Patronlar yerinde kalır çalışanlar değişir!

Banka sahipleri çalışanların durumunu bilse, gerçekten bilse! bütün bunlara izin vermez emin olun. Ama bilemezler. Onlar için önemli olan bilanço ve paydaşlar. Daha fazla ayrıntıya ayıracak vakitleri yok inanın. Deniz Ateş banka patronlarını yazıyor:
Siz çalıştığınız kurumda hatalı uygulamalar mı gördünüz ? 
Yanlış giden ne çok şey mi var ? Uygunsuz işler mi oluyor ?
Hak mı aramaya başladınız ? 
Uykularınız yarım mı kaldı ? 
Vicdanınız mı rahat değil ?
O halde değişim zamanınız gelmiş, sakın çırpınmayın siz bu koskocaman organizasyonu değiştiremezsiniz. 
Siz değişmelisiniz! Değişim derken düşüncelerinizin, doğrularınızın değişmesinden bahsetmiyorum, sizin koltuğunuzu değiştireceğiz. Size yeni koltuk almayacaklar hep yanlış anlıyorsunuz!  Üff! anlatması ne zormuş değişimi! 
Değişim demek özetle kovulacaksınız demek. Şimdi oldu işte; kovulmak! Değişime ayak uydurmak hayatta kalmak becerisi biliyorum, yanlış da anlamıyorsunuz kabul etmesi çok zor. Hayat şartları bir yandan sizi zorlarken bir de işsiz kalmak hiç de kolay değil biliyorum. Nereden mi biliyorum ? Tahmin edin bakalım !
KOVULMANIN OLGUNLUĞU
Denize alışmak gibi… kovulunca alışıyorsunuz. Başta soğuk geliyor, kolay telaffuz edemiyorsunuz, zamanla alışıyorsunuz. Sizin çalıştığınız yerde amir konumunda olanlara bakın kaç yıldır o koltukta oturuyorlar, bir de çalışanların koltuklarına bakın onlar kaç yıldır oturuyorlar. Farkı hemen göreceksiniz.  Çalışanlar değişir patronlar sabittir, kural değişmez. Benim kime patron dediğimi umarım anlamışsınızdır. Kuruculardan, firmanın sahiplerinden bahsetmiyorum, banka sahipleri değildir benim patron dediklerim… Onların dünyasını bilemem. Benim bahsettiklerim, daha fazla patron adına hareket eden beyaz yakalı, kravatlı  ya da diz üstü etekli çalışanlar. Patron değildir ama patron gibi hareket eden çalışanlardır bahsettiğim patronlar. Maaşlı olup da patron geçinenler de benim söz ettiklerim. 
Bunlar asla değişmez değişen sadece çalışanlardır. Yani sizi değiştiriyorlarsa övüneceğiniz bir durum var demek ki! Çalışıyorsunuz o yüzden değiştiniz.
Patronlarla uğraşmak her zaman sıkıntı verir insana, çalışanla uğraşmak kolaydır sendika zaten sandıkta olduğundan, kolaydır çalışanla uğraşmak.
SİZ NEYSİNİZ?
 Katılmıyor musunuz bütün bunlara? Hatta keyfiniz mi kaçtı ? Peki o zaman, kendinize bakın çalışan mısınız? Yoksa patron mu ?
Bankanızda kaç bölüm başkanı koltuğunu bıraktı, ya da kaç bölge müdürü şimdi iş arıyor ? Ya da…
Peki şimdi kaç şubeci işsiz ? Patronlar değişmez kuralı değişmez.
Çok büyük sermayelerin yönettiği bankacılıkta gerçek banka sahipleri çalışanların durumunu bilse, gerçekten bilse! bütün bunlara izin vermez emin olun. Ama bilemezler. Onlar için önemli olan bilanço ve paydaşlar. Daha fazla ayrıntıya ayıracak vakitleri yok inanın. Zaten önlerine sadece duymak istedikleri slaytlar gider, kimse patronun görmek istemediği slaytı hazırlayamaz, hazırlasa da gösteremez.
Deneyin görün, amirinize hoşlanmadığı rakamları gösterin o da size gününüzü göstersin. O yüzden işsizlik de ve enflasyonda banka batık kredileri de hep düşük gösterilir; patronlar gerçekleri görmek istemez.
Kime sunum hazırlıyorsanız ona göre rakam açıklarsınız. Otoritenin olduğu her yerde böyle işler, kamuda olsun, özel sektörde olsun patronlar gerçeklerden hoşlanmaz, akıllı  profesyoneller de rakamları yumuşatır. Bankacılıkta bu oyun çok kolaydır. Geçen yıl kredi kartlarını az mı sattınız hemen önceki yıl karşılaştırmasını yapın, artış oranı yüksek gözüksün. Baktınız şubeler çok mu kar ediyor? Pirim mi alacaklar?   Hesaplamayı değiştirin! Karşılık oranlarını maliyete ekleyin durum düzelsin. En çok rakamlar yalan söyler aslında, rakamlar ile konuşmasını bilirseniz, her şeyi yutturursunuz karşınızdakine kimse anlamaz, anlayamaz.  
Ben diskalkuliyim (matematik öğrenme güçlüğü) bana rakam sormayın, zaten güvenmem de rakamlara. Siz de çok güvenmeyin.
Amacım kimseyi işinden etmek değil, hepimiz evimize ekmek götürüyoruz, sadece bu kadar işsizlik olurken, şubelerden binlerce kişi atılırken neden patronlar koltuklarında, bunu sorgulamak.
Bir bölgenin yarıdan fazlası atılmış ama bölge müdürü koltuğunda kalıyor! Ya da …
İş hayatı diye bir şey yok! Tek hayat var!
Hayatımıza sahip çıkalım, işimiz de ailemiz de çalışma arkadaşlarımız da kamu da özel sektör de  tek hayatımızın olduğunu unutmasın. 
Tek hayatımız var! Ve siz de teksiniz.
 
Kolay gelsin patron!
— 
Deniz Ateş
denizatate@yandex.com