Doç.Dr. Burak Özdoğan

Türkiye’nin Gri Liste Sürecinde Kripto Varlık Platformlarının Rolü

Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’in tweetinden sonra tekrar gündeme gelen “Mali Eylem Görev Görev Gücü” FATF’nin Türkiye ilerleme raporu, hali hazırda Gri Liste’den çıkamadığımızı ancak önemli ilerlemeler kaydettiğimizi gösteriyor. Raporu indirip hangi standartlarda ne vaziyetteyiz diye baktığımda ise 15 numaralı madde yani yeni teknolojiler maddesi dikkatimi çekti. Bu maddeden 2022 Mayıs ayındaki ilerleme raporunda aldığımız not “NC (Non-Compliant)” yani uyumsuz olduğumuz yönündeymiş. 2023 Temmuz’daki yani bugün gündemimizdeki raporda ise 15. Madde için hem notumuz “PC (Partly Compliant)” yani kısmen uyumlu olmuş. Kuşkusuz bu çok değerli bir ilerleme göstergesidir. Ancak ne yazık ki belirlenen yeterlilik seviyesinin altında kalıyor.

Peki bu 15 numaralı yeni teknolojiler standardında ne var?

Kripto varlıklar ve kripto varlık alım satım platformları üzerinden gerçekleşmesi muhtemel kara para aklama ve terörün finansmanına yönelik risklerin yönetimi var. Dolayısıyla Türkiye’nin kriptopara çerçevesinde attığı adımların ve aldığı önlemlerin, piyasayı regüle etmeye yönelik attığı ya da atmadığı adımların sonuçları var. Rapora bakınca Türkiye’deki kriptopara piyasasına dair önemli bazı detayları da öğrenme şansı buluyoruz. Malumunuz bir önceki yazımda da belirttiğim üzere özellikle kriptopara alım satım platformlarına yönelik bir yasal düzenlememizin olmaması sebebiyle bu şirketler 15 numaralı maddedeki “kısmen uyumlu” notumuzda başrolü oynuyor.

Gelin rapordan bazı çarpıcı detaylara kısa kısa göz gezdirelim;

– Her ne kadar kripto alım satım platformları Türkiye’de finansal kuruluşların tabi olduğu yasal düzenlemelerin dışında kalsa da MASAK tarafından Ocak 2022’de bu kuruluşlara yönelik bir risk analizi gerçekleştirilmiş. Analize 37 “sanal varlık servis sağlayıcısı (VASP)” yani bizim anladığımız dilde kriptopara alım satım platformu dahil edilmiş. Bu analizin sonucunda söz konusu şirketlerin sermaye yeterliliği riski, dijital varlıkların güvenliği riski, manipülatif fiyat ataklarına karşı koruma seviyesi riski, şirketlerin kurucuları ve ortaklarına dair bir yasal düzenleme ve lisanslama süreci olmayışından kaynaklı riskler, kripto varlık arzına yönelik riskler ve kişisel verilere dair riskler “yüksek” olarak tespit edilmiş! FATF diyor ki bu riskler bir araya geldiğinde Türkiye’de sanal varlık servis sağlayıcıların sektörel riski de yüksektir!

– 2021 Nisan ayında Merkez Bankası’nın kripto parayla ödemeyi yasaklayan düzenlemesini FATF olumlu karşılamış. Ancak kriptopara alım satım platformlarının kara para ve terör finansmanına dair sahip oldukları riskleri anlamaları ve doğru önleyici adımları atmaları adına Türkiye’de bir yasal düzenleme olmadığını ve bu platformların da bu hususa dair bir iç düzenleme yani bir risk yönetim politikası ya da prosedürü geliştirmedikleri vurgulanıyor.

– FATF de tıpkı bir önceki yazıda belirttiğim gibi bu kurumların lisans ve kayıt sürecine sahip olması gerektiği ve dolayısıyla bir kriptopara alım satım platformu lisansı alabilmek için kritlerler ve yasal düzenleme gerektiğini vurguluyor ve bu maddeden notumuzu kırıyor.

– FATF, “kimlerin” kriptopara alım satım platformu kurabileceği, kimlerin yönetici veya ortak olabileceği gibi düzenlemelerin Türkiye’de bulunmadığını belirtiyor ve bu maddeden de notumuzu kırıyor.

– Rapor sayesinde MASAK’ın Türkiye’deki kripto para alım satım platformlarını yönlendirici bir rol üstlendiğini öğreniyoruz. Hatta 2022’deki risk analizi sonrasında tespit edilen 13 orta ve yüksek riskli servis sağlayıcı platforma; 787.500 Euro “CDD (Customer Due Diligence)” ihlali yani kısaca yasadışı finansal işlemleri önleme adına yeterli müşteri bilgisine sahip olamama sebebiyle ve 418.500 Euro “STR (Suspicious Transaction Report)” ihlali yani şüpheli işlemlerin raporlanmasına yönelik ihlaller sebebiyle idari para cezası kesmiş. Ne yazık ki bu kriptopara alım satım platformları herhangi bir eticaret şirketiyle aynı yasal düzenlemelerle kurulduğu için biz bu cezalardan ancak böyle raporlar sayesinde haberdar olabiliyoruz. Söz konusu uluslararası standartlarda çalışıp çalışmamak da biraz şirketlerin kendi inisiyatiflerine kalıyor. Neyse ki MASAK bu noktada aktif yönlendirme yaparak bu kurumları kısmen de olsa kontrol altında tutuyor. Ancak elbette doğrusu yasal düzenleme yapılması.

Rapordan da anlaşıldığı üzere, geneli itibariyle kripto para sektörü Türkiye’de yüksek risk unsurlarını taşıyarak faaliyet gösteriyor ancak bu riskleri doğru yönetmeyi sağlayacak yasal çerçeve ve süreçler henüz çıkarılmış vaziyette değil. Bu da FATF’nin “yeni teknolojiler” kriterinden geçer not almamızı engelliyor. O yüzden en kısa sürede Türkiye’yi FATF kritlerlerinde “tam uyumlu” seviyesine getirecek ve Türkiye’deki kripto varlık yatırımcılarını koruyacak lisanslama ve diğer yasal düzenleme süreçlerinin hızla geçmesini önemli görüyoruz. Ve tahminim o dur ki; bu raporla birlikte kripto yasası da kısa zamanda gün yüzüne çıkacaktır.