Dört büyüklerin mali röntgeni

yazar:

kategori:

Borsadaki spor klüp sayısı artsın denilirken, yatırımcı açısından gerçekler hiç de hoş değil. Dört büyüklerin giderleri, gelir artışı ile birlikte değerlendirildiğinde “ayakların yorgana sığmadığı” açıkça görülüyor
Türkiye’de profesyonel futbol liglerinin organize edilmesinden bu yana kıyasıya bir yarış halinde olan ve “Dört Büyükler” betimlemesiyle aşina olduğumuz Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor; Besfin (Besfin Finansal Hizmetler Danışmanlık ve Tic. A.Ş.) tarafından yapılan bir finansal analizin konusu oldular. “Finansal Başarı Karşılaştırması 2013 -2015” başlıklı çalışmada; takımların gelir ve gider gelişimi ve gelir dağılımları, galibiyet ve gol başına düşen ortalama gider, takımların net finansman giderlerinin gelir içerisindeki payı, dört büyüklerin özkaynaklarının yıllara göre değişimi ve oyuncuların takımlarına sağladıkları katma değer masaya yatırılıyor. 

Gelir gider dengesi şaşıyor 

Günümüz futbolunda başarıyı getiren en önemli parametrelerden bir tanesi hiç şüphesiz futbol kulüplerinin mali yapıları ve gelir üretme kapasiteleri. Dört büyükler bu kapsamda incelendiğinde giderlerin istikrarlı bir artış gösterdiği ancak durum gelir artışı ile birlikte değerlendirildiğinde “ayakların yorgana sığmadığı” açıkça görülüyor. Galatasaray son dönemde Şampiyonlar Ligi’nde ülkemizi temsil eden tek takım olmanın da muhtemel etkisiyle gelir konusunda birinci sırayı alıyor ancak sarı-kırmızılılar giderler söz konusu olduğunda da dört takım arasında başı çekiyor. Uzun dönem Avrupa kupalarından ve dolayısıyla performans ödüllerinden uzak kalan Fenerbahçe ise dört büyükler arasında gelirleri azalan tek takım. Buna mukabil 2015 itibariyle sarı-lacivertlilerin gider hanesi 500 milyon TL barajını aşmış durumda. Bu durum Fenerbahçe’de mali makasın daha yüksek bir ivmeyle açılmakta olduğunu gösteriyor. 2015 yılında Beşiktaş, %46 ile gelirlerini en yüksek oranda arttıran takım olarak dikkat çekiyor. Siyah-beyazlıların 3 sezonluk ortalama gelir artışı ise %21. Buna karşılık 2015’te giderlerin 305 milyon seviyesinden 375 milyon liraya sıçraması ise “feda” anlayışının sona erdiğine yönelik bir işaret. Vodafone Arena’nın açılmasıyla birlikte Beşiktaş’ın mevcut gelir üretme kapasitesini koruyabilecek bir performans göstermesi olası. Bu tespitimizin nedeni Beşiktaş’ın reklam ve sponsorluk gelirlerini arttırmada rakiplerine oranla daha başarılı bir performans göstermesi. Son iki yılda yaptığı transfer hamleleriyle dikkat çeken Trabzonspor, üç yıllık ortalamada gelirlerini %28 gibi ciddi bir oranda arttırmış ancak giderlerin artış yüzdesi ise 29’a ulaşmış. 2015 itibariyle Trabzonspor; yıllık 155 milyon lira civarında gelir üretirken, giderleri 260 milyon liraya dayanmış durumda. Bu da “sürdürülebilir başarı” kıstasları göz önüne alındığında istenmeyen bir durum. Araştırmadaki ilgi çekici konulardan biri de dört büyüklerin aldıkları galibiyet ve attıkları gol başına yaptıkları giderler. Bunu, kulüplerimizin “harcadıkları paralara aldıkları karşılık” olarak yorumlayabiliriz. Son üç sezonda Fenerbahçe ve Trabzonspor’un aldıkları galibiyet başına harcadıkları para sürekli olarak artış gösterirken, Beşiktaş’ın aşağı yönlü bir çizgi tutturduğunu görüyoruz. 2012-2013, 2013-2014 ve 2014-2015 sezonlarında Fenerbahçe sırasıyla her bir galibiyet için 19.6, 20.3 ve 23.2 milyon TL gidere sahip. Trabzonspor için bu rakamlar 12, 13.5 ve 17.3 milyon TL. Beşiktaş ise 2012-2013 sezonunda galibiyet başına düşen 19.1 milyon TL’lik gideri önce 18, daha sonra da 17.9 milyon TL’ye indirmiş. Galatasaray ise 2013-2014 sezonunda galibiyet başına 27.2 milyon TL ile rekor kırarken, takip eden sezonda bu rakamı 21.7 milyon TL seviyesine çekmeyi başarmış. Atılan gol başına yapılan gider tablosuna bakacak olursak, son sezonda Galatasaray’ın attığı her bir gol için yaptığı 8.7 milyon TL giderle ilk sırada olduğunu görüyoruz. Sarı-kırmızılıları Fenerbahçe 8.5 milyon TL giderle takip ediyor. Bu rakam Beşiktaş’ta 6.8 milyon TL iken, Trabzonspor’da 4.5 milyon TL olarak gerçekleşmiş. 

Borç büyüğün kamçısıdır 

Mali borçlar söz konusu olduğunda araştırmada ulaşılan sonuçların pek yüz güldürmediğini söyleyelim. Galatasaray’ın son 3 yılda mali borçlarının ortalama yıllık büyümesi %50. Galatasaray bu oranla son 3 yılda mali borçları en hızlı büyüyen Süper Lig takımı. Bu alanda Beşiktaş %47 ile ikinci olurken, %36 ile Fenerbahçe üçüncü ve %18 ile Trabzonspor dördüncü. Peki, bu borçlanma performansına karşılık dört büyüklerin piyasa değerleri nasıl bir değişim gösterdi? Çalışmada bunu da görebiliyoruz. Galatasaray’ın piyasa değeri son 3 yıl içerisinde ortalama %12 artmış. Beşiktaş ise son 3 sezonda yıllık ortalama %11 değer kazanarak en çok değer kazanan ikinci Süper Lig takımı olmuş. Trabzonspor’un yıllık ortalama büyümesi %2 civarında. Fenerbahçe ise dört büyükler arasında küçülme gösteren tek kulüp. Sarı-lacivertliler yıllık ortalamada %2 değer kaybetmişler. Mali borçların takımların piyasa değerlerine oranı da karamsar tablo çizmemize neden olacak türden. 2015 yılı verilerine göre Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin mali borçları bu takımların piyasa değerinin yarısından fazla (sırasıyla %59 ve %56) ancak bunlar iyi rakamlar. Bu oran Galatasaray’da %87, Trabzonspor’da ise tamı tamına %100. Takımların, yüksek maliyetlerden kaynaklanan ve süreklilik gösteren zararları özkaynaklarına da yansımış durumda. Bu durum takımların özkaynaklarını yıllar içerisinde eritmiş. 2015 yılında -504.6 milyon TL ile özkaynakları en düşük takım olan Beşiktaş’ı, -422.3 milyon TL ile Fenerbahçe izliyor. Galatasaray özkaynakları bakımından -103,2 milyon TL seviyesinde iken, Trabzonspor’un hanesinde -56,3 milyon TL özkaynak seviyesi görüyoruz.

Cem Top / Spor Paranoma

Facebook