BANKA SENDİKASINDAN PERFORMANS İSYANI

yazar:

kategori:

BANKSİS Genel Başkanı Semih Özen, hedef performans sistemini eleştirerek”Artık gelişmiş ülkelerde reddedilen bu tükenmiş uygulama, bizde halen kötü niyetli  yöneticilerin elinde dürüst çalışana karşı ceza sopası olarak kullanılmaktadır”dedi.
Performansa dayalı hedef sistemi bankacılar için bir kabus haline gelirken, en büyük tepki Banka ve Sigorta İşçileri Sendikası Banksis’den geldi.
Akbank toplu iş sözleşmesi ile Türk bankacılık dünyasının dikkatini çeken Banksis Genel Başkanı Semin Özen, Paramedya.com’a  özel açıklamalarda bulundu.
Son aylarda bankaların en çok karşılaştığı davaların başında mobbing geliyor. Gerek mahkeme kararlarında gerekse bilirkişi raporlarında mobbingin ana kaynağı olarak performansa dayalı hedef sistemi gösteriliyor.
Bu sistemin büyük bir baskıya neden olduğunu belirten Banksis Genel Başkanı Semih Özen, gelişmiş ülkelerde olmayan bu sistemin mutlaka kaldırılması gerektiğini ve bunun için de çarenin sendikalaşma olduğunu  söyledi. 
YAŞAMAK İÇİN ÖLDÜR!
Bankacılık olarak tanımlanan  iş hayatımızda bir de  hepimizi ortak kılan önemli sorunlar yaşıyoruz. Bunların ilki ve en önemlisi son derece kötü koşullarda yaşadığımız, insan olan herkesin ruhunu inciten ve her türlü baskı ve tehdidi içinde barındıran MOBBİNG belasıdır.”diyen Semih Özen, şöyle devam etti:
“Bu konuda Patronun kuralı ve talimatı kesindir. YAŞAMAK İÇİN ÖLDÜR… Diğer bankada çalışanı geçemezsen ben seni işten atarım. Bu amansız rekabet savaşının bir adım ötesi ise kanlı kardeş kavgasıdır. Yani aynı kurum içerisinde çalışanlar aynı bankanın personeli olarak  karşılıklı yaşama kavgasına gireceklerdir. Zira sistem böyle işlemektedir. Yaşamanın yani çalışabilmenin tek bir kuralı kalmıştır. Rakiplerini mutlaka geçeceksin. “
SOSYAL HAYAT KALMADI
Semih Özen, hedef baskısının  bankacıları sosyal hayattan da alıp kopardığını öne sürerek, şunları söyledi:
“Bankacıların özel hayatları yok edilmektedir. Aile, çocuklar, cemiyetler, dostluklar, özel zevkler giderek tükenmekte özel hayatlarımızda da   bankaya kurallarına ve en önemlisi hesap vereceğimiz hedeflerimize bağlı yaşamaktayız. 
Bütün bunların sonunda çalıştığımız şirkete yıllık enflasyonun üç beş katı para kazandırıyoruz. Ama onlar bizim için karar vericiler,  gider bütçelerini yine enflasyona göre düzenlerken, bizlere enflasyona bile varmayan kıytırık bir ücret zammını layık görmektedirler. 
Bir de  bundan da kötüsü kardeşleri birbirine düşman eden sihirli bir performans mucizesi yaşamaktayız. Artık geçerli olmadığı gelişmiş ülkelerde ve uluslararası ciddi kuruluşlarca reddedilen bu tükenmiş uygulama, bizde halen kötü niyetli  yöneticilerin elinde dürüst çalışana karşı ceza sopası olarak kullanılmaktadır. Kurtlar sofrasındaki ölümcül rekabette patronların emeğin istismarındaki  en büyük  yol arkadaşı performansa göre ücrettir. Ancak her şeyin bir sonu olduğu gibi, değişimin toplumsal yasaları Bankacılıkta da  kısa bir süre sonra sistemden  beslenen krizin ve bunalımın ayak seslerini ulaştırıyor bizlere

ÇARE SENDİKALAŞMA
Semih Özen‘e göre, bankacılık sektöründeki bu sorunların tek çözümü güçlü bir şekilde sendikalaşmak. Türkiye’de banka sendikacılığında yeni bir döneme girildiğini de dikkat çeken genel başkan,  grev hakkının Anhayasa Mahkemesi tarafından geri verilmesi nedeniyle daha etkin olmaya başladıklarını söyledi.
Bilindiği gibi, hükümet bankacılık sektöründe grev hakkını yasaklamıştı. Bu da sendikaların elini kolunu bağlamıştı. 
SEÇİM HEPİMİZİN
Semih Özen bankacıların mutlaka sendikalı olması gerektiğini de şöyle anlattı:
BANKSİS (her ne kadar Bakanlar Kurulu kararıyla ertelenmiş olsa da, her ne kadar yazılı ve görsel basın görmezden gelse de) 20 MART 2017 GREV KARARI VE GREV İLANLARININ Türkiye’nin dört bir yanında asılmasıyla; Bankacılıkta kırk yıl aradan sonra bir çığır açmış, aşılmaz denilen kapıları kırmış ve bir olmazı olur kılmıştır. Bize göre bu karar ve uygulama Bankacılıkta artık her şeyin eskisi gibi olamayacağının da somut bir göstergesi ve gelecek yol pusulasıdır.  O halde ne yapacağız?  Yeni ve insanca yaşanacak, onurlu bireyler olarak hayatımızı gerçekleştirecek özgür bir dünyanın varolacağına inanıyoruz. Evet, biz diyoruz ki; Bankacılık Ailesinin ve her bireyinin bugünkü cehennemden kurtuluşu, hepimizin sendikal örgütlenmesinden geçmektedir.  Ya onurlu, gururlu hakkı ve hukuku yaşayan yeni bir hayat,  Ya da işverenlere esaret! Seçim hepimizin”