Ayhan Bülent Toptaş

TCBM Temmuz başından bu yana faiz indiren tek merkez bankası

MERKEZ BANKALARININ POLİTİKA FAİZLERİ VE TÜRKİYE
Geçen yıl pandeminin getirdiği kapanmaların yarattığı durgunluğun aşılması amacıyla merkez bankalarının yoğun faiz indirimlerine gittiği bir yıl oldu. Bu süreçte dünyadaki merkez bankaları 207 kez faiz indirdiler ve 9 kez de faiz artışı gerçekleştirdiler.

Bu dokuz faiz artışı hamlesinin üçü Türkiye’den geldi. Tacikistan, Çek Cumhuriyeti, Kırgızistan, Kazakistan, Arjantin ve Ermenistan da birer kez faiz artışı gerçekleştirdiler.
Pandemi başladığında dünyada pek çok merkez bankası politika faizlerini indirirken ve negatif faiz ortamı oluştururken, TCMB Kasım 2020’den itibaren bir dizi faiz artışı gerçekleştirmişti. Politika faizinin yükseltilmesindeki en önemli neden dünya geneline göre zaten yüksek olan döviz kuru ve enflasyonun hala yükselmeye devam ediyor olmasıydı.
2021 ise enflasyon endişesi ile merkez bankalarının ihtiyatlı davranmaya yöneldiği bir yıl oldu. Dünya ekonomisinin aşılamanın yardımıyla gerçekleşen büyümesine, tedarik zorlukları, enerji ve ham madde fiyatlarındaki yükselişlerin eklenmesi ve enflasyon tünelinin ucunun görünmemesi piyasalar üzerinde stresin artmasına ve enflasyonist beklentilerin yukarı çekilmesine yol açtı. Bu gelişmeler karşısında merkez bankaları bu yıl içinde 84 kez faiz artırdılar ve 10 kez faiz indirdiler. Genel yönelimin aksine TCMB 2021 yılı içinde iki kez faiz indirdi. Politika faizi Eylül ayındaki PPK toplantısında 100 baz puan, Ekim ayındaki toplantıda ise 200 baz puan aşağıya çekildi ve politika faizi yüzde 16’ya geriledi. 2021 yılı içinde faiz indirimi yapan diğer ülkeler Romanya, Meksika, Endonezya, Danimarka, Makedonya, Ghana, Uganda, Seyşeller oldu. Burada ilginç olan nokta bu ülkelerin faiz indirimlerini yılın ilk yarısında gerçekleştirmiş olmaları. 30 Haziran 2021 tarihinden sonra dünyada hiçbir merkez bankasının faiz indirimi kararı almadığını görüyoruz. Aksine, yıl ortasından itibaren faiz artırımı kararları yoğunlaşmış. 1 Temmuz 2021’den 17 Kasım 2021’e kadar merkez bankaları tarafından 66 faiz kararı alınmış. Bunların 64’ü politika faizinin yönünü yukarı çeviren kararlar. Kalan 2 faiz indirimi kararı ise sadece TCMB’ye ait.
Her ülkenin kendine özgü koşulları var ve bu koşullar farklı politika seçeneklerinin uygulanmasını gerektirebilir. Ama pandeminin iki yılında da dünya geneli ile ters yönde hareket ediyor olmamızın bize bir şeyler anlatıyor olması lazım.
Önde gelen merkez bankalarına odaklanıldığında Yeni Zelanda Merkez Bankasının geçen ay 0.25 faiz artırarak politika faizini yüzde 0.50’ye getirdiği görülüyor. İsveç Merkez Bankasının politika faizi sıfır. Federal Rezerv ise varlık alımlarını azaltmaya başladı. İngiltere Merkez Bankasında da faiz yükseltme sinyalleri var. Avrupa Merkez Bankası ise şimdilik ciddi bir hamle hazırlığı içinde görünmüyor.
Diğer yanda, İsviçre’nin altı, Japonya’nın ise beş yıldır politika faizlerini değiştirmemiş olması da bu ülkelerdeki ekonomik istikrarın düzeyini ifade ediyor. Tabii bu her ay nefeslerini tutarak PPK kararını bekleyen bizler için büyük bir lüks. Sanki bu ülkelerde fiyat istikrarı sorunu ve merkez bankaları unutulmuş gibi.
TCMB’nin negatif faiz dünyasına adım atmasıyla birlikte dolar tedirgin edici bir hızla 10 TL.’ nin üzerine çıktı. Buna karşın yıl sonuna kadar 200 baz puan indirim daha bekleniyor. Bu durum TCMB’nin artık kurun belli düzeye kadar yükseleceği, sonra bu yükselişin ithalatın azalması ve ihracatın artması sonucu duracağı, böylece enflasyonun düşeceği beklentisi içinde olduğunu teyid ediyor. Buna karşın döviz kurunun bir noktada duracağı konusunda tereddütler de var. Bu yükselişin kendi kendine durması mümkün olmayabilir. İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, önceki TCMB Başkanlarından Durmuş Yılmaz ve önceki TCMB Baş ekonomisti Hakan Kara bu görüş ve endişelerini iletiyorlar. Toplantıya bir gün kala piyasa beklentisi politika faizinde 100 baz puanlık bir indirim olacağı yönünde. Ama her zaman bir sürpriz ihtimali var.