Ayhan Bülent Toptaş

Dr.Ayhan Bülent Toptaş: Bankacılık Sektörü karlı ve güvenilir!

Son birkaç ay içinde bankacılık sektörünün karlarının olağanüstü arttığına, aktiflerinin hızla büyüdüğüne dair haberler kamuoyunun ilgisini çekti. Bu gelişmede TCMB’nin 2021 Eylül ayından itibaren faizleri oldukça aşağı seviyelere düşürmesinin, bankacılık sistemini ucuz bir şekilde fonlamasının büyük rolü olduğunu ifade eden yorumlar yapıldı. Hatta, iktidarın bankacılık sektörünün bu karlarını fazla bularak sektörü ekonomi politikalarının getirdiği birtakım yükleri paylaşmaya zorladığı da ileri sürüldü. Diğer yandan, TL.’nin hızlı değer kaybının bankaların performansını değerlendirmek bakımından önemli bir sorun olduğu görüşü de farklı çevrelerce dile getirildi.
Bu tartışmaları izlerken ve üzerinde düşünürken Bankacılık sektörü hakkında sağlıklı bir fikre sahip olabilmek için son yirmi yıla genel olarak bakmak faydalı olabilir. Bunu yaparken, son günlerde ön plana çıkan aktif toplamı, karlar, sermaye yeterliliği oranı gibi verilerin söz konusu zaman dilimi içinde değişiminin incelenmesi sektöre daha geniş bir açıdan bakılmasına katkı sağlayabilir.
Bunu yapmaya çalışırken, özellikle son on yılda Türk lirası çok değer kaybettiği için sektöre ait mutlak büyüklükler ABD doları üzerinden değerlendirilecek. Bununla birlikte, özellikle 2008 krizi ve Covid 19 pandemisi nedeni ile ABD dolarının da değer kaybettiğinin göz önünde tutulması gerekir.
Bankacılık sektörü kar rekoruna gidiyor
Öncelikle, özellikle çok dikkat çeken karlılık durumunun 2002’den bu yana nasıl geliştiğine bir göz atılacak. Tablo 1’de görüldüğü gibi sektörün net karı 2002 ve 2010 yılları arasında ciddi
Grafik 1: Bankacılık Sektörü Dönem Net Karı

bir yükseliş trendi gösteriyor. 2002 yılında 1,8 milyar dolar civarında olan sektör karı 2010 yılında 14 milyar doların üzerine çıkıyor. 2010 yılından itibaren ise bir iniş trendinin başladığı ve net karın 2021’de 7 milyar dolara kadar gerilediği görülüyor. Bununla birlikte, 2022 yılının ilk sekiz ayında medyada ileri sürülen görüşleri haklı çıkaracak şekilde neredeyse bir patlama meydana geliyor. Grafik 1’de görüldüğü gibi 2022 yılı daha ağustos ayı itibariyle 2010 yılındaki 14 milyar dolarlık rekoru neredeyse yakalamış durumda. Yıl sonunda bu rakamın 16 ila 20 milyar dolar arasında rekor bir düzeye yükselebileceği tahmin edilebilir.
Diğer yandan, sektörün 2002 yılında 130 milyar ABD doları civarında olan aktiflerinin değerinin 2017 yılında 850 milyar doların üzerine çıktığı, 2021 ve 2022 yılarında ise 700 milyar dolar civarında seyrettiği görülüyor. Bu tutar oldukça yüksek ve etkileyici görünse de Türkiye’de bankacılık sektörünün tamamının aktif büyüklüğünün JP Morgan (3.74 trilyon dolar), Bank of America (3.17 trilyon dolar), HSBC (2.95 trilyon dolar) gibi dünyanın en büyük bankalarından bazılarının aktif toplamlarının gerisinde kaldığı görülmekte. Bu da Türkiye’de sermaye birikiminin düzeyi hakkında karşılaştırmalı bilgi veren bir veri.
Grafik 2: Bankacılık Sektörü Aktif Toplamı (Milyon USD)

Sermaye yeterliliği standart rasyosu istikrarlı ve güvenli

Bankaların yasal özkaynaklarının risk ağırlıklı kalemlere bölünmesi ile elde edilen sermaye yeterliliği standart rasyosu da istikrarlı olarak güvenli bir düzeyde seyrediyor. Bankaların ve bankacılık sisteminin sağlamlığının güvencesi olan bu rasyonun bugünkü değeri Basel kriterlerinin belirlediği standart rasyo değeri olan yüzde 8 ve Türkiye’deki bankacılık sisteminin hedeflediği yüzde 12 oranının da üzerindedir. Bu rakam, 2018 yılından bu yana yüzde 18 civarındadır.

Grafik 3: Sermaye Yeterliliği Standart Rasyosu