Şubeci’nin hedef isyanı!

Ulaşılmaz hedeflerle saha çalışanları olarak bizlere kendimizi yetersiz, beceriksiz ve çaresiz hissettiriyor sonrada 2 kredi kartı satamayacak yöneticiler tarafından bizleri işten çıkarttırıyorsunuz. İşten çıkartacaksanız da lütfen bunu psikolojimiz ve sağlığımızla oynamadan bir belirli bir etik ve saygı çerçevesinde yapın.
Finans sektöründe çalışan bireyler olarak içinde bulunduğumuz ekonomik şartları, ülkenin içindeki buhranı anlayıp hissetmeyenimiz yok!
Adı konulamayan ve şu an 1. Dalgasını yaşadığımız; muhtemelen 2. Dalgasını Nisan ayında yaşamaya başlayacağımız, belki de 3.çeyrekte adlandırılacak ekonomik kriz…
Küçük işletmelerin, esnafın, holdinglerin durumu, konkordatolar, iflaslar, patronların paraları bir bir yurt dışına çıkartmaları…
Hepsini geçiyorum markete gittiğimizde eve iki parça bir şeyler aldığımızda ve kasadaki tutarı gördüğümüzde yaşadığımız şaşkınlık, müşterilerin endişeli ve tedirgin durumları…
Gıda enflasyonundaki aşırılık, her gün kullandığımız A4 kağıdının fiyatındaki …
Kısaca hayatımızdaki anormallik…
Yüzde 25′ in üzerinde bir enflasyonla- şahsi fikrim birçok alanda yüzde 25’lerin telaffuz bile edilemeyeceği yönündedir- hayatımızı idame ettirmeye çalışırken ve belki de zorlanırken…
Tüm bu anormallikler ve her gün ağırlaşan hayat şartlarının ardında hayatımızdaki değişmeyen şey nedir diye sorsam sevgili saha çalışanı arkadaşlarım ne dersiniz?
Cevap net olur sanıyorum; Hedefler…
Şimdi bu kadar dinamik bir Türkiye siyaseti ve ekonomisinde , bu kadar gel git bir dönemde , bu kadar yarınımızı göremediğimiz , yarın ne olacağımızı bilemediğimiz şartlar altında hedeflerin hala ve hala arttırılarak sanki Türkiye’de yaşamıyormuş gibi, sanki dünyanın en güvenli ve huzur dolu ülkesindeymiş gibi, sanki dünyanın en mükemmel çalışma şartlarına sahipmişiz gibi, sanki hiçbirimiz ayın sonunu düşünmüyormuşuz gibi kısaca sanki hayatımızda her şey normalmiş gibi gayet anormal bir şekilde değişmeyen tek şey normal bir şekilde hedeflerimizin artıyor olması……
“Hedef ulaşılabilir olmalıdır”
Ama siz tutup gişeye geçirdiğiniz bir “insan “evladına faizlerin, piyasanın şu durumunda her ay 500.000 TL kredi hedefi verirseniz olmaz!
-Her ay 250.000 vadeli hedefi verirseniz olmaz!
-Her ay 40 fatura olmaz!
-Her ay 4 pos hedefi verirseniz olmaz!
-5 adet KMH verirseniz olmaz!
-5 BES hedefi verirseniz olmaz!
-20 kredi kartı hedefi verirseniz olmaz.!
-Portföy dediğiniz insanlara her ay 5 milyon taze/sıfır mevduat hedefi verirseniz de olmaz!
-Her ay 100 firma ziyareti yapamaz bu insanlar çünkü o kadar firma kalmadı hinterlantlarda ve yeni firma da bulamazlar çünkü firma açılmıyor artık açık olanlar kapanıyor, batıyor farkında mısınız?
-Ayrıca belirtmek isterim ki tüm bu sapıtmış hedeflerin yanında arama hedefi ve ziyaret hedefi verirseniz hiç olmaz.

Yazının başında bahsettiğim, yaşadığımız ve içinde bulunduğumuz şartlarda, tüm arkadaşlarım adına “plazalardaki sizlere” seslenmek istiyorum:
Hedefleri günümüz “ekonomik koşullarına ve “insanlığa” uygun olarak vermelisiniz.
3 maymunu oynayıp; hedefleri arttırarak bizlere vermeye devam ettiğiniz sürece sizler kötüsünüz ve art niyetlisiniz.
Ulaşılmaz hedeflerle saha çalışanları olarak bizlere kendimizi yetersiz, beceriksiz ve çaresiz hissettiriyor sonrada 2 kredi kartı satamayacak yöneticiler tarafından bizleri işten çıkarttırıyorsunuz.
İşten çıkartacaksanız da lütfen bunu psikolojimiz ve sağlığımızla oynamadan bir belirli bir etik ve saygı çerçevesinde yapın.
Çünkü bu şekilde hak yiyor ve hepimizin hayatlarıyla oynuyorsunuz.
Yapmayın artık yapmayın…

Biraz insaf ….
Biraz insaniyet….
Biraz iş ahlakı….
Lütfen…          
Şubeci