Bankacılıkta olmaz denilen oldu!

Yıllık iznini bile zor isteyen, zor kullanan bankacılar idari izin ile evlerine yollanıyor… Sürekli arttırılan hedefler ilk kez sıfırlanıyor. Maaşına zam alamayanlar şimdi  fazladan prim alıyor. Kıravatsız evden çıkamayanlar, rahat kıyafetlerle işbaşı yapıyor..HANİFE SERTER yazıyor:
Göklerden gelen bir virüs vardır…
Dünya onun etkisiyle adeta tersine dönüyor..
Tez – anti tez gibi bir süreç yaşanıyor. “Hayatta Olmaz !”dediğimiz ne varsa bir bir oluyor.
Önceden her fırsatta toplananlar artık hiç toplanamaz oldu.
Aynı evde yaşayıp pek görüşemeyenler şimdi istese de ayrılamıyor..
Gündelik hayatta adeta görünmez muamelesi yapılan temizlik elemanları, kuryeler sokakların tek fatihi, kahramanı gibi dolaşıyor… Gittikleri her yerde saygıyla, takdirle, minnetle karşılanıyor . Yaptıkları işin belki de ilk kez bu kadar değeri biliniyor.
Hasta yakınlarının gazabına uğrayıp canıyla tehdit edilen sağlık personeli , doktorlar kendi canını ortaya koyarak görev başından ayrılamıyor.
Hisseleri de kendi de uçuşta olan en güçlü markamızın uçakları da hisseleri de yerlerde.
Alışveriş dışında bir keyfi olmayan AVM bağımlıları , yoksunluk sendromu çekmekte. Evinden başka keyfi olmayanlar evinin keyfini sürmekte.
YA BANKACILIK?
Bu arada Bankacılık sektöründe de çok ilginç ilkler yaşanıyor;
Yıllık iznini bile zor isteyen, zor kullanan bankacılar idari izin ile evlerine yollanıyor… Sürekli arttırılan hedefler ilk kez sıfırlanıyor. Maaşına zam alamayanlar şimdi  fazladan prim alıyor. Kıravatsız evden çıkamayanlar, rahat kıyafetlerle işbaşı yapıyor…Hedef ve işsizlik kaygısının yerini “sağlığı koruma” kaygısı alıyor.
Hayatta olmaz dediklerimiz bir bir olurken, bu ara uykuları kaçan bir kesim var ki ; onların bu süreçte ne düşünüp ne yaşadıkları , ne hissettikleri çok çok önemli …
Onlar kim mi ?
55 – 60 yaş üstü yöneticiler. Elinde bir grup insanı ve parayı yönetme gücü bulunan hanımlar ve beyler . Makamı, koltuğu, parası olup da ölüm ile ilk kez bu kadar burun buruna gelme tecrübesini yaşayanlar … Benim en çok merak ettiğim kesim onlar. Onlar ne düşünüyor ?
İnsanın düşünceleri en çok ölüme en yakın olduğu anda değişirmiş ya …
O yüzleşmeyi yaşadığında dönüşürmüş ya birden…
Yaşam ile ölüm arasında gidip geldiğinde. Kendisinin de ölümlü bir varlık olduğunu anladığında…Bu süreçte bu ileri yaştaki erk sahiplerinde  duygusal, düşünsel, davranışsal bir değişiklik olacak mı acaba ? Önemli bir farkındalık yaşayacaklar mı insani olarak ? Hayatlarının muhasebesini yapacaklar mı ? Kime ne borcumuz var diye düşünecekler mi ? Hak yiyip yemediklerini sorgulayacaklar mı ?
Bu yaşananlar metaforik olarak “ kıyamet” gibi bir şeyse, oturup bunları düşünmenin, hesap etmenin tam zamanı.
BANKALAR ESKİ TAS ESKİ HAMAM MI OLACAK?
Bankacılık sektörü özelinde düşünürsek, bu günler elbette geçecek. O kapılar yeniden müşterilere sonuna kadar açılacak. O hedefler fazlasıyla geri dönecek.
Belki de bankacılar takım elbiselerini, masalarını , bilgisayarlarını özlemiş olarak işlerine koşa koşa geri gelecek. Peki bu travmatik deneyime rağmen her şey yine “eski tas eski hamam” olarak devam mı edecek ?
Mümkün mü ? Elbette değil. Daha önce de yazmıştım bu konuda “Her travma hediyesi ile gelir. ” Çekilen her sıkıntı sonunda  bir ferahlık doğar. İnsan her dertten bir şeyler öğrenir, anlar. Anladıkça değişir. Değiştikçe    aynı etkilere farklı tepkiler verir.
Bu tepkiler de önce yakın çevresini sonra da tüm dünyayı değiştirir . Olmaz demeyin, olur. Dünyaya şöyle bir bakın isterseniz. Neler neler olmadı ki ! Bundan sonra da çok farklı şeyler olacak . Önemli olan bundan sonra siz neyin Nasıl olmasını istiyorsunuz ve bunun için ne yapmanız gerekiyor ?
Düşünün lütfen. Kaygılardan ve stresten uzak kalarak, sağduyulu bir şekilde düşünün . Önemli olan ne ? Doğru olan davranış ne ?
Kim verdiğiniz değeri ve önemi hakediyor , kimler haketmiyor ? Düşünün, düşündükçe gerçekleri daha net göreceksiniz.