Ayhan Bülent Toptaş

Dr. Ayhan Bülent Toptaş yazdı: Ortodoks değil ama Heterodoks da değil!

ORTODOKS DEĞİL AMA HETERODOKS DA DEĞİL
Geçtiğimiz Eylül ayından bu yana Türkiye ekonomisinde olup bitenlere bir anlam vermeye çalışanlara yılın ilk günlerinde Hazine ve Maliye Bakanından bir açıklama geldi. MÜSİAD Genişletilmiş Başkanlık toplantısına katılan Bakan Ortodoks politikaların bir tarafa konulduğunu, artık heterodoks politikaların mevcut olduğunu, bu politikaları sürdürürken eklektik olmayı sürdüreceklerini ifade etti. Bakan, söz konusu politikayı Türkiye Ekonomi Modeli olarak adlandırdı.
Bu yazıda heterodoks ekonomi politikasının ne olduğunu, ekonomi yönetiminin bu kavramı yerli yerinde kullanıp kullanmadığını ve yakın geçmişte Türkiye’de ekonomi yönetimlerinin böyle bir yol izleyip izlemediklerini kısaca gözden geçirerek, konuya bir açıklık getirmenin faydalı olacağını düşündüm
Heterodoks Ekonomi Anlayışı
Zıt anlamlı olan ortokos ve heterodoks kelimeleri Antik Yunandaki “düşünce, fikir” anlamına gelen “doxa” sözcüğünden türetilmişlerdir. “heter” alışılmışın dışında veya farklı anlamına gelirken “orto” daha geniş kabul görmüş veya ana akım anlamına gelmektedir. Heterodoks ekonomi genel olarak neoklasik veya Keynesyen ana akım veya ortodoks ekonomi yaklaşımlarından farklı ya da bu yaklaşımlarla tezat oluşturan ekonomi teori ve politikalarını ifade ediyor. Heterodoks ekonomi okullarının önde gelenleri sosyalizm, Marksizm, post-Keynesyen okul ve Avusturya okuludur.
Heterodoks anlayışı savunan pek çok iktisatçı (Karl Marx, Joseph Schumpeter, Thorstein Veblen, John Kenneth Galbraith vd.) genel olarak geleneksel iktisadın kıtlık, rasyonellik ve denge kavramlarından oluşan kutsal üçlüsünü göz ardı etmemektedir. Bununla birlikte, kurumlar, tarih ve sosyal yapı arasındaki bağlantılara çok önem verirler.
Heterodoks Ekonomi Politikaları
Son elli yıl içinde İsrail, Arjantin, Meksika ve Brezilya gibi bazı ülkelerde enflasyonu kontrol almak ve ekonomik istikrarı sağlamak amacıyla heterodoks ekonomi politikalarına başvurulmuştur. Bu politikaların ana destek noktaları şunlardır; 1) Ücret ve fiyat kontrolleri 2) Sabit kur 3) Mali disiplin ve parasal reform.
Ücret ve Fiyat Kontrolleri: Heterodoks istikrar programlarının ön plana çıkan dayanaklarından olan ücret ve fiyat kontrollerinin amacı enflasyon beklentilerini kırmak ve programın inandırıcılığını artırmaktır. Fiyatların dondurulması ekonomide kıtlık ve karaborsa gibi maliyetlere yol açabilecektir. Heterodoks şok politika uygulamasını savunanlara göre, ortaya çikan bu tür maliyetler, sıkı para politikası ve talep yönetimi politikalarının neden olduğu üretim ve istihdamda meydana gelen kayıplardan daha hafif olacaktır. Fiyat kontrolleri kaynak tahsisinde piyasa mekanizmasının etkinliğini bozması nedeniyle kısa dönemli bir tedbir olmalıdır.

Sabit Döviz Kuru: Heterodoks istikrar programlarında, fiyatların ve ücretlerin dondurulduğu
baslangıç aşamasında, döviz kuru sabit tutulmaya çalışılır. Bunun amacı, döviz kurunun değer kaybı beklentisini kırmak ve enflasyonu kontrol altına almaktır. Ancak bu politikaların kendisinden beklenen işlevi yerine getirebilmesi için diğer politikalarla tutarlı olması gerekmektedir. Enflasyon oranı başarılı bir şekilde düşürülmezse sabit döviz kurları ekonomiyi ve ihracatı tahrip edecektir.

Bütçe Disiplini: Hetorodoks şok politikalarına ortodoks sıkı maliye politikası ve bütçe disiplininin de eşlik etmesi gerekir. Ancak heterodoks programlarin sıkı maliye politikalarını içermesi, az gelismis ülkeler açısından zorluklara yol açmaktadır. Çünkü az gelişmiş ülke hükümetleri, olağan dönemlerinde bile harcamalarını artırma yönünde baskı altında tutulmaktadır.

Türkiye Geçmişte Heterodoks Ekonomi Politikaları Uyguladı mı?

1994 krizi sonrası alınan 5 Nisan kararları ile Aralık 1999’da uygulamaya konulan istikrar programı sıkı para politikası ve maliye politikası ile ortodoks özelikler gösterse de, yukarıda bahsedilen türden heterodoks uygulamalar içerdiğinden de bahsedebilmek mümkündür.

5 Nisan 1994 kararları çerçevesinde kamuda memur maaşları Nisan ayında artırıldıktan sonra Temmuz ayında sabit tutulmuş, Ekim ayında ise çok az artırılmıştır. Kamu kesiminde ücretler dondurulmamış ama artışları sınırlı tutulmuştur. KİT ürünleri fiyatları da önce artırılıp sonra altı ay süreyle sabit tutulmuştur. Toplu iş sözleşmelerinde ve diğer her türlü sözleşmelerde geriye dönük endekslemeden vazgeçilip ileriye dönük olarak uzlaşılmaya çalışılmıştır. Bununla birlikte, özel sektör ücret ve fiyatlarına bir kontrol getirilmemiştir.

Anılan kararlar çerçevesinde sabit kur sistemi uygulanmamış ama önce döviz kuru yüksek oranda devalüe edilmiş ve ardından üçer aylık kur hedefleri belirlenerek, döviz kurunun artış hızının genel fiyat düzeyi altında kalmasına dikkat edilmiştir. Diğer yandan sıkı maliye ve para politikası bu kararlara eşlik etmiştir.

Aralık 1999 istikrar programında ise kamu kesimi ücret artışları ve tarım kesimi için fiyat artışları ileriye dönük beklentilere dayandırılmıştır. Bu programda da özel sektör ücret ve fiyatlarına bir kontrol getirilmemiştir. Diğer yandan hükümet, ilk 18 ay için etrafında bant olmayan ve günlük ayarlamalara dayanan ve aylık olarak belli bir değer kaybı önceden ilan edilmiş sabit döviz kuru politikası uygulamayı hedeflemiştir. Bu süre içinde TL’nin, hedef TEFE oranına uyumlu olarak değer kaybetmesi öngörülmüştür. 1 Temmuz 2000 tarihinden sonra ise daha esnek bir kur rejimine aşamalı geçiş planlanmıştır. Bu programda da mali sıkılaştırma öngörülmüş bütçe fazlası yaratılması ve özelleştirmeye hız verilmesi planlanmıştır.

Türkiye’de şu an bir Heterodoks İktisat Politikası mı Uygulanıyor?

Yukarıda belirtildiği gibi dünyadaki heterodoks iktisat politikası uygulamaları fiyat kontrolleri ve sabit kur uygulaması ile buna eşlik eden sıkı maliye politikasına dayanıyor. 1994 ve 1999’da uygulamaya konan istikrar politikalarına bakıldığında fiyatlar ve döviz kuru üzerinde kısıtlı bir kontrolün sağlanmaya çalışılması nedeniyle yarı heterodoks bir özelliğe sahip oldukları ileri sürülebilir.

Pandeminin başlangıcından itibaren fiyatların zabıta kontrolüne tabii tutulduğuna dair haberler medyaya yansımıştı. Bu haberleri takiben geçen yıl Mart ayı ortalarında hükümet tarafından açıklanan ekonomik reform paketinde beş bakan, Strateji ve Bütçe Başkanı ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası başkanından oluşan bir Fiyat İstikrar Komitesi kurulacağının ifade edildiği görüldü. Bu bazı çevrelerce fiyatlar üzerinde bir kontrol kurulması hazırlığı içinde olunduğu izlenimi yarattı. Ama hükümetten veya komiteden fiyat kontrollerine ilişkin bir hamle gelmedi.

Sabit kur uygulaması açısından bakıldığında ise döviz kuru politikasından birinci derecede sorumlu olan TCMB’nin Kasım 2021’de, uygulanmakta olan dalgalı kur rejimi altında kur seviyesine ilişkin bir taahhüdü olmadığ görülüyor. Her ne kadar dolar kuru bir aydan fazla bir süredir gizemli şekilde 13-14 bandında kalsa da ilan edilmiş bir sabit kur rejimi de yok. Rezervlerin ekside olması, dolar endeksinin ve petrol fiyatlarının yükseliş trendinde olmaları nedeni ile örtük de olsa kuru sabitlemenin başarı getirme olasılığı tatmin edici bir yükseklikte değil.

Bu şartlarda mevcut politikalara heterodoks uygulamalar demek mümkün değil. Hazine ve Maliye Bakanı eğer Kur Korumalı Mevduat adlı icadın uygulamasını heterodoks bir yaklaşım olarak değerlendiriyorsa bu da mümkün olamaz. Heterodoks iktisadı benimseyen çevrelerin kurduğu onlarca dernek, topluluk ve araştırma merkezlerinden hiçbiri bankadaki mevduatın getirisinin bir kısmının vergi mükelleflerinin cebinden karşılandığı bir uygulamayı kendilerinden saymayacaktır.

Manşet enflasyon, çekirdek enflasyon, Çin Modeli, Kore Modeli, Nass, cari fazla, rekabetçi kur, Türk Modeli, heterodoks ekonomi, Kur Korumalı Mevduat, Türkiye Modeli… Bu kavramlar peş peşe geldikçe bir çıkış bulmak için aynı anda pek çok düğmeye basıldığı izlenimi yaratıyor. Bu kadar karışıklığa hiç gerek yok. Dünya böyle durumlarda ne yapıyorsa biz de onu yapmalıyız. Böylesi daha az karmaşık, daha az maliyetli ve daha az sıkıntılı olacaktır.

Kaynaklar:

Bahçeci, Ayşe Sema, “Ortodoks ve Heterodoks İstikrar Programları”, Seçilmiş Ülke Örnekleri ve 1994 Türkiye Deneyimi”, Devlet Planlama Teşkilatı Ekonomik Modeller ve Stratejik Araştırmalar Genel Müdürlüğü Ekonomik Modeller Dairesi Başkanlığı, Uzmanlık Tezi, Yayın No: 2477, Temmuz 1997.

CIN, M. Fatih, YALÇIN, Bilge Köksel, DOĞRU, M. Kemal, “Heterodoks Politikalar Işığında Türkiye’de Uygulanmakta Olan İstikrar Programı ve Bir Değerlendirme”, İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, No: 23-24, Ekim 2000-Mart 20001.

KÖSE, Salih, “24 Ocak 1980 ve 5 Nisan 1994 İstikrar Programlarının Karşılaştırılması”, Planlama Dergisi, DPT’nin kuruluşunun 42. yılı özel sayısı, 2002.

PARASIZ, İlker, Enflasyon, Kriz, Ayarlamalar, Livane Matbaacılık, Bursa, 2002.