90’lı yıllarda döviz müdahalesi ve şeffaflık

Türkiye 128 milyar nerede sorusuna yanıt ararken,  bundan 27 yıldan fazla bir süre önce 26 Ocak 1994 tarihinde, tek bir gün içinde sattığı 184 milyon dolar için Merkez Bankası hesap vermişti.  Dr.Ayhan Bülent Toptaş Yazıyor:
90’LI YILLARDA DÖVİZ MÜDAHALESİ VE ŞEFFAFLIK
Son birkaç ayda Türkiye’de meydana gelen bazı gelişmeler bir sorunun ortaya atılmasına neden oldu. “Doksanlı yıllara mı dönüyoruz?”. Bu soru üzerinden bugün ile 90’lı yıllar karşılaştırması yapılıyor. Bu tartışma aklımın bir köşesindeyken kitaplığımda bir derginin içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Genel Sekreterliği tarafından 1994 yılında yayınlanmış bir duyuru buldum. Duyuru, özellikle 90’lı yıllarda çok popüler olan İktisat, İşletme ve Finans dergisinde de (Cilt 9, Sayı 94-95 (Ocak, Şubat), 1994) yayınlanmış. Ben de duyurunun kopyasını buradan almışım. 
TCMB Genel Sekreterliğinin duyurusunun konusunu TCMB’nin yaptığı bir döviz müdahalesine yönelik eleştirileri yanıtlaması oluşturuyor. Tabii bu da akla bugün hala gündemde olan 128 milyar doların akıbetine ilişkin tartışmaları getiriyor. 1994 krizine giden yolda Türk Lirası’nın sürekli baskı altında olması nedeniyle sık sık döviz müdahalelerinin yapıldığı günlerden biri olan 26 Ocak 1994 tarihinde gerçekleştirilen ve yüzde 13.6’lık devalüasyonun izlediği müdahale kamuoyu tarafından eleştiriliyor.
Bankanın bu eleştirilere cevap veren duyurusu iki sayfalık. Burada hepsine yer veremeyeceğim ama önemli gördüğüm bölümleri paylaşacağım. TCMB Genel Sekreterliği duyuruda 26 Ocak 1994 tarihinde yapılan döviz müdahalesi ve arkasından gelen devalüasyon ile ilgili olarak yazılı ve sözlü basında müdahalenin zamanlaması, öncesindeki müdahaleler hakkında yapılan tartışma ve spekülasyonlara yanıt vermek amacıyla bu duyurunun yapıldığını belirtiyor. Söz konusu tarihte piyasada mevcut olduğu tahmin edilen likidite fazlasının tamamının Türk Lirası işlemleri yoluyla çekilemeyeceğinin anlaşılması üzerine böyle bir döviz müdahalesine başlandığı ifade ediliyor. Müdahalenin TCMB’nin her zaman uyguladığı yöntemlerle gerçekleştirildiği bilgisi veriliyor: Buna göre bankaların Interbank döviz kotasyonlarının yer aldığı Reuters sistemi sayfalarındaki en yüksek fiyatlardan başlamak üzere bankalara her defasında 500 bin ABD doları satılmış ve piyasadaki genel fiyat düzeyi çekilebileceği en alt düzeye inene kadar sürdürülmüş.
O gün ne kadar döviz, hangi fiyattan ve kimlere satıldı?
Duyuruya göre, o gün satılan dövizin miktarı bizim bugün tartıştığımız miktarın (128 milyar dolar)  binde 1.5 kadarı. Toplam müdahale satışı miktarı 200 milyon (Tam olarak 184 milyon dolar) doların altında gerçekleşmiş. TCMB ortalama satış fiyatı TL. 16.632,82 olmuş.
Duyuru, müdahale esnasında daha yüksek fiyat verenlerin daha fazla döviz alabildiğini ifade ediyor. Bu durum aynen şöyle anlatılyor: Yapılan müdahalenin doğası gereği döviz alma konusunda agresif davranan ve kur kotasyonlarını müdahale esnasında yüksek tutabilen bankalar müdahalede satılan toplam miktardan daha büyük paylar alabilmişlerdir.
 Peki kim ne kadar döviz aldı? Banka bu soruya da olabildiğince şeffaf davranarak bir yanıt veriyor. 26 Ocak 1994 Çarşamba günü yapılan müdahale satışının bankalar (44 banka) arasında yüzde dağılımı ile tüm 1993 yılı içinde gerçekleştirilen toplam müdahale miktarının yüzde dağılımı büyük ölçüde çakışmaktadır. 26 Ocak günü yapılan döviz müdahalesinde en fazla payı aldığı yaygın bir biçimde öne sürülen bir bankanın aldığı miktar basında telaffuz edilen rakamların önemli ölçüde altında kalmıştır. Ayrıca, bu banka alınan pay sırasında üçüncü sırayı almıştır. Söz konusu banka döviz müdahalelerindeki agresif tutumu ile tanınmaktadır ve 1993 yılı içinde gerçekleştirilen toplam müdahaleden en yüksek payı almıştır.
TCMB Genel Sekreterliğinin açıklaması döviz müdahaleleri ile ilgili olarak dünya uygulamasına atıfta bulunarak açıklamasını sürdürüyor.
Döviz Müdahalesinde Şeffaflık
Açıklamada bu tür müdahalede ön plana çıkan prensipler açık bir şekilde, ders niteliğinde bir üslupla kamuoyunun bilgisine sunuluyor. Deniliyor ki; Merkez Bankacılığı konusundaki bilinen gerçeklerden biri de özellikle müdahale amaçlı merkez bankası işlemlerinde karşı tarafta yer alan kuruluşların kar etme imkanlarının hemen her zaman çok yüksek olduğudur. Dolayısıyla, dünya uygulamasında bu hususun müdahalelerin ayrıcalıksız ve tüm sisteme yönelik biçimde gerçekleştirilerek dengelenmesi esastır. Bu açıdan müdahalelerin tüm bankacılık sisteminin erişimine açık bilgi sistemlerinde gerçekleştirilmesi, buna gerekli şeffaflığı sağlayabilmektedir.  Piyasa müdahaleleri bu açıdan değerlendirilme durumundadır. TCMB’nin 26 Ocak müdahalesi bu konuda standartlara tam bir uyum göstermektedir.
Görüldüğü gibi TCMB tam bir özgüvenle söz konusu müdahalenin tamamen modern bir merkez bankacılığı anlayışı ile yapıldığını ifade ediyor.
Rezervlerin Yönetimi Hiçbir Şüpheye Meydan Verilmeden Sürdürülmüştür
TCMB Genel Sekreterliği duyurusunda Banka personelinin kendisine verilen emanetleri en iyi şekilde koruyacak kapasitede olduğunu da belirtiyor: Yukarıda belirtilen noktanın da ötesinde herhangi bir müdahalenin şüphelerden uzak tutulabilmesinin temel güvencesi bunu gerçekleştiren kurum ve o kurumun personelinin itibarı olarak belirmektedir. TCMB gerek kurum olarak, gerekse istihdam ettiği personelin yüksek ahlaki değerleri ile uzun bir süredir söz konusu müdahaleleri ve ülkenin kendisine emanet edilmiş rezervlerinin yönetimini hiçbir şüpheye meydan vermeden sürdürebilmiştir. Bunun gelecekte de böyle süreceğinin teminatı yine aynı personelin fedakar ve övgüye değer çalışmalarıdır.
 TCMB’nin Bundan 27 yıldan fazla bir süre önce 26 Ocak 1994 tarihinde, tek bir gün içinde sattığı 184 milyon dolar için yaptığı açıklama böyle. 2019 ve 2020 yıllarında rezervler eksiye geçene kadar neredeyse günlük ortalama 180 milyon dolar satılmış olmasına rağmen kamuoyuna bu derece net bir açıklama yapılmadı.
TCMB Başkanının İstifası ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde Araştırma Önergeleri  
Birkaç gün sonra TCMB başkanı Bülent Gültekin beş sayfalık bir istifa mektubu ile başkanlık görevini bıraktı. İstifa etmesinin nedenini ülkenin ekonomik sorunlarına çözüm getirmenin aciliyetine dikkat çekmek ve bütün siyasi kadroları Türkiye’yi maliyeti çok ağır olacak bir ekonomik krize girmeden tedbir almaya davet etmek olarak açıkladı.
 Muhalefet partileri 184 milyon doların satışı ile ilgili daha fazla bilgilenmek isteyince 22 Şubat 1994’te Türkiye Büyük Millet Meclisinde devalüasyon ve döviz müdahalesi konusu kapsamlı bir şekilde ele alındı. 184 milyon dolar üzerine hararetli tartışmalar yapıldı. Anavatan Partisi Denizli Milletvekili Hasan Korkmazcan ve 19 arkadaşının, para piyasalarında yaşanan kriz nedeniyle alınan devalüasyon kararının sebep ve sonuçlarının araştırılarak, alınması gereken tedbirlerin belirlenmesine yönelik önergesi iktidarda bulunan Doğru Yol Partisi, Sosyal Demokrat Halkçı Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin oyları ile reddedildi. Aynı gün reddedilen bir başka önerge de Refah Partisi Grubu adına Grup Başkanvekili ve Sivas Milletvekili Abdüllatif Şener‘in, devalüasyon kararından önce, TCMB tarafından piyasaya döviz sürülerek bazı çevrelere çıkar sağlandığı ve Devletin zarara uğratıldığı iddialarının incelenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi oldu.