Koca koca kurumlarsınız, utanın

Size yıllarca hizmet etmiş, emeğini ucuza satmış, gecesini gündüzüne katmış , ikramiye için gözünüzün içine bakmış emeklilerinize saygısızlık yaptınız, yok saydınız, duymazdan , görmezden geldiniz , aba altından sopa gösterip sesini kısmaya kalktınız. .Siz o kadar da büyük değilmişsiniz. 
Size yıllarca hizmet etmiş, emeğini ucuza satmış, gecesini gündüzüne katmış , ikramiye için gözünüzün içine bakmış emeklilerinize saygısızlık yaptınız, yok saydınız, duymazdan , görmezden geldiniz , aba altından sopa gösterip sesini kısmaya kalktınız.
Onların hakkına sahip çıkmayarak, haklı taleplerinde yanında olmayarak duruşunuzu belli ettiniz.
Sizin her kuruşunuzun hesabını tutmuş, size kuruş yanlış yapmamış, sizi siz yapmış emeklilerinize büyük ayıp ettiniz. Kıymet bilmez değildi hiçbiri, fazlasıyla değer verirlerdi kurumunuza , siz bunun değerini bilemediniz. Hesap bilmez de değillerdi üstelik hesapta olmayan bir şeyi de istememişlerdi. Siz o hesabı onlara veremediniz. 

Büyük, çok büyük kurumlarsınız .Sözde… İş hayatına sizinle gözlerini açmış, sizin tedrisatınızdan geçmiş, sizi evi yuvası bilmiş çalışanlarınızı bir kalemde siliverdiniz. Verdiğiniz ünvanları geri alarak, işten atacaklarınıza tuzaklar kurarak, bir gece ansızın kapının önüne koyarak gösterdiniz minnettarlığınızı.  Kırk yaşında, aklı başında, yaptığı işin öneminin farkında, bilgili, görgülü, deneyimli çalışanlarınızı işsiz , güçsüz bıraktınız. Hoyratsınız. 

Adını herkesin bildiği, herkesin her gün en az bir kere önünden geçtiği , sürekli göz  önünde olan  devasa kurumlarsınız. Çalışanlarınıza enflasyon oranında zammı fazla buldunuz, toplu sözleşmeleri yokuşa sürdünüz, sendikaları bile hizaya çektiniz . Bezdiri ile iş görmeyi mübah, vicdanını dinlemeyi günah ilan ettiniz. Bu işlerinizle fazlasıyla göze battınız. Vicdansızsınız. 

Çok varlıklı, çok karlı, çok değerli kurumlarsınız. Müşterilerinizi memnun etmeye and içmiş gibi konuşur, masrafıyla , komisyonuyla , faiziyle, ücretiyle kapıdan adım attığına pişman edersiniz. Gözü doymazsınız. Bunca lafı işitir, bilir, yarabbi şükür deyip yolunuza devam edersiniz. 

Biliriz . Yine de söyleriz. Eğriye eğri, doğruya doğru demek bizim işimiz oldu artık. Siz sustukça biz bağırdık, siz vurdukça biz güçlendik, siz güldükçe biz düşündük. Anladık. Öğrendik. Küçük küçük hesaplarınızla, emeklisini, çalışanını, müşterisini küçük gören tavırlarınızla…Siz o kadar da büyük değilmişsiniz.