Metin Yüksel

SPK da ‘’ORTA’’yı Unuttu!

Ne olacak bu ‘’Orta Direk” in hali. Rahmetli Turgut Özal’dan dillerimize yerleşmişti’’orta direk’’ kavramı. Aslında kısa ama çok şey anlatan bir ‘’sosyal model’’di.

Dengenin ana arteri ‘’orta direk’’ idi. Eğer orta direk güçlü ise’’şüphesi olmayan toplum’’ olmak mümkündü. Nitekim orta direk yıkıldı, etkisi mevduattan borsaya kadar yayıldı.

Orta büyüklükteki portföylerin olmayışı, BIST’teki 15 bin yatırımcı hisse senedi piyasasındaki toplam portföyün %80’nine sahip olması, yatırımcıların %56’sının portföyü 10 bin TL’nin altında olması ‘’Kâğıttan Getiri’’ şampiyonları yarattı. En ufak rüzgârda yıkılan, ilk üflemede uçan.

Sadece portföyler değil orta ölçekli firmalar da finansman bulamayıp adaya veda etmeye başladılar. Bankalar kapıyı gösterdi, SPK kotasyon şartları testine tabi tuttu.

Daha önceki dönemlerde ‘’Testsiz Sınava’’ giren şirketler bir şekilde halka arz oldular. Bunlardan bir kısmı sağladıkları finansmanı iyi kullanıp büyüyen, istihdama katkıda bulunan şirketlere dönüştüler.

2021 yılı ile başlayan ‘’kotasyon şartları’’ ile artık yılın son günü sadece ‘’milli piyango’’ çekilişi beklenen gün olmaktan çıktı. Acaba SPK kriterleri ne getirecek heyecanı ile ‘’Bülten’’ beklenmeye başlandı.

Ve geçmiş yıllarda bu elekten geçemeyip ‘’iç Organizasyon” nu halka açılmaya göre hazırlayıp, finansman arayan firmalar ve bu yolda oldukça yüklü masraf yapanlar ‘’kriter kurasına’’ baktıklarında vuslatın başka bir bahara kaldığını gördüler.

Kısaca kriterleri özetleyelim;

2022                          2023

Ciro            270.000.000 TL      750.000.000 TL

Aktif            450.000.000 TL     1.500.000.000 TL

Geçen yıl “Ne Olacak Orta Büyüklükteki Firmaların Hali?” diye yine benzer bir yazı yazmıştık.

Ekonominin en dinamik ve denge unsuru olan bu firmalara kapıyı göstermek çözüm mü?

  • Halka arz orta ölçekli firmalarında çözüm noktası olmalı. Pazar düzenlemeleri ile finansman kapılarının açılması doğru olacaktır. (Girişim pazarı ayrı bir tartışma konusu)
  • Sayın SPK Başkanı Ömer Gönül, halka arzlara gelen talepler izlenerek, yeni halka arzlara karar verildiğini ifade etti. Ancak ‘’halka arz manipülasyonu nedeniyle bu veriler o kadar yanıltıcı oldu ki doğru tespit ve karar alma mekanizması manipülasyon nedeniyle yıkıcı sonuçlar yaratıp, halka arzlar günah keçisi ilan edildi. Oysa gerçekte ‘’her arz kendi talebini yansıtır.’’

Son yıllarda halka arzlardaki ‘’makul şüphe’’ fiktif ciro ve aşırı değerleme olmuştur.

Bu konu da yazılacak çok şey var. Bu düzenleme ile halka arz yükünü azaltmak hedeflense de sermaye piyasasının amacı olan ‘’finansman ihtiyacı’’ ilkesi özellikle ‘’orta büyüklükteki’’ firmalar için rafa kalkmamalı.

  • Ve açıkçası cevap bulamadığım sorular
  • Şirketler ‘’ciro’’ bazlı değil de ‘’kar’’ odaklı çalışma kararı aldıkları için kapının önüne mi konacak? Ciroların ‘’global büyüme’’ sıkıntıları nedeni ile artmaması, patronların’’zararına’’ değil’’kar’ ’la satmış olmaları, yatırımcı açsından ortak olunmayacak şirketler arasında mı değerlendirilmeli?
  • Temettünün esas olduğu sermaye piyasasında ‘’ciro’ mu, ’kar mı’’ önemli?
  • Büyüklük her şey mi, örneğin ‘’Türkiye için marka’’ yaratacak bir faaliyet konusu olan şirket halka açılamayacak mı?
  • Kotasyon şartları nedeni ile ‘’ciro güzellemesi’’ söz konusu olacak mı?
  • Halka arzdaki fiktif talebin sonuçları ortaya çıkmış iken ve manipülasyon sonuçta kredi kullanma kapasitesine bağlıyken A’dan Z’ye kurgulanmış, büyük şirket olsun yaklaşımı bu kurgunun en riskli aparatı iken orta ölçekli şirketler neden günah keçisi?
  • BİST yatırımcı profilindeki ‘’orta büyüklükteki yarımcının’’ yokluğu halka arzın talep yapısının analiz edilmesini gerektirmektedir.

‘’SERMAYE PİYASASI’’ kaynak arayan ve kaynak sunan yatırımcıları bir araya getiren piyasa olması vesilesiyle elinde kaynak olan yatırımcı kendi profiline uygun yatırım arayacaktır.

YETER Kİ yatırımcının profiline uygun pazar olsun.

Her şeyde ‘’denge’ ’yılı, işin ortası olsun ki ‘’denge’’ gelsin.