Saman Alevi Rallisi

yazar:

kategori: ,

ERDEN ARMAĞAN ER YAZIYOR: Piyasalardaki yükseliş ve iyimser hava kalıcı mı yoksa geçici mi? Yatırım yapmak için doğru zaman mı? 
İstanbul seçimleri geçtiğimiz hafta neticelendi ve çıkan sonuç muhalefet ve demokrasimiz açısından tam bir psikolojik rahatlama yarattı. Piyasalarda da benzer yönde bir rahatlama/iyileşme, öngörülerimiz doğrultusunda sınırlı da olsa gerçekleşti ve USD/TL Paritesi 5,70-5,90 bandında, faizler %20 seviyesinin bir miktar altında ve Bist-100 Endeksi de 95,000’in üzerinde haftayı tamamladı. Elbette sınırlı iyimserliğin en başta gelen sebebi, Japonya’da gerçekleştirilecek G-20 Zirvesinde yaşanan/yaşanacak gelişmelerin beklenmesi idi. Hem Türkiye-ABD ikili görüşmelerinin hem de ABD-Çin Ticaret  İlişkilerinin sonucunun, bundan sonra Türk Piyasaları ve Dünya Ekonomisine ilişkin seyri etkilemesi açısından büyük önem taşımakta idi. Her ne kadar G-20 Zirvesinden suya sabuna dokunmayan sonuçlar ortaya çıksa da, kısa vadede piyasalarda oluşan iyimser havanın önünü açtığını söyleyebiliriz. Özellikle S-400 Füzelerinin alımı ile ilgili ABD Başkanı Trump’ın, beklendiği ölçüde sert açıklamalarda bulunmaması (elbette ABD Temsilciler Meclisi ve Senatosundan henüz S-400 alımı için bir açıklama yapmamış olmasını not ediyoruz) en azından Türkiye Piyasalarında olumlu olarak algılanacaktır.
Trump-Erdoğan Görüşmesi Piyasaları Nasıl Etkiler?
Geçtiğimiz haftalarda da üzerinde durduğumuz üzere, özellikle USD/TL kurunun 5,80 seviyesinin altında kapanış yapması  kısa vadede öncelikle 5,66 seviyesine bu seviyenin de altına sarkması durumda 5,50-5,60 seviyelerine doğru bir geri çekilmenin yaşanabileceğine değinmiştik. Trump-Erdoğan arasındaki görüşmeden karşılıklı sert açıklamalar gelmemesi, özellikle döviz kurlarında bahsettiğimiz çerçevede bir geri çekilmeyi gündemde öne çıkartacaktır. Anlaşılan odur ki, ABD’de resesyon endişeleri ile FED’in faizlerde indirime gideceği beklentisinin getirdiği iyimserlik, her ne kadar ülkemizde daha kısıtlı olarak olumlu gelişmelere yol açacak demiş olsak da, uluslararası fon yöneticilerinin dizginlenemeyen getiri beklentileri ile birleşerek, iki haftalık gecikmeyle de olsa piyasalarımıza yansıyacak gibi görünmektedir. İstanbul seçimlerinin yarattığı iç siyasi belirsizliğin ortadan kalkmış olması, ABD ile S-400 alımı konusundaki gerilimin azalma emareleri göstermesi, kısa vadeli TL pozisyonu almış yabancı yatırımcılar için kar edebilecekleri bir ortam yaratmış görünmektedir. Geçtiğimiz hafta boyu Türkiye’de yerleşiklerin döviz tevdiat hesaplarında yaşanan 1,270 milyon USD’lik artışa karşın döviz kurunun yatay seyretmesi, bizce yabancıların satışı ile karşılanmış gibi algılanmalıdır.
Baz Etkisi ile Enflasyonda Geçici Düşüş Gecelik Faizlerde İndirim
Geçtiğimiz yıl yaşanan kur şokunun ardından enflasyonda gerçekleşen sert aylık yükselişlerin, bu yıl enflasyon endeksinden çıkacak olması, TÜFE’nin önce %15-16 seviyelerine, Eylülden itibaren de %10-11’lere kadar gerileyebileceği olasılığını doğurmaktadır. Hiç kuşkusuz teknik sebeplerle de olsa enflasyonun düşüş eğilimi göstermesi, FED’in Temmuz ayında faiz indirimine gideceği beklentisi ile birleştiğinde, TCMB’nın %24 seviyesinde tuttuğu gecelik fonlama faizini düşürmesi için bir fırsat yaratmaktadır. Tahminimizce gecelik faizlerde Temmuz ayında 1-2 baz puan arasında bir indirim söz konusu olabilecektir. Nitekim bu beklentiler ışığında ikinci el tahvil piyasasında faizler daha şimdiden 1 yıllık hazine bonolarında %19,50-20 bandına gevşemiş durumdadır. Siyasi ve jeopolitik olarak bir ölçüde sakinleşen kısa vadeli gündem ve faiz indirim beklentilerinin etkisi ile, tahvil faizlerinde %17-18 seviyelerine kadar bir geri çekilme yaşanması olası görünmektedir. Döviz kurlarında ve faizlerde yaşanacağını öngördüğümüz iyimserliğin Bist-100 Endeksinde yaşanmaması elbette söz konusu olamaz. Nitekim Geçtiğimiz haftanın kapanışında endeks, uzun süredir geçmekte zorlandığı 95,500 seviyesinin üzerinde 96,500 düzeylerinden kapanışını yaptı ve ilerleyen günlerde de, faizlerde yaşanacak olası indirimlerin banka bilançolarında yaratacağı olumlu katkının etkisi ile başta bu kurumların hisse senetleri eşliğinde olmak üzere, 100-105 bin seviyelerini test etmesi muhtemel görünmektedir.
Fırtına bitmedi şiddeti azaldı
Ancak, bu haftaki başlığımızda da belirttiğimiz üzere, piyasalarda yaşanması muhtemel tüm bu olumlu gelişmeler, adeta bir SAMAN ALEVİ gibi parlayıp sönecek yeni ve olumlu bir trende dönüşmeyecektir. Zira, bütçede yılsonu için hedeflenen açığın %86 sına ilk yarıda ulaşılmış olmasına, TCMB Olağanüstü Yedek Akçesinin ( birikmiş 46 milyar TL) bütçe açığının finansmanında kullanılmak üzere meclis gündemine getiriliyor olmasının enflasyonda yaratacağı olumsuz katkıya, kamu mallarına ( elektrik %15, şeker %16, çay%15, motorin %3,5) yapılan zamların yaz sonundan itibaren fiyatlar genel seviyesinde yaratacağı baskıya, başta inşaat olmak üzere otomotiv, beyaz eşya ve mobilya sektöründe ÖTV ve KDV indirimlerinin 30 Haziran itibariyle bitiyor olmasının yaratacağı fiyat artışlarının ve üretim düşüşlerinin önüne nasıl geçileceğine ilişkin tedbirlerin ortada görünmemesine rağmen, ekonomimizin uzun soluklu bir düzelmeye girdiğini söylemek pek de mümkün olamamaktadır. Dolayısıyla kısa vadede TL de pozisyon alan yabancıların ellerinde kalan son TL varlıkları da çıkabilecekleri uygun fiyatları bulabileceği ve ömrünün Eylül-Ekim aylarına kadar sürecek kısa süreli bir iyimserlik dönemi yaşayacağımızı unutmamamız gerekmektedir. Yatırımcılara tavsiyemiz, yabancı yatırımcılara benzer bir strateji izleyerek, bu süreçte TL varlıklar için uygun fiyatlarda satış yapmayı, daha sonraki dönem için de kendilerini enflasyona karşı koruyabilecek enstrümanlarda! alım için fırsat kollamaları şeklinde olacaktır. Zira yaşadığımız süreç, fırtınanın bittiğine değil, şiddetinin azaldığı kısa süreli güneşli bir dönemi işaret etmektedir.
 Bu sorulara yanıtlarınız olumlu ise TL ye yatırım yapın
-Bütçe açığı azalıyor mu ya da azaltacak önlemler alınıyor mu?
– Enflasyonla Mücadele için kalıcı çözümler yürürlüğe konuluyor mu?
-Ekonomik Aktivitenin arttığına ilişkin veriler var mı?
-Yatırım ortamının iyileştirilmesine dönük adımlar atılıyor mu?
-İşsizlikte olumlu gelişmeler var mı?
-Dış Ticaret Dengesindeki daralma sürüyor mu?
-TCMB Para Politikalarında bağımsız olarak hareket ediyor mu?

Vereceğiniz yanıtların ekseriyeti “EVET” ise TL’ye geçmekte herhangi bir sakınca görünmemektedir. Yok eğer “HAYIR” ise, kısa vadede oluşacak bu tip hareketlerden faydalanmak gerekmektedir.
Erden Armağan ER
erdener1970@gmail.com