Doç. Dr. Soner GÖKTEN

Çaresiz Emekliler ve EYT’liler: Nerede Sosyal Adalet?

İktisadi ve vergisel icat olarak müthiş bir ülkeyiz.
Zira, Demirel’le 38 yaşında emeklilik icat edildi bu ülkede!
İşte o günden bugüne,
Ne yazık ki,
Sosyal güvenlik sistemi sürekli olarak siyasete malzeme edildi.

90’ların başından bugüne kadar,
Aklıselim iktisadi anlayışlar arada bir belirip emeklilik yaşını artırsa da,
Erken emeklilik her daim konu oldu, konu edildi…

Halbuki, basit bir mantığa dayanır sosyal güvenlik.
Esas itibariyle bir havuz problemidir.
Yukarıdan doldurulan su, aşağıdan tahliye olur.
Su para,
Yukarıdan dolduran çalışanlar,
Tahliye edenler ise emeklilerdir.

Varsayım şudur…
Ortalama insan ömrü dikkate alındığında,
Makul sayıda çalışan sayısı, yaşlı bir emekliyi hayatının sonuna kadar kimseye muhtaç olmayacak şekilde yaşatabilir.
Nitekim sosyal refah ve en önemlisi sosyal adalet bu şekilde temin edilir.
Lakin erken yaşta emeklilik,
Her seferinde yukarıdan dolan suyu azaltır,
Aşağıdan çıkan suyu artırır.

Aşamalı olarak yaklaşık 6 milyon kişiyi etkileyecek olan EYT,
2023 yılında yasalaştı.
Muhalefet iktidarı sıkıştırmak için kullandı,
İktidar ise muhalefete siyasi reklam imkânı tanımamak için yasalaştırdı.
Kısacası emeklilik adı altında sosyal güvenlik gene siyasete malzeme edildi!

2023 yılında yaklaşık 2 milyon kişi emekli oldu.
Çalışan yani aktif sigortalı sayısı ise 1 milyon kişi azaldı.
EYT etkisiyle halihazırda 25 milyon çalışan, 16 milyon emekliye bakmaya çalışıyor.
2025’e kadar emekli sayısı 18 milyonu geçecek.
E haliyle sistem tamiri mümkün olmayan bir uçurumun eşiğinden yuvarlanacak.

Peki ne yapılacak?
Sistemin geleceğini korumak için emeklilik maaşları artırılamayacak veya enflasyonun altında kalacak.
Yani, geçimi emekli maaşına bağımlı olanlar yoksulluk ya da açlık arasında gidip gelecekler.

Sahi! Neydi EYT talep edenlerin hevesi?
Emekli olurum, tazminat alırım, çalışmaya devam ederim.

Devam edilir tabi ki çalışmaya, çünkü yaşlar genç nasıl olsa.
Nitekim EYT’lilerin %60’ından fazlası çalışmaya devam etti.
Lakin ÇIKAR zannedilen, KUŞ OLDU ERİDİ!
Enflasyon canavarı belirdi, tazminat zannedilen tutarı yuttu, eritti.
Kişisel çıkarların birleşerek toplu talebe dönüştüğü EYT,
Gerçek YAŞLI EMEKLİLERİ mağdur etti, iyice fakirleştirdi!
Hemen diyecekler şimdi. HUKUKİ HAKTI bu diye!
Bırakın Allah aşkına!
Çıkarı hukuki zeminde meşrulaştıramazsınız.
Çünkü, her meşru olan yasal olmadığı gibi her yasal olan da meşru değildir.
Öncelik işin özündedir, akıldadır, mantıktadır ve ahlaktadır!

Nasıl mı, gelin anlatayım?

Adam EYT’li…
Genç, kuvvetli, sağlığı yerinde.
Diğer tarafta ise yaşlı emekli amca var.
Sağlık sorunları var, daha önemlisi torunları ve az kalmış bir ömrü var…

EYT’li çalışabilir.
Zor koşullarda dahi hayatını idame ettirebilir.
Diğeri ise, yani yaşlı emekli olan çalışamaz.
Biliniz ki o yaşlı amca, 10 bin TL’ye muhtaç halde!

İşte geçmişten günümüze kıyak emeklilikler,
Gerçek yaşlı emeklilerin koşullarının iyileşmesini önlemiştir.
Onları sosyal adalet çerçevesinde haklarından mahrum etmiştir.
Tekrar ediyorum, ‘SOSYAL ADALET’ diyorum.
Zira adalet eşitlik demek değildir.
Aksi taktirde otobüste yaşlılara yer vermezdik.
EYT’de öncekiler gibi sosyal adaleti yıkıp geçmiştir.
Gelecek kuşakların omuzuna aynı köprü garantilerinde olduğu gibi borç yüklemiştir.

Kısaca bazı konular vardır ki,
Siyasetten ari olmak,
Kısa vadeli çıkarlardan uzak kalmak zorundadır.

Ne zaman ki, sosyal adalet penceresinden bakmaya başlarız,
İşte o zaman müreffeh bir ülke olma yolunda adım atmış oluruz.

Sevgi ve vicdanla kalın…
Doç. Dr. Soner GÖKTEN