Hanife Serter

IK’sız Bankacılık

Son aylarda hatta yıllarda bankacılardan en çok şikayet aldığımız konulardan biri Bankaların IK bölümleri ile ilgili .

Kurumsal yapılar olarak bilinen bankaların IK’dan ( İnsan kaynakları , İnsan ve Kültür ) sorumlu GMY’lerinden, bölgelerde görevli IK temsilcilerine kadar birçok kişi hakkında kendilerine “ ulaşılamadığı , görüşülemediği , kendilerinden istenen konularda bilgi alınamadığı , kendilerine iletilen sorunlara çözüm üretilemediği vs…” yönünde şikayetler geliyor.

Geçtiğimiz aylarda yerli sermayeli büyük bir bankanın IK’dan sorumlu GMY’sinin Anadolu’da şube ziyaretlerine gittiği ancak girdiği şubelerde personele selam bile vermediği , doğrudan müdür odasına geçip kısa bir süre kaldıktan sonra yine selamsız sabahsız şubelerden ayrıldığı yönünde çok sayıda mesaj geldi… “ Bizi dinlemeye gelmediklerini anladık ama en azından blr selam verebilirlerdi , bu şekilde yok sayılmak çok üzücü ..” diyenler oldu .

Yabancı sermeyeli küçük bir bankanın bazı bölgelerinde IK çalışanlarının “ yaşayıp yaşamadığından “ dahi şüphe duyanlar oldu. “Asla ulaşamıyoruz, telefonlar açılmıyor , maillere dönülmüyor… polise mi başvursak ?” diye soranlar oldu .

Terfi bekleyenler , tayin isteyenler , izin talebi olanlar , işten ayrılmayı düşünenler , emeklilik zamanı gelenler, şubedeki iş arkadaşlarıyla, yöneticileri ile sorun yaşayanlar IK’larla bu konular hakkında en azından bilgi alışverişi yapma ihtiyacı duyuyor . Derdini anlatmak , çözüm bulmak istiyor . Dinleyen yok… bulamıyor… Bankacıları bankalarda “ dinleyen “ kimse yok . Diğer yandan çalışanlarda telefonlarının sürekli “ dinlendiği” paranoyası olması da işin ironik tarafı …

Belki de bu yüzden, derdini söyleyecek, dinleyecek bir yetkili bulamayan bankacılar artık her konuda bize , Paramedya’ya yazma ihtiyacı duyuyor…Şubesinde kalorifer çalışmayan , kliması bozuk olan dahi bu konuda Paramedya’ya yazarak bölgelerin , IK’ların dikkatini çekmeye çalışıyor . Terfi alamayanlar , sürekli geçici görevlere gönderilenler , doğum izni sonrası oradan oraya sürülenler , mesai saati sonrası boş yere şubelerde bekletilenler vs. vs . Paramedya’ya yazılmayan bir konu nerdeyse yok gibi … her konuda çare Paramedya’da gibi görülüyor . Hiçbir şey olmasa bile “ Size yazdım, anlattım , rahatladım, okuduğunuz için teşekkürler …” diyenler çok.

Bu durumun ne kadar “ sağlıksız “ olduğunu Bankaların IK’dan sorumlu GMY’lerinin takdirine bırakıyorum . En azından burayı okuduklarını biliyoruz .

Eminim bu görevdekilerin, çalışanlarla bu kadar “ iletişimsiz “ olmalarının kendilerine göre haklı sebepleri vardır . Onların da personel sayısı azdır, işi çoktur , pek çok konuda da yetkisi yoktur muhtemelen … Teoride harika projeler üreten, bunların reklamlarını yapan, en güncel , popüler IK söylemlerini her fırsatta dile getiren IK’ların yapması gereken tek şey var aslında… çalışanları “samimiyetle dinlemek” … Gerisi patronlara kalmış . Patronlar isterlerse IK’lar sahanın sesini duyar, dinler, patronlara aktarır ve çözümler bulunmasını sağlar . Patronlar istemediği sürece bankalarda bu dilsiz, sağır, kör İK’lar ile İK’sız bankacılık böyle devam eder gider . İK’nın açılımı da artık sadece “ İnsanları Kovma” departmanı olarak anılır.