Soner Gökten

Enflasyon Muhasebesi Borsa Şirketlerini ve Bankaları Nasıl Etkileyecek?

Sosyal medyada, Mehmet Şimşek’in ABD’de enflasyon muhasebesinin yılsonunda uygulanacağına ilişkin beyanatta bulunduğunu okudum.

Eğer doğruysa,

Öncelikle hemen belirteyim,

Son derece doğru ve yerinde bir karar olacaktır.

Çünkü enflasyon,

Şirketlerin finansal tablolarını gerçekten saptırmakta ve muhasebenin gerçeğe uygun sunum gerekliliğini bozmaktadır.

Ne yatırımcılar ne de kreditörler şayet enflasyonu göz önünde bulundurmaz ve finansal raporları enflasyona göre düzeltmezlerse doğru kararlar alamazlar.

Nitekim 2022’de, özellikle borsada, yatırımcıların önlerine konulan müthiş finansal tabloların gerçekte, yani satın alma gücü açısından, ne durumda olduğu maalesef sorgulanmadı.

Hele hele finansal okuryazarlığın son derece düşük olduğunu dikkate alırsak,

Raporlanan kar rakamları, adeta arşa giden fiyatlamaları beraberinde getirdi.

Değerli okurlar, lütfen yazdıklarımı dikkatli okuyunuz ve gerekirse altını çiziniz.

Zira siz veya en azından bir tanıdığınız borsada muhtemelen yatırımcısınız.

Enflasyon muhasebenin ne olduğunu ve niçin uygulandığını en azından temel olarak anlamanız çok daha dikkatli olmanızı temin edecektir.

Enflasyon muhasebesi,

Finansal tablolarda yer alan muhasebe rakamlarının fiyat endekslerindeki değişime göre düzeltilmesini temin eden bir yöntemdir.

Bu yöntemle amaçlanan firma değerini gösteren öz kaynakların enflasyon karşısında ne ölçüde dayanıklı kaldığını, yani gerçekte eriyip erimediğini göstermektir.

Enflasyon dönemlerinde öz kaynaklarda şayet bir erime varsa bile, bunun sermayeye sirayet edip etmediğini ancak enflasyon muhasebesine göre düzeltilmiş finansal tablolar üzerinden değerlendirmek mümkündür.

Diğer bir ifadeyle,

Yüksek enflasyonda, enflasyon muhasebesi uygulanmaksızın yayınlanan finansal tablolarda bir işletmenin yüksek bir kara ve bu bahisle artan öz kaynağa sahip olduğu görülebilir;

Lakin enflasyon muhasebesi uygulandığında tam tersine işletmenin aslında zarar ettiği, öz kaynaklarının eridiği ve hatta sermaye kaybı nedeniyle TTK 376’ya tabi önlemleri alması gerekliliği (bedelli sermaye artırımı gerekliliği gibi) gün yüzüne çıkabilir.

Enflasyon muhasebesinin özünü varlık ve kaynakların ‘parasal’ ve ‘parasal olmayan’ olmak üzere sınıflandırılması oluşturmaktadır.

Enflasyon dönemlerinde parasal olmayan varlıklar ve parasal kaynaklar işletmeye satın alma gücünün korunması çerçevesinde fayda yaratırken,

Parasal varlıklar ve parasal olmayan kaynaklar negatif etki gösterir.

Sınıflandırma neticesinde parasal varlıklardan kaynaklı gider ile parasal kaynaklardan kaynaklı gelir netleştirilmek suretiyle net parasal pozisyon kar/zararı hesaplanır ve sermaye düzeltmesiyle birlikte öz kaynaklar uhdesine dahil edilir. Bu bahisle de öz kaynakların enflasyon düzeltmesi sonrasındaki gerçek durumu ortaya çıkar.

Kafanız karışmasın,

Gelin çok basitçe örneklendirerek anlatmaya çalışalım.

Bunu yaparken enflasyon muhasebesi yöntemine ilişkin detaylardan kaçınacağız.

Örneğin düzeltmeye esas tarihleri göz ardı edeceğiz, sermaye düzeltmesinde nakit konulma tarihi gibi unsurları görmezden geleceğiz veya maddi duran varlıkların değerlemesinde gerçeğe uygun değer daha önce hiç uygulanılmamış varsayacağız.

Tek bir dönemi dikkate alacağız ve enflasyonun dönem başından dönem sonuna %150 oranında gerçekleştiğini varsayacağız.

Bu bahisle de düzeltme katsayımız 2.5 olacak.

Gelin başlayalı,

Lakin önce basitçe kavramları açıklayalım.

Efendim,

Nakit, parasal bir varlıktır.

Diyelim dönem başında 100 bin TL nakdiniz var.

Dönem başı 100 bin TL’nin satın alma gücü bakımından dönem sonundaki karşılığı (100 bin TL × 2,5) 250 bin TL’dir. Eğer siz dönem başındaki 100 bin TL’nizi dönem boyunca nakit şekilde tutarsanız, enflasyona nedeniyle (250 bin TL – 100 bin TL) 150 bin TL parasal pozisyon zararına katlanırsınız.

Banka borcu, parasal bir kaynaktır.

Diyelim ki dönem başı 100 bin TL borcunuz var.

Dönem başı 100 bin TL borç ile alabileceklerinizi satın alma gücü bakımından dönem sonu (100 bin TL × 2,5) 250 bin TL borç ile alabilirsiniz. O halde iyi ki yüksek enflasyonda dönem başı 100 bin TL borç almışsınız. Zira, borç ödeme yükümlülüğünüz sabit olup değişmeyeceği için, borçlanma sayesinde enflasyon nedeniyle (250 bin TL – 100 bin TL) 150 bin TL parasal pozisyon karı elde edersiniz.

Demirbaşlar, parasal olmayan bir varlıktır.

Bu bahisle dönem başı 40 bin TL defter değerine sahip olan demirbaşın dönem sonundaki değeri enflasyon nedeniyle (50 bin TL × 2,5) 125 bin TL’ye ulaşacak ve demirbaşa bağladığınız fonun satın alma gücü korunacaktır.

Öz kaynaklar parasal olmayan kaynaktır.

Bu bahisle, enflasyon dönemlerinde esas olan, firma değerini gösteren ÖZ KAYNAK DÜZEYİNİ SATIN ALMA GÜCÜ AÇISINDAN KORUMAKTIR.

Diğer bir ifadeyle, öz kaynak değişimi enflasyon kadar artarsa özkaynak düzeyi korunmuş; aksi durumda ise, yani özkaynak artmaz veya enflasyondan az artarsa öz kaynaklar erimiş olur.

Öz kaynaklardaki GERÇEK DURUM ise ancak ENFLASYON MUHASEBESİ uygulandığında ortaya çıkar!

Enflasyon dönemlerinde özkaynakları koruyabilmek için aşağıda maddeler halinde yazdıklarım yapılmalı, şirketler enflasyona göre bilanço yapılarını dizayn etmelidirler.

  • Parasal varlıklar minimize edilmelidir.
  • Parasal olmayana varlıklar maksimize edilmelidir.
  • Enflasyon öngörülerek, yüksek enflasyon dönemi öncesinde mümkün olduğunca parasal kaynaklar ile finansman tercih edilmelidir.

Şimdi gelin,

Enflasyon muhasebesi uygulamasını basite indirgeyerek,

Dar çerçevede yani enflasyon muhasebesi detaylarına girmeden,

%150 enflasyon yani 2,5 düzeltme katsayısı varsayımını koruyarak,

Enflasyonun yarattığı tüm bu değişimi ve enflasyon muhasebesi uygulamasıyla ortaya çıkan neticeleri gösterelim.

Aşağıdaki tablonun ilk sütununda 4 tane enflasyona göre düzeltilmemiş bilanço (yani şirket),

İkinci sütununda net parasal pozisyon kar/zarar ve sermaye düzeltmesi farkı hesaplaması,

Üçüncü sütununda enflasyona göre düzeltilmiş bilançolar,

Ve son sütunda ise her bir enflasyona göre düzeltilmiş bilanço için öz kaynak değişim oranları gösterilmektedir.

Basit Bir Örnekle Enflasyon Etkisini Ortaya Koyan Bu Tablo Bize Ne Söylüyor?

Enflasyon düzeltmesi olmaksızın (İLK SUTUN: Her bir bilançoyu başka bir Şirket olarak düşünün) her bir Şirket 80 bin TL kar elde etmiş ve bu karla özkaynaklarını artırmış gibi görünmektedir.

Lakin sadece, parasal kaynaklarını azaltan, yüksek enflasyon dönemi öncesinde borçlanma yapan şirketlerin enflasyon dönemlerinde özkaynaklarının satın alma gücünü yani REEL FİRMA DEĞERLERİNİ koruyabildikleri net olarak ortaya çıkmaktadır.

Zira, ilk satırdaki şirket enflasyon düzeltmesi olmaksızın 80 bin TL kar elde etmiş görünse dahi; GERÇEKTE, yani enflasyon düzeltmesi neticesinde sadece 35 bin TL (200 bin TL – 165 bin TL) kar elde ettiği ve %150 enflasyona karşı özkaynaklarının sadece %40 oranında arttığı yani ÖZ KAYNAKLARININ REEL OLARAK ERİDİĞİ net şekilde ortaya çıkmaktadır.

Buna karşın son satırdaki şirketin enflasyon düzeltmesi sonucundaki karı 215 bin TL ve öz kaynak artışı %167’dir. Yani bu şirket yüksek enflasyon döneminde firma değerini enflasyonun da üzerinde artırmıştır.

O Halde Enflasyon Muhasebesi Borsa Şirketlerini Nasıl Etkileyecek?

Özellikle enflasyon muhasebesine göre işletme politikalarını yürütmemiş ve bilanço yapılarını değiştirmemiş şirketler için ortaya çıkacak etkiler aşağıdaki gibi olacaktır;

  • Önceden raporlanan karlar mumla aranır hale gelecektir.
  • Öz kaynaklardaki artışın enflasyonun altında kalmış olduğu anlaşılacak ve şirketlerin defter değerinde erime olacaktır.
  • Öz kaynaklardaki erime aşırı olan işletmeler teknik iflas riskine karşı başta bedelli sermaye artışı olmak üzere TTK 376 gereksinimlerini yerine getirmek durumunda kalacaklardır.
  • Özellikle negatif öz kaynak durumuna geçen şirketlerin ara bilanço yayınlayarak TMS 38’e aykırı olan ama Kanunun izin verdiği şekilde marka değeri raporlamasına giderek borca batıklıktan kurtulmaları beklenilebilir.

Ve Bankalara Gelelim.

Şirket için parasal kaynak olan, banka için parasal varlıktır.

Bu bahisle bankaların elde ettiği karların büyük bölümünün satın alma gücünü yansıtmayan fiktif gelir niteliğinde olduğu enflasyon düzeltmesi sonucunda ortaya çıkacaktır.

Son Olarak da SASA ve Benzeri Durumdaki Şirketler için Birkaç Not Belirteyim!

Biliyoruz ki,

Enflasyon döneminde nominal olarak vergi geliri arttığı için genellikle Gelir İdaresi enflasyon muhasebesi uygulamaktan kaçınmak ister.

Nitekim, geçmiş yıl zarfında enflasyon muhasebesi uygulamak için gerekli tüm şartlar oluşmuş iken Maliye Bakanlığı’nın uygulamaya onay vermemesinin altında yatan da buydu.

Şayet Mehmet Şimşek,

Olması gerekeni yapar ve enflasyon muhasebesini yıl sonu uygulamaya alırsa,

SASA’yı ve benzeri işletmeleri özkaynak erimesi riskinden çekip çıkarır.

Çünkü,

Belirttiğimiz gibi, yüksek enflasyon dönemi öncesinde yüksek finansal borç yapmış şirketlerin parasal kaynak karından faydalandığı ve öz kaynak artışı yaşadıkları gözlemlenecektir.

Bu nedenle, enflasyon muhasebesi şayet uygulanırsa,

SASA gibi yüksek borçluluğa sahip işletmeler için enflasyon muhasebesi CANKURTARAN GÖREVİ GÖRECEK, özkaynak düzeyleri üzerinde olumlu etki yaratacaktır.

Zannediyorum bu denli detay bir enflasyon muhasebesi yazısı hiç okumadınız.

E ben de bu yüzden yazdım!

Sevgi ve vicdanla kalın.

Doç. Dr. Soner GÖKTEN