Ayhan Bülent Toptaş

TCMB’nin harcamaları azalma trendinde

Merkez Bankacılığı tarihinin ilginç isimlerinden biri olan Abraham Newland İngiltere Merkez Bankasında 1782-1807 yılları arasında Baş Veznedar olarak çalışmıştır. Son derece titiz, yetenekli ve ciddi bir yönetici olan Newland’ın ölümünden hemen sonra onun hakkında İngiltere Merkez Bankası tarihinin ve kültürünün anlaşılmasında özel önem taşıyan bir kitap da yazılmıştır. Baş Veznedar olarak çalıştığı dönemde basılan her İngiliz banknotunun üzerinde onun imzası vardır. Onu merkez bankacılığı tarihi açısından örnek bir kişi yapan diğer bir özelliği ise Baş Veznedarlık yaptığı 25 yıl süre içinde istisnasız her gece Banka’da uyumuş olmasıdır. Evine sadece gündüzleri çay içmek için uğradığı biliniyor.
Newland’ı Bankadan evine yatmaya gitmekten alıkoyan ana neden üstlendiği emanet sorumluluğuydu. Merkez bankalarının üstlendiği ağır sorumluluklardan birincisi budur. Ülkenin hazinesinin, kıymetlerinin ve merkez bankasının güvenilirliğinin muhafazasının sorumluluğunu taşıyabilmek dürüstlük, sadakat, yetenek, eğitim ve psikolojik sağlamlık gerektirir. Yükün ağırlığı ve riskin büyüklüğü çoğu zaman sorumluluğun müşterek olarak üstlenilmesini gerektirir. Emanet sorumluluğu, bu yüzden merkez bankalarını diğer kurumlara göre çok yüksek yönetişim standartlarıyla çalışmaya zorlar.
Merkez bankalarının ikinci önemli sorumluluğu ise halkın refah seviyesinin korunması ve yükseltilmesidir. Merkez bankaları bu sorumluluklarını fiyat istikrarını sağlayarak, ekonomik araştırmalar yaparak ve öngörüler oluşturarak yerine getirirler. Bu yıl Nobel ödülünün bir zamanlar merkez bankası başkanı olarak görev yapmış bir ekonomiste verilmesi ya da TCMB’nin Türkiye’de akademik araştırmalarda ön sıralarda olması tesadüf değildir.
Bu iki ağır sorumluluk karşısında halk merkez bankalarının diğer kamu kurumlarına göre finansal yönden daha rahat olmalarına sıcak bakar. Merkez bankalarının çoğu kendi bağımsız bütçesine sahiptir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası merkezi hükümetin bütçesinin dışındadır ve ayrı bir bütçeye sahiptir. 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu’nun 22/g maddesine göre Bankanın bütçesi Banka Meclisince hazırlanır.
TCMB’nin görevlerini yerine getirmek için yaptığı harcamaların genel toplamlarını Sayıştay’ın TCMB hakkında yazdığı raporlardan görebilmek mümkün oluyor. Bu raporlarda harcamaları nominal olarak cari harcamalar ve yatırım harcamaları alt kalemlerinde görebilmek mümkün. Bu yazıda söz konusu rakamlar değerlendirilerek, bu harcamaların genel trendine bakıldı. Türk lirasındaki hızlı değer kaybının değerlendirmeyi etkilememesi amacıyla bu tutarlar yıllık ortalama ABD dolar alış kuruna çevrilerek gösterildi.
Grafik 1’de TCMB’nin görevlerini yerine getirmek için yaptığı cari harcamalar, yatırım harcamaları ve bunların toplamı ABD doları cinsinden gösterilmekte. Grafikteki mavi hat cari harcamaların ABD doları cinsinden değerine işaret ediyor. Burada cari harcamaların 331 milyon ABD dolarından aşamalı olarak 221 milyon ABD dolarına gerilediği görülüyor. Bu gerilemede son yıllarda TCMB’nin personel sayısında ve ona paralel olarak reel personel giderlerindeki azalışın önemli rolü olduğu söylenebilir. Aşağıda personel sayısındaki azalmaya biraz daha yakından bakılacak. Diğer yandan, 2018 ve sonrasının yatırım harcamalarının (turuncu hat) 2017 ve öncesine göre daha yüksek düzeylerde seyrettiği görülüyor. Daha fazla bilgiye erişim mümkün olmadığı için bu değişim hakkında da kesin bir şey söylemek zor. Bununla birlikte, 2018 sonrasındaki artışın TCMB’nin İstanbul’a taşınma sürecinde yeni bir tesis oluşturma çalışmaları nedeni ile meydana geldiği tahmin edilebilir. Toplam olarak bakıldığında ise (gri hat) genel olarak son yedi yılda harcamaların azalma trendinde olduğu söylenebilir.

Personel sayısı azalıyor  

TCMB’de dikkat çeken bir diğer gelişme personel sayısının azalması, bunun personel giderlerini aşağıya çekmesi ve dolayısıyla cari harcamaların da azalması. 2015 yılında 4748 olan çalışan sayısının 2021 yılında 3623’e düştüğü görülüyor. Düşüşün hızlı olmasında TCMB’nin ileri yaşlardaki personelini parasal teşviklerle emekliliğe özendirmesinin büyük rolü var. Diğer yandan, İstanbul’a taşınma da bir kısım personelin emekliliğe veya Bankadan ayrılmaya yönlendirmiş olabilir.

TCMB harcamalarındaki azalma Bankanın görevlerini yerine getirilirken daha az girdi kullandığını gösteriyor. Bu da Bankanın etkinlik ve verimliliğine olumlu etki etmekte. Bununla birlikte, tanımı gereği (verimlilik = çıktılar/girdiler) verimlilik hesabında girdiler kadar çıktılar da önemli. Bankanın en önemli çıktıları yukarıda da belirtildiği gibi kıymetlerin ve güvenilirliğin muhafazası, fiyat istikrarı, ekonomik öngörülerindeki isabet ve araştırmalarının kalitesi