yaklaşık %50’lik olağanüstü bir artış hedeflenmiş. Yıl içinde bu paranın tamamı olmasa bile % 70’ye yakın bir kısmı harcanmış. Böylece geçen yıla göre cari giderlerde %24.6 civarında bir harcama artışı olmuş.
Cari bütçenin alt ana kalemlerine yapılan harcamaları görmek için TCMB’nin 2016-2019 Yıllık Raporlarından Cari Bütçe Harcamalarına ilişkin açıklamalara bakılabilir. Bankanın yıllık raporlarında cari giderlerin parasal değeri 2003 fiyatları ile sunuluyor. Hedefi fiyat istikrarını sağlamak olan bir kurumun harcamalarını sabit fiyatlarla sunması ayrıca üzerinde durulması gereken ilginç bir durum. Burada cari bütçe harcamalarının üçe bölündüğü görülüyor: 1) Personel giderleri 2) Banknot tabı giderleri 3) Diğer giderler. Sonra yıllar itibarıyla personel sayısına ve cari harcamaların yaklaşık dörtte üçünü oluşturan personel harcamalarına odaklanmakta fayda var.
Tablo: 3’de 2017 yılı sonunda Bankanın yüzlerce memurunu teşvikle emekli etmesinden sonra personel sayısının 4564’ten 3730’a gerilediği görülüyor. Bu nedenle 2018 yılında personel giderlerinde sabit fiyatlarla % 13 civarında bir azalma gerçekleşmiş. Daha da ilginç olan durum ise bir sonraki senede 2019’da personel sayısında önemli bir değişiklik olmadığı halde personel harcamalarının sabit fiyatlarla (2003) % 9.3 artmış olması. Bu çok önemli bir artış. Ama TCMB’nin 2019 yılı raporunda bu durumu izah eden bir açıklamaya yer verilmemiş.
Yatırım bütçesinde ise oynaklıklar görülüyor. Tablo 4’te gösterilen yatırım bütçe ödenek ve harcamalarında olağanüstü artışlar ve azalmalar mevcut. Hedefe ulaşma oranı %6.7 ile %44 arasında değişmekte. Bütçe hedefine ulaşma oranlarının bu kadar düşük olması bir öngörü problemi yaşandığını göstermekte. TCMB’nin yatırım bütçesine üst üste iki yıl 2 milyar TL. üstünde ödenek koyduğu ama istediği yatırımı çok az gerçekleştirdiği görülüyor.
2) Bankanın yönetici kadrolarında görev yapan 140 kişiye 2018 yılı çalışmalarının değerlendirmesine ilişkin performans tazminatı ödenmesi makroekonomik açıdan anlamsızdır.
Sayıştay raporunda Şubat 2019 ayında yönetici kadrolarda görev yapan 140 kişiye eski uygulama talimatı çerçevesinde performans tazminatı ödendiği tespit edildiği belirtilmiştir. Raporda performans değerlendirme sistemi ile Banka çalışanlarının istenilen verimlilik düzeyine ulaşması amaçlanmasına rağmen amacından çıktığını, üst düzey yöneticilere ek ikramiye ödemesi haline dönüştüğü ileri sürülüyor.
İster performans tazminatı olarak değerlendirilsin, ister ek ikramiye ödemesi olarak görülsün, Şubat 2019 ayında yönetici kadrolarda görev yapan 140 kişiye 2018 yılı çalışmalarının değerlendirilmesine ilişkin tazminat ödenmesi her şeyden önce makroekonomik açıdan anlamsızdır. Çünkü 2018 yılında Banka Tüketici Fiyat Endeksinde yıllık % 5’lik bir artış öngörmüş ama yıl % 20,3’lük bir TÜFE artışı ile kapanmıştır. Söz konusu yılda Türkiye’de son 15 yılın en yüksek enflasyon seviyesi yaşanmıştır. Türkiye aynı yıl içinde enflasyon sıralamasında dünyada ilk ona girmiştir. 2019 yılında aynı uygulamanın tekrarlamadığını umuyorum. Çünkü 2019’da da enflasyon hedefi %5, yıl sonu enflasyonu %11.82 ve yine dünyada fiyat artışlarının yüksekliği bakımından sayılı ülkeler arasındayız.
TCMB’nin çalışanlarına yönelik olarak uyguladığı ve makroekonomik anlamı olmayan bir başka uygulaması da Bankanın karından çalışanlara pay vermesidir. TCMB Kanununun kar dağıtımına ilişkin 60. Maddesine göre Bankanın safi karının %6’sı hissedarlara ilk kar hissesi olarak dağıtıldıktan sonra kalan miktarın en çok %5’i, iki aylık maaş tutarını geçmemek üzere Banka mensuplarına verilir. Buradaki sorun genel olarak fiyat istikrarının daha kötü olduğu yıllarda, yani, Bankanın ana görevini yerine getirmede daha başarısız olduğu dönemlerde Banka çalışanlarına verilen kar payının artmasıdır. Bu da personeli anlamsız bir şekilde güdüleyen bir uygulamadır ve yine makroekonomik açıdan anlamsızdır. Ne yazık ki dünyada personelini bu şekilde teşvik edeceğini düşünerek, kar payı dağıtan birkaç merkez bankası kalmıştır ve TCMB de bunlardan birisidir.
Sayıştay raporunda yer alan diğer konuları da burada irdelemeyi isterdim ama yazıma koyduğum her tablo için okuyucumun yarısını kaybettiğimi biliyorum. Yazıyı daha da uzatırsam okuyucunun tamamını kaybedeceğimden endişeleniyorum. Raporla ilgili diğer konuları belki başka vesilelerle ve kısa bir şekilde değerlendirmenin uygun olacağını düşünüyorum. Ama son olarak da şunu hatırlamakta fayda var: Merkez bankacılığı yönetişimi dört yüzyıla yakın geçmişi ve geleneği olan bir kurumsal oluşumdur. TCMB’nin de yüz yıla yaklaşan bir geçmişi, geleneği var. TCMB ile ilgili her çalışmanın, yaklaşımın ve değerlendirmenin bu gerçeği dikkate almasında büyük kamu yararı var.