Soner Gökten

Yeni Halka Arz Şartları Nasıl Olacak?

Dünya değişiyor…

İş yapış şekilleri,

İnsan sermayesinden beklenenler,

Şirket yapıları süreklilik gösterir bir devinim içerisinde.

İşte bu dönüşüm sürecinde,

Hem finans hem de muhasebe,

Yani değer kavramı da raporlama ihtiyaçları da adeta kalıp değiştirmiş vaziyette.

Anlayışta, tekniklerde ve süreçlerde köklü revizyonlar yaşanıyor.

Bilgi ve uygulama olarak 2000 yılı öncesinde kalanların bunları anlama ve yorumlama şansları, şayet yeniliği yakalayamamışlar ise maalesef mümkün değil.

Örneğin artık bilançonun değer raporlamasında sınıfta kaldığını,

Değerin altı sermaye bileşeninin bir sonucu olarak oluştuğunu,

Raporlama çerçevesinin geçmişi bırakıp geleceğe odaklandığını bilmez ve hatta öğrenmek istemez ve buna da direnç gösterirler.

Ne var ki hep söylediğim gibi dünya yerinde durmuyor ve elbet değişim, dirençler son bulunca kaçınılamaz şekilde cereyan ediyor.

Sermaye piyasalarımızın gelişmesi ve günceli yakalaması adına,

Halka arz şartları da yaşanacak değişim sürecinde ön sırada yer alacak.

SPK’nın Sn. Ömer Gönül ile birlikte girdiği vizyoner süreci yakından takip ediyoruz.

Bu yenilikçi anlayışın yapısal reform niteliğindeki meyvelerini yakın zamanda göreceğimizi düşünüyorum.

Özellikle halka arz şartlarının demode kalmış aktif büyüklüğü şartından kurtulması olmazsa olmaz bir gereklilik.

Sadece o mu, hayır!

Halka arz şartları olarak ifade edilen yeterlilik havuzu her şirkete giydirilebilecek bir GÖMLEK şeklinde tasarlanmamalıdır.

FARKLI ŞİRKETLER İÇİN FARKLI GÖMLEKLER DİKİLMELİDİR.

Efendim,

Doktora derslerimde de öğrencilerimle üzerinde tartıştığımız ve olması gerektiğine inandığım halka arz şartları çerçevesini sizlerle bu yazımda paylaşmak istedim.

Zira, bunlara vakıf olmanız yatırım kültürünün içselleştirilmesi adına son derece önemli.

Buyurun, önerdiğim halka arz şartları çerçevesi aşağıdaki şekilde.

Öncelikle hemen belirteyim.

Şirket yapıları ve faaliyet türleri farklıdır.

Bu bahisle halka arz gerekliliklerinde bir yazılım işletmesi ile bir sanayi işletmesi veya bir GYO ile bir perakende işletmesi birbiriyle eş tutulup tek bir gereklilik setine tabi tutulmamalıdır. Örneğin, TMS 38 gereği işletme içi yaratılan maddi olmayan duran varlıklar bilançoda raporlanamaz, bu bahisle yüksek aktif şartı, yüksek maddi olmayan duran varlık değerine sahip misal yazılım işletmelerinde anlamını kaybeder ve uygulanmamalıdır.

Bu nedenle şirket yapıları ve sektörler dikkate alınarak farklı halka arz yeterlilik setleri oluşturulmalıdır. Önerim olan yeterlilik setleri yani standartlar farklı şirket yapılarına göre dört farklı başlık altında ele alınmaktadır:

(1) Kar yeterliliği,

(2) Nakit akışı yeterliliği,

(3) Değer yeterliliği ve

(4) Aktif yeterliliği.

Gelin tek tek bu yeterlilik setlerinde (standartlarda) hangi kriteler kullanılmalıdır sorusunu kısaca cevaplayayım;

Standart 1: Kar yeterliliği.

Kar yeterliliği, ticaret ağırlıklı faaliyet gösteren işletmeler için uygun olacaktır. Diğer bir ifadeyle Teknosa, Migros gibi mal alan ve satan perakende işletmeleri için uygun olacaktır.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, net kar asla bir yeterlilik olarak gündeme alınmamalıdır. Çünkü halka arz olmamış işletmeler genellikle vergiden kaçınma politikaları izlemektedir. Bu bahisle net kar yerine ‘FAVÖK-Faiz ve vergi öncesi faaliyet karı’ bir kriter olarak dikkate alınmalıdır.

Bu bahisle bu yeterlilik setinde;

Geçmiş üç yıl FAVÖK toplamı için bir alt büyüklük,

Geçmiş iki yıla ait FAVÖK’lerin her biri için bir alt büyüklük

Geçmiş üç yıl için her yıl pozitif FAVÖK şartı konulmalıdır.

Standart 2: Nakit akışı yeterliliği.

Nakit akışı yeterliliği, üretim yapan (sanayi) işletmeler için uygun olacaktır. Unutulmamalıdır, kar ile nakit akışı aynı şey değildir. Muhasebe ve raporlama çerçevesinde kar varken nakit akışı sıkıntılı olabilir veya nakit akışı varken raporlanan kar onu yansıtmayabilir.

Nakit akışı yeterliliğinde hasılat birincil faktördür. Yani her şeyin başlangıç noktasıdır. Satış olmazsa nakit akışı üretmek, maliyetleri karşılamak mümkün değildir. Bu bahisle nakit akışı yeterliliğinde kar değil, hasılat bir büyüklük olarak dikkate alınmalıdır.

Bu bahisle bu yeterlilik setinde;

Geçmiş yıl hasılatı için bir alt büyüklük,

Geçmiş üç yıl nakit akışı toplamı için bir alt büyüklük,

Geçmiş üç yıl için her yıl pozitif nakit akışı şartı konulmalıdır.

Geçmiş yıllarda kar şartı aranmamalıdır.

Standart 3: Değer yeterliliği.

İşletme değerinin raporlanamayan maddi olmayan duran varlıklara dayalı olduğu şirketler (örneğin yazılım şirketleri) için uygundur.

Unutulmamalıdır ki, yazılım işletmelerinin yarattığı değerin ağırlıklı kısmı bilançoda aktifte raporlanamaz. Dolayısıyla bu tür işletmelerde satış kabiliyeti yani hasılat ve şirket değeri ana unsurlar olarak dikkate alınır.

Bu bahisle bu yeterlilik setinde;

Geçmiş yıl hasılat için bir alt büyüklük,

Cari piyasa değeri için bir alt büyüklük şartı konulmalıdır.

Geçmiş yıllarda kar şartı aranmamalıdır.

Standart 4: Aktif Yeterliliği.

Faaliyetini elinde bulundurduğu maddi duran varlık portföyüne dayalı olarak sağlayan, misal GYO’lar için uygundur. Unutulmamalıdır, maddi duran varlık portföyü söz konusu ise Özkaynak düzeyi önem kazanır. Yani portföyünün ne kadarını borçla ne kadarını Özkaynak ile finanse ettiği önemli hale gelir.

Bu bahisle bu yeterlilik setinde;

Maddi duran varlık (gayrimenkul) portföyü piyasa değeri için bir alt büyüklük,

Maddi duran varlık değerine karşı Özkaynak düzeyi (öz kaynak/maddi duran varlık portföyü) için bir alt büyüklük şartı konulmalıdır. Bu sayede, örneğin GYO hakla arzları proje finansmanı veya borca batıklıktan kurtulmak için bir alternatif olmazlar.

Geçmiş yıllarda hasılat ve kar şartı aranmamalıdır.

Bu belirttiklerim halka arz şartları açısından şahsi görüşümün genel çerçevesidir.

Detayları var lakin köşe yazısına sığmaz.

Dediğim gibi, dünya değişiyor ve her şey elbet bu değişime eninde sonunda ayak uyduracaktır.

Sevgi ve vicdanla kalın…

Doç. Dr. Soner GÖKTEN