İnsan mı yoksa isyan kaynakları mı?

Gençler kapısında İK yazan her yeri İnsan Kaynakları sanmayın..Bazı yerlerde Onun okunuşu İsyan Kaynakları’dır. Onların sizi araştırdığı kadar, siz de onları araştırın. Onların sicili de sizin siciliniz kadar temiz mi diye bir bakın. Çok ah almış olandan itina ile kaçın.
Düşünün…
Öyle bir yerdesiniz ki çalışırken, sürekli gözler boyanıyor, bu sırada da etrafınızda sürekli kuyular kazılıyor. Yüzünüze gülüp, arkanızdan sövülüyor.
Maskeli insanlar etrafta gülen yüzlerle dolaşırken iş sonrası sohbetlerde yüzlerce ah ediliyor. 
Öyle bir yerdesiniz ki, başka bir yer olsa da gitsem diyorsunuz ama elinizi vermişsiniz bir kere, kolunuzu kurtaramıyorsunuz.
Tek ayak üstünde yüzlerce yalan söyleyenlere değer verilirken, tek bir doğruyu doğrudan yüzlerine söyleyenin ipi anında çekiliyor, değeri bir anda sıfırlanıyor.
Öyle bir yer ki bu yer, kendisini dev aynasında gören cüce karakterli insanlara yüksek yüksek koltuklar veriliyor. Onlar tepeden bakarken aşağıda kalanlar kurtulmak için gün sayıyor. 
Öyle bir yer düşünün ki çalışmak için..
Ne patron çalışanlarını , ne de çalışanlar patronlarını seviyor ama her ikisi de Oscar’lık oyuncular gibi birbirine toplantılarda sürekli rol kesiyor. Binlerce kişi kapının önüne konmuş, binlercesi tetikte, bekliyor, yine de herkes üç maymunu oynuyor.. 
Hayal edin bir kez.
Çalışacağınız yeri allayıp pullamışlar, baksanız her yer makina, her yer dijital. Kendini sosyal medyada gibi rahat ve eğleniyor hissetmen için tüm menüleri koymuşlar önüne, renkli, iç açıcı, hızlı.. Ama arka planda ne tuzaklar, ne tuzaklar. Kaçta geldin, kaçta gittin, kime mesaj attın, kiminle sohbet ettin hep kayıttalar. 
Bu yer işte öyle bir yer. İkiyüzlü, vefasız ve bezdirici. Hakkında yüzlerce dava var. Değil çalışanı , kırk yıllık vefakar, cefakar emeklisi bile üvey evlat , isyankar. Yine de dedikleri şey ” bundan daha iyi yer mi var ?”
Evet var. Yaşayanlar diyor ki; “Biz gençtik, bilemedik. Saflığımıza geldi, şifrelerini çözemedik. Ektiğimizi biçeriz sandık, emeğimizle değer katar, ederimizi alırız sandık . Sandık da sandık. Sanmakla kaldık, hiç yaşayamadık. Yeşillerle, mavilerle yarıştırıldık, kazandık sandık, kazandırdık ama ne hikmetse kırmızıda hep sınıfta kaldık. Yazık oldu gençliğimize, yazık…”
Gençlere son söz, çalışacağınız yeri iyi seçin, kulağa hoş gelen sözlere, göz boyayan görsellere kanmadan önce etrafınıza iyi bakın. Maskelerin ardındakini görün, açıkça söylenmeyenleri duyun.
Kapısında her İK yazanı da “İnsan Kaynakları” kısaltması sanmayın. Bazı yerlerde Onun okunuşu “İsyan Kaynakları”dır.
Sorun, soruşturun. Onların sizi araştırdığı kadar, siz de onları araştırın. Onların sicili de sizin siciliniz kadar temiz mi diye bir bakın. Çok ” ah” almış olandan itina ile kaçın. İşte o zaman kendiniz için en doğru yeri bulursunuz.