Patronların korkulu rüyası: Sosyal Medya Grupları 

HANİFE SERTER YAZIYOR: Bir giyim mağazasının çalışanlarının,  haklarını birlikte savunmak  amaçlı,  mağazanın adını da kullanarak kurdukları “pamuk gibi çalışanlar ” hesabı patronun gözüne batmış, sen misin grup kuran, grubu beğenen, yorum yapan deyip bu arkadaşları işten atmış. Olacak iş mi ?!
Patronların korkulu rüyası: Sosyal Medya Grupları 
Kim yazmış , nerede yazmış, ne yazmış ? Kim okumuş, kim beğenmiş , kim yorum yapmış ?!
İşleri güçleri kalmadı bunları takip ediyorlar.
Biz bankacılık sektöründe “Paramedya” özelinde uzun zamandır yaşıyor ve hissediyoruz bu baskıyı .
Binlerce okuyucumuz var ama beğenmeye ve yorum yapmaya adeta korkuyor insanlar ve bir yolunu bulup gizli gizli okuyor, ancak çok güvendikleri arkadaşları ile paylaşıyorlar. 
Bazen Paramedyada paylaştığımız bir karikatürün altına yorum yazan birini bile  “Neden beğendin, neden yorum yazdın ?! “ diye arayıp üstü örtülü şekilde de olsa uyarıp huzursuz ediyor üst yönetimler. Duyuyoruz, biliyoruz. Hiçbir şey gizli kalmıyor artık bu devirde. Paramedya yorumu nedeniyle işten çıkarıldığını düşünen bankacılar bile var .
PAMUK GİBİ ÇALIŞANLAR
Son olarak başka bir sektörde , benzer bir olay yaşandı. Bir giyim mağazasının çalışanlarının,  haklarını birlikte savunmak  amaçlı,  mağazanın adını da kullanarak kurdukları “pamuk gibi çalışanlar ” hesabı patronun gözüne batmış, sen misin grup kuran, grubu beğenen, yorum yapan deyip bu arkadaşları işten atmış. Olacak iş mi ?! Ne yazık ki ülkemizde tam da olacak iş . İşçinin, emekçinin haklarını bilen, tanıyan, koruyan bir iş veren neredeyse ” yok” denecek kadar az.
MARKAYI KORUMAK İNSANI ATMAK
Markaya zeval gelmesin ama insanlara ne olursa olsun. Markalar çok değerli, bulunmaz ” pamuklu “ kumaş, insanlar değil … İnsan çokluğu, iş gücü bolluğu var diye ülkede hak ,hukuk, adalet kıt…
Sosyal medyada marka reklamı yapmak mübah, çalışanları , iş yerindeki ( fazla mesai yaparken hatta )   mutlu (!) fotoğraflarınızı özel hesaplarınızdan paylaşın ” diye teşvik etmek, zorlamak  ” normal ” ama kendi haklarını koruma amaçlı kurulmuş sosyal medya hesaplarını takip etmeleri haşa büyük bir günah !

Bu iki yüzlülüğü nasıl sindireceğiz biz şimdi ? Sindiremiyoruz tabii ki . Bize ” tabii canım, normal, öyle OLMASI gerekir..” diye yutturulan hiç bir şeyi sorgulamadan kabul etmiyoruz. Çalışanlarının en temel haklarını bile hiçe sayan kurumları, markaları tercih etmiyoruz.

Bankacı kadınların da çok sevdiği ve tercih ettiği bir giyim mağazası bu dile düşen mağaza. Bir süre en azından kimsenin eli ayağı gitmeyecek bu mağazadan alışverişe belki. Göz görünce bunları, gönül katlanmıyor çünkü.

 Patronlar da er geç kabul etmek zorunda kalacak ki; sosyal medyanın insanlar üzerinde hafife alınmayacak bir etkisi var. Yasaklasanız da, işten de atsanız orada dile düşmekten kurtulamazsınız. Bir hesabı kapattırsanız başkası açılır. Söylenecek sözler boğazda düğümlenemez artık. Birileri çıkar haykırır. İnsanlar ” bu deli mi ne , ne diyor ?! ” diye bakar belki ama illa ki bakar. Baktıkça düşünür, anlar, sorgular. İşte buna engel olamazsınız .

Bir çok banka yöneticisinin son dönem kabusu belli ” Paramedya’ya düşmek !” Evet onlar kendileri bu tabiri kullanıyorlar. Kendileri hakkında olumsuz bir haber , yazı çıkmasından huzursuz oluyorlar ve her şeye rağmen yine de insanları huzursuz ediyorlar .

Alınmayan, satılmayan, patronların reklamları ile yönlendirilemeyen “ sosyal medya” olduğu sürece korkunun ecele faydası yok. Haksızlık yapanlarla haksızlığa uğrayanların yolu Paramedya’da kesişecek.    “Allah düşürmesin “ diyeceğim ama  hakedenleri eminim ki düşürecek. Biz buradayız. Bir yere gitmiyoruz. Bekliyoruz …