SENİ ASLA UNUTMAYACAĞIZ HA!

O insan kaynakları müdürünü unutmak mümkün mü? En çok mobbing ve işe iade davası onun döneminde açıldı. O kadar insanın canını yaktı ki; unutmak mümkün mü? O İK Müdürünü bir de benden dinleyin!
Bu günlerde inanması güç bir cümle olacak ama bankada çalıştığım dönemde, İnsan Kaynakları bana çok büyük iyilik yaptı….
Öyle Y kuşağı ile nasıl çalışılmalı şube müdürü ve üstüne liderlik ile ilgili birçok eğitim alma fırsatı verilmeli performans sistemi nasıl olmalı diye tatlı tatlı kendinden aşırı emin büyük büyük laflarla konuşulunca etkilenmemek mümkün değildi tabi.
Ben de o konuşmaların verdiği gazla dil eğitimi almak için mail atmıştım zaten. Hemen de izini kapmıştım ya da ben öyle sanıyordum belki.
Onay mailini aldıktan bir hafta sonra toplantıda karşılaştık. Ben de büyük bir heyecanla teşekkür ettim.
“Arzu ’cum bizim kendisine yatırım yapan çalışanlarımıza desteğimiz sonsuz fakat senden de bunun karşısında döndüğünde sadakat bekliyoruz. Bizi unutma” tadında bir şeyler söyledi.
Hiç unutur muyum, hiç unutur muyuz aşkolsun
Toplantıda performans dönemi sonrasında sadece tek bir bölgede 26 şube müdürünün 10 tanesinin atılacaklar listesine alındığı adaletsiz performans sistemini ballandıra ballandıra anlatıp kaygılı gözlerle bakanlara, merak etmeyin biz bunu elbette kalibrasyon yapıp düzelteceğiz deyip hepsini atması konusunu unutmuyoruz. Müdürlerle birlikte şube çalışanlarını da attığınızı unutmuyoruz
`Hedefleri bu kadar vermeyin yahu` dedim `karşı çıktım` laflarına inandığımızı sandığınızı unutmuyoruz.
En çok mobbing ve işe iade davalarının bu dönemde açıldığını unutmuyoruz.
Tanıdığım tanımadığım kaç tane arkadaşımın işten ayrılmak zorunda bırakıldıktan sonra beni arayıp “Arzu insan kaynaklarını ararlar mı? ne yapmalıyım? “Diye beni aradığını unutmuyoruz.
Yok hastalık yok ailevi sebepler bahaneleriyle imzalatılan istifa mektuplarının istifa etmezsen işten atarız siciline işler sonra ömrü billah iş bulamazsın tehditleriyle zorla imzalatıldığını unutmuyoruz.
Assessmenttan başarıyla geçip şube müdürü olanları kapıda karşılayıp tebrik ederken yine aynı müdürlerin bir en fazla iki sene sonra yüzüne bakmaya konuşmaya bile tenezzül etmeden ellerinde istifa mektuplarının bir fotokopisiyle görkemli genel müdürlük binasından gönderildiğini unutmuyoruz. Aynı şeyi yılların müdürlerine ve binlerce çalışanına yaptığını unutmuyoruz.
Sırtımızdan yıllarca para kazanıp tazminat paketi yaptık daha ne yapalım dediğini unutmuyoruz.
1 Mayıs işçi bayramını kutlayıp, ertesi hafta binlerce çalışanı işten çıkarttığını unutmuyoruz.
Mesai ücreti almadan en uzun saatler çalışılan, terfi alınması en zor, turnoverın(en fazla istifa edilen departman) en fazla olan departmanın insan kaynakları departmanını ve balığın baştan koktuğunu unutmuyoruz.
E peki bunun iyiliği neresinde derseniz, ben de şahsım adına şu an adım adım inşa ettiğim yeni hayatımın başlatmamda katkısı olanları unutmuyorum ve oradan ne güzel bir ders olduğumu görüyorum!
Bence asıl siz beni ve bizleri unutmayın ve hep hatırlayın…

Sevgiler