GSYİH OCAK-MART 2019 1. ÇEYREK SONUÇLARI

Gayrisafi Yurt İçi Hasılayı oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2019 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; tarım sektörü toplam katma değeri %2,5 arttı; sanayi sektörü %4,3 ve inşaat sektörü %10,9 azaldı. Erden Armağan Er yorumluyor:
Gayrisafi Yurt İçi Hasılayı oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2019 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; tarım sektörü toplam katma değeri %2,5 arttı; sanayi sektörü %4,3 ve inşaat sektörü %10,9 azaldı. Ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan hizmetler sektörünün katma değeri  %4 azaldı.

“Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, 2019 yılı birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %2,3 azaldı.” Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre %1,3 arttı.”  

Hane halkı nihai tüketim harcamaları %4,7 azaldı

Yerleşik hanehalklarının ve hanehalkına hizmet eden kar amacı olmayan kuruluşların (HHKOK) toplam nihai tüketim harcamaları, 2019 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak %4,7 azaldı. Devletin nihai tüketim harcamaları %7,2 artarken gayrisafi sabit sermaye oluşumu %13 azaldı.

TÜİK Açıklamasının Tercümesi
TÜİK tarafından açıklanan 2019 Yılı 1.Çeyrek Büyüme Rakamları yukarıdaki Basın Bülteni ile kamuoyuna duyuruldu. Bu verilere göre ekonomimizin 1. Çeyrekteki küçülme oranı %2,6 olmuş. Açıklanan tablolardaki alt kırılımlara baktığımızda tarımın (+%2,5) ve ihracatın (%9,5) pozitif katkılarından başka devletin tüketim harcamalarının (+%7,2) arttığına şahit oluyoruz. 1.Çeyreğe rastlayan dönem yerel seçime denk gelmesi  nedeniyle kamu harcamalarının ne ölçüde arttığını önceki yazılarımızda belirtmiştik. Kısaca hatırlatmak gerekirse, Ocak-Nisan arası bütçe açığının TCMB karının ilave edilmesine karşın 54,4 Milyar TL olduğunu biliyoruz. Eğer seçim olmasa ve kamu harcamaları bütçe dengeleri içinde kalarak (biliyorsunuz 2019 bütçe hedefi açığı 80,3 Milyar TL idi ve ilk 4 aylık dönemde bu hedefin %70’lik kısmına ulaşılmış idi ) tüketilseymiş, “ekonomideki küçülme %2,6’dan çok daha büyük oranda gerçekleşecekmiş” demek mümkündür. Yani devlet seçim için milyarlarca TL‘yi saçmasa imiş ekonomik daralma % 5 ve daha üzerinde olması çok çok muhtemelmiş.
Ancak yazılı ve görsel basındaki yorumlar nedense bu gerçeği görmezden gelerek, yukarıda geçen. ”Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre %1,3 arttı”  cümlesine adeta takılıp kalmışlar ve ekonomistlerin “KRİZ” tanımlamasında kullandığı “üst üste iki çeyrek küçülme olması : teknik resesyondur” tanımından hareketle resesyondan çıktığımızı iddia ediyorlar. Yani ilk çeyrekte 2018 yılının son çeyreğine göre %1,3’lük daha iyi bir küçülme yaşandığına sevinecekler neredeyse. İyimserliğin alemi yok, Nisan ayında gerçekleşen Tüketici Güven Endeksindeki düşüş bile başlı başına ekonomik daralmanın hız kesmeden devam ettiğine dair öncü gösterge olarak kabul ettiğimiz bir veri olarak orta yerde duruyor. Peki, yenilenen İstanbul seçimleri sebebiyle ilave harcamalarla, bütçeye ilave bir yük daha yüklerken ve Hazine’nin yıllık bütçe açığı hedefi ilk 6 ayda aşılacağı aşikarken yılın 2.çeyreğinde büyümeye hangi sektörler katkı verecek? Bundan bahseden duydunuz mu hiç? Elbette yok, çünkü söylediklerine kendileri dahi inanmıyor. Kamu Kesimi yılın 2.çeyreğinde bütçe nedeniyle harcamalara çok ciddi fren yapmak zorunda gibi görünüyor. Turizm nedeniyle bir miktar Hizmetler Sektörü, iklim ve mevsim koşulları nedeniyle biraz da Tarım sektörü o kadar! Hane Halkı  tüketiminin küçüleceği güven endeksinden kendini belli ediyor. Enflasyon ve kredi küçülmesi nedeniyle de imalat sanayinin durumu malum, inşaat ve gayrimenkulde daralmada bir düzelme yok, özel sektör yatırım harcamalarında bu ortamda iyileşme beklemek imkansız. Peki, ekonomimiz nasıl büyüyecek? Tabii ki cevap yok, zira büyümeyip yılın tamamında küçülecek bu kesin.
Sonuç olarak olmayan iyimserliği yaymaya çalışmanın herhangi bir anlamı olmadığı gibi, es kaza ekonominin başında yer alan sorumlular buna inanacak olurlarsa, enflasyon içinde daralma (slumpflation) daha çok uzar gider. Öngörümüz olan 2021 yılında dahi krizden çıkma şansını yitirebiliriz. Zira, asıl atılması gerekli ekonomik adımlar geciktikçe krizin uzama olasılığı da artıyor biline!
Erden Armağan ER
erdener1970@gmail.com