AKBANK Üst Yöneticileri krizden ödülle çıktılar

yazar:

kategori:

Akbank, üst yönetime bir önceki yıla göre, ödediği maaş ve primleri yüzde 62.05 arttırdı.
AKBANK  KAP’a 2018 yıl sonu bilançolarını bildirdi.
Banka 2018 yılını bir önceki yıla göre Net karda    %-6 düşüş ile Geçen yıl aynı dönem 6 milyar 20 milyon kar açıklayan banka bu kez 5.7 milyar lira kar ile  kapatarak yakın rakiplerine göre düşük performans göstermesine rağmen bundan üst yöneticiler gelir kaybına uğramadı tam tersi ödüllendirilerek yılı kapadığı anlaşıldı. Zira KAP’a bildirilen bilançolara göre Banka Üst Yönetime sağlanan faydalara ilişkin bilgiler bölümünde, 2018 yılında Banka “üst yönetimine 51.555 TL( 31.12.2017 : 31.815 TL ) tutarında ödeme yapılmıştır” ifadesi yer aldı. Bu açıklamadan da anlaşılacağı gibi 2018 yılında 2017’ye göre banka üst yönetimine ödenen tutar %62.05 artırılarak 51.555 TL olarak gerçekleştirilmiştir. Bu durum banka 2017’ye göre karını düşürürken üst yönetime ne gibi gerekçe ile ödemelerin bu kadar artırıldığı ve ödüllendirdiği sorusunu gündeme getirdi. Eski bir çalışan bu durum için “kendilerine yetmişler” ibaresi kullandı.  ( rakamlar bin TL ).
TAKİPTEKİ KREDİLER
Banka 2017’de % 2,3 olan Takipteki Kredilerin Toplan Kredilere oranını 2018’de  % 4,1’e çıktığını belirterek bu oranı raporda “düşük bir seviyede” olarak açıklaması da şaşkınlık yarattı.
Bankanın yıl içindeki takipteki alacaklarının Varlık Şirketlerine devir işlemleri ile ilgili bölümde ise;

Banka, takipteki krediler portföyünün 774 milyon TL (tam TL tutardır) tutarındaki bölümünü, 36 milyon TL (tam TL tutardır) bedel karşılığında Güven Varlık Yönetimi A.Ş., Efes Varlık Yönetim A.Ş. ve Hayat Varlık Yönetimi A.Ş.’den oluşan 3 firmaya satmıştır.  Banka takipteki krediler portföyünün 446 milyon TL (tam TL tutardır) tutarındaki bölümünü, toplam 19.4 milyon TL bedel karşılığında Arsan Varlık Yönetim A.Ş., İstanbul Varlık Yönetim A.Ş. ve Sümer Varlık Yönetim A.Ş.’den oluşan 3 firmaya satmıştır.” Şeklinde açıklama yaparak açıklığa kavuşturdu.
Diğer merak edilen bir konu da Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin (Türk Telekom) ile ilgili bilançoda karşılık ayırıp ayırmayacağı idi. Bununla ilgili de;
 “Banka, Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin (Türk Telekom) hisselerinin satın alım finansmanı kapsamında diğer yerli ve yabancı bankalardan oluşan, hisse rehni teminatı ile kullandırılan sendikasyona katılım çerçevesinde, Ojer Telekomünikasyon A.Ş.’ye verdiği (OTAŞ) nakit kredi riskinin 3.269 milyon TL’lik kısmını “Yakın İzlemedeki Krediler ve Diğer Alacaklar”dan “Donuk Alacaklar”a sınıflamış ve sonrasında 3.269 milyon TL’nin tamamını kayıtlarından silmiştir. Sınıflanan ve silinen tutarlar sırasıyla “Dönem İçinde İntikal” ve “Kayıttan düşülen” satırları içinde yer almaktadır” şeklinde açıklama yaparak ayrılan karşılık olmadığı gibi ayrılan karşılıkların da bilançodan silindiği öğreniliş oldu.
Banka Koşullu borçlar bölümünde;  “Banka gerçekleşme olasılığı yüksek olan koşullu yükümlülükler için, aleyhte devam eden davalar ile ilgili olarak 52.249 TL (31 Aralık 2017: 60.831 TL) tutarında karşılık ayırmıştır. Aleyhte açılmış ve devam eden başka davalar da bulunmakla beraber bu davaların aleyhte sonuçlanma olasılığı yüksek görülmemekte ve bu davalara ilişkin nakit çıkışı beklenmemektedir”. İbaresi kullanılması ayrı bir şaşkınlık yarattı zira başta çalışanların açtığı “işe iade davaları olmak üzere” devam eden davaları aleyhine olduğunu kabul etmesine rağmen “davaların aleyhte sonuçlanma olasılığı yüksek görülmemektir” denerek kesin bir ibaresinin kullanılması “mahkemeleri baskı altına mı almak istiyor” olarak yorumlara neden olmuştur.