Doç. Dr. Soner GÖKTEN

Göstermelik Bağımsız Denetim Varsa İşte Esas Tehlike Orada!

Bağımsız denetim, yönetimin iddia niteliğindeki finansal sonuçlarının gerçeğe uygunluğu hakkında görüş bildirir.
Yani, finansal tablolardaki rakamlar gerçekle örtüşüyor mu yoksa hata ya da hile var mı o konuda fikir beyan eder!

Ne yapar?
Finansal raporlamaya dayanak muhasebe kayıtlarına ilişkin belirlediği örneklem üzerinden doğrulama yapar.
Kasada bu kadar para var iddiası için, gider sayar.
Stoklarda bu kadar malzeme var iddiası için, gider sayar.
Bankalarda bu kadar fon var iddiası için, ekstre ister.
Bu kadar alacak var iddiası için, mutabakat düzenler.
Karşılık giderleri iddiası için, varsayımları kontrol eder ve yeniden karşılık hesaplar.
Seçilmiş örneklem üzerinde bu ve benzeri doğrulama faaliyetlerini gerçekleştirdikten sonra kısaca üç farklı görüş ortaya koyabilir: Olumlu, olumsuz veya şartlı!

Olumlu görüş, finansal tabloların gerçekle örtüştüğünü ifade eden beyandır.
Olumsuz görüş, ki genellikle rastlanmaz ?, finansal tabloların gerçeği yansıtmadığını söyler.
Şartlı görüş ise, belirli hesap kalemleri hariç verilen görüşlerdir. Örneğin denetçi stoklar hesabıyla ilgili yeterli kanıta ulamamışsa diyebilir ki; stoklar hesabı hariç finansal tablolar gerçeği yansıtıyor.

Zannetmeyin ki bu görüşler denetçiyi bağlar!
MUTLAK DEĞİLDİR ?
Yani Uluslararası Bağımsız Denetim Standartlarının ifade ettiği üzere; bağımsız denetçinin gözünden kaçan hususlardan denetçi sorumlu değildir!
Mutlak görüş değil, MAKUL GÜVENCE aranmaktadır.
Yani yeteri kadar örneklem üzerinden yapılan inceleme neticesinde …. BLA bla bla!
Denetçi bir görüş bildirebilir ama tam aksi çıkabilir!
Enron Skandalından bu yana özellikle akademik camiada bu konu sıklıkla tartışılmakta; bağımsız denetim bir çözüm oldu mu? Yani Finansal skandallara neden olan hileleri engelledi mi? Tartışma uzar lakin naçizane HAYIR diyebilirim. Katedilmesi gereken çok ama çok yol var!

Gelelim bu yazının ana meselesine,
Ve dikkatimi çeken TEMELDEN çarpık hususlara!

Değerli okuyucular,
Yatırımcılar…
Sermaye piyasaları itibariyle manipülasyonu tartışıyoruz,
Sosyal medyayı, spekülatörleri tartışıyoruz,
Patronları ve aracı kurumları tartışıyoruz,
Hatta otoriteden hem yardım istiyor hem de eleştiriyoruz…

Lakin en az BAĞIMSIZ DENETÇİLERDEN bahsediyoruz!
HALBUKİ, emin olun etkin bir sermaye piyasasından bahsedebilmek için en önemli taraflardan biri bağımsız denetçilerdir.
Kimi zaman büyük manipülasyonların bir parçası,
Kimi zaman da büyük manipülasyonların engelleyicilerdir bağımsız denetçiler!

GÖRÜŞLERİ geçtim…
Bağımsız denetimin en öncelikli gayelerinden biri, finansal tabloların ilgili yasal çerçeveye göre hazırlanıp hazırlanmadığı ve gerekli AÇIKLAMALARIN yapılıp yapılmadığıdır.
Ne demek bu?
Örneğin Türkiye’de Borsa İstanbul’da işlem gören halka açık işletmeler muhasebe işlemlerinde Uluslararası Muhasebe ve Finansal Raporlama Standartlarına tabidir. Ve denetim raporlarının DİPNOTLARINDA bu standartlarda yer alan AÇIKLAMA GEREKSİNİMLERİ minimum düzeyde karşılanmak zorundadır!

Peki öyle mi?
Yani Türkiye’de düzenlenen denetim raporları açıklama gereksinimlerine dikkat ediyor mu?
Buna cevap olarak belirli iyi örnekler hariç HAYIR diyebilirim.
Nasıl olsa okuyan yok, okuyan olsa da finansal okuryazarlık yok anlayışından yola çıkarak öyle denetim raporları görmekteyiz ki; adeta yapılması gereken açıklamaların hatta muhasebeleştirmelerin tam aksi yönde finansal tablolarla karşılaşıyoruz.

TFRS 15 asil-vekil ilişkisi mesela… Hasılat detayı dipnotta yok. Komisyon mu raporlanmış yoksa standarda aykırı hasılar mı raporlanmış anlamak mümkün değil!
TFRS 13 mesela… Hangi değerleme hangi seviye girdisinden faydalanmış. Net bir açıklama yok.
TMS 2 mesela… Satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değer üzerinden izlenen stokların defter değeri verilmeli, en azından dipnotlarda. Var mı, çoğunda yok!

Daha bir sürü eksik…
Kopyala yapıştır adeta!
TFRS’leri anlatan dokümanların ötesine gitmeyen yazımlardan oluşan sayfalara denetim raporu diyoruz ne yazık ki…
İşletmenin yönetimi beyan etmiş, demiş ki: “İşletmenin sürekliliğine ilişkin önemli şüphe yoktur…”; koskoca uluslararası denetim markası altına sığınmış denetçiler bu beyana görüş vermesi gerekirken kulaklarını tıkamış!

Hepsine bakıyoruz, hepsinin farkındayız.
Umarız KGK ve SPK’da farkındadır.

Zira sermaye piyasasının en önemli taraflarından biri DENETÇİLER’dir.
MAKUL GÜVENCE görüş kısmında geçerli!
Dolayısıyla yanlış görüşün elbette bir yaptırımı yok.
Lakin AÇIKMALA GEREKSİNİMLERİ yasal zorunluluk!
UYULMASI GEREKEN standartlar var ve her şey NET!

Sevgiyle kalın.

Doç. Dr. Soner GÖKTEN