SASA’da Bul Karayı Al Parayı!

Hisse fiyatları yükseldi, olay.
Devasa tesisler ve yatırımlar.
Hisse fiyatları düştü, olay.
Erdemoğlu aldı, sattı; olay.
Endeksi doğrudan etkileyen bir Şirket ve hisse…
Zengin ettikleriyle, adeta âşık yatırımcılarıyla ve Türkiye’nin zenginler listesinde ilk sıraya çıkan patronuyla; kısaca her yönüyle olay, olay ve olay…

İşte bu yüzden büyüteç altına alınan,
Geçmişten geleceğe yaşanan ve yaşanacak süreciyle Türkiye sermaye piyasasında çok önemli bir örnek olay niteliğine haiz bir şirket SASA.
Bir başarı hikayesi mi yoksa abartılı bir fiyatlama örneği mi; zaman gösterecek!

Lakin birkaç önemli noktaya dem vurmak gerekiyor ki,
Yaşananları bilelim ve yaşanacaklara yönelik beklentilerin en azından finansal okuryazarlık çerçevesinde manzarasına vakıf olalım.

2015 yılında Sabancı Holding tarafından Erdemoğlu Holding’e satılan SASA; sektörün dışa bağımlılığının ortadan kaldırılması doğrultusunda ve bence de Devlet’in doğru şekilde uyguladığı teşvik politikası neticesinde hızlı bir büyüme yaşadı.

İlk etapta gerçekleştirilen yatırımla ve takiben pandeminin sunduğu müthiş rekabet üstünlüğü yaratan faaliyet hacmiyle adeta sektörü domine etti. Takiben de artık herkesin malumu olan DEVASA YATIRIM sürecine girdi.

Efendim,
Devasa yatırım süreçleri işletmeler üzerinde ciddi kısa vadeli finansal risk oluşturabilir.
Borç finansmanının kaldıraç etkisinden faydalanmak isteyen işletmeler, büyük montanlı yatırım finansmanlarında likidite sorunlarıyla karşılaşabilirler.
Çünkü sabit sermaye yatırım süreçlerinde işletme sermayesi döngüsündeki aksamalar; ortaya çıkmış ek borç ödeme gereksinimi nedeniyle ciddi etkiler gösterebilir ve hatta teknik iflas sürecini ortaya çıkarabilir.
Pandeminin sağladığı rekabetçi üstünlük şartlarının ortadan kalkması ve yatırımın tamamlanmasının gecikmesi SASA’da kısa vadeli nakit girişi ihtiyacını artırmıştır.
İşte bu yüzden eldeki finansman olanaklarından geriye ortak satışıyla finansman alternatifi kalmıştır.

Erdemoğlu Holding’in SASA’daki paylarından bir kısmını satmasının ve bunun en az %75’inin SASA’ya aktarılmasının arkasında da; kısa vadeli likidite sorununun yarattığı mecburiyet gelmektedir.

Bunların yaşanacağını 6 ay önce Karıncalar TV’de NET BİR ŞEKİLDE söylemiştik.
İzlemeyenlerin ‘SASA’nın Temeli, Tasanın Nedeni!’ ve ‘Turhan’ın Açıklamalarının Şifresi!’ başlıklı yayınları muhakkak izlemelerini tavsiye ederim.

Mevcut durum itibariyle,
Aslında Erdemoğlu yaptığı satışlarla çoktan verdiğini geri aldı. Yani SASA yatırımını anapara olarak amorti etti. Bu bahisle aslında borsacı diliyle hisseleri sıfır maliyetle taşıyor.
Peki, bundan sonrasında durum ne?

İki temel husus söz konusu: Birincisi SASA’nın sermayesini güçlendirme ihtiyacı, ikincisi ise yatırımın tamamlanarak nakit akışı üretmeye başlaması.

Şöyle ki,
SASA son dönemlerde vergi teşvik geliri yazamasa ortada KAR değil ZARAR söz konusu.
Vergi teşvik gelirine ek olarak ihracat destekleri gelir tablosu uhdesinden çıkarılsa, maddi duran varlık değerlemesinin nimeti olmasa şu an SASA’nın sermayesi büyük olasılıkla erime sürecine girmiş olacak ve TTK 376 çözümleri gündeme gelecekti.
Bunun detayını üst üste yazdım. Özellikle küçük yatırımcıların vergi teşvik gelirinin yarattığı fiktif karlılıktan haberdar olmaları önemli. Bunun detayları için Paramedya’da 24 Ekim 2023 tarihinde kaleme aldığım ‘SASA Gerçekte 8.6 Milyar TL Zarar Etti!’ başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.

İşte bu nedenle SASA yönetimi,
Hızlıca sermaye artırımına gitmesi gerektiğinin farkında.
Ve gene işte bu nedenle, ortak satışı gelirinden SASA’ya aktarılacak meblağ tahsisli sermaye artırımına katılım payına dönüştürülecek.

Bir not olarak söyleyeyim,
Enflasyon muhasebesi belki de en fazla SASA’nın işine yarayacak.
Zira yüksek borç yüksek parasal kaynak demek. Ve enflasyon düzeltmesi neticesinde de parasal kaynaklar net parasal pozisyon karına katkı yaparak öz kaynak üzerinde olumlu etki gösterecek. Bunun ne şekilde cereyan edeceğini anlamak için Paramedya’da 23 Eylül 2023 tarihinde kaleme aldığım ‘Enflasyon Muhasebesi Borsa Şirketlerini ve Bankaları Nasıl Etkileyecek?’ başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.

Kısaca, SASA sadece likidite sorununu değil, aynı zamanda aslında gerçekte erimiş olan öz kaynaklarını hatta sermayesini kuvvetlendirmek mecburiyetinde.

İşte burada orta-uzun vadeli görünüm açısından devasa yatırımların tamamlanması ve sonrasında nakit akış üretme gücünün yatırımcılarla yakinen takip edilmesi gerekiyor.
Zira vergi teşvik gelirleri bizzat SASA yönetiminin yaptığı fizibiliteye göre yazılmış.
Söz konusu fizibiliteyi yani dokümanı diğer bir değişle kâğıtlardaki rakamları görmedik bilmiyoruz.

Şayet, denetim raporlarından takip ettiğimiz kadarıyla yatırımlar tamamlanınca elde edilecek nakit girişi ve GELECEKTEKİ KAR yönetim tarafından yapılmış projeksiyonlarla tutarlı şekilde gerçekleşirse ne ala! SASA yatırımcıları siyah kalbi bulur ve al karayı bul parayı oyunundan mutlu şekilde ayrılır. Aksi takdirde…

Sevgi ve vicdanla kalın…
Doç. Dr. Soner GÖKTEN