İyi ki beni işten çıkarttınız!

yazar:

kategori:

Tüm şube olarak yılbaşı partisine hazırlanırken İK’dan gelen bir telefonla işten atılan bankacının 2 yıl sonraki teşekkürü:
Merhaba,
Mobing, baskı, tehdit, eziyet altında çalışan  tüm eski meslektaşlarım bankacı arkadaşlarıma selamlar ve sevgiler..
11 yıllık bankacılığımda, başladığım günden bu yana, kobi müşteri temsilcisi olarak, yönetmen ünvanı ile, müdürlük havuzuna dahil bir personeldim.
Hazırladığım kredi paketleriyle, bırakın tahsisi, müfettişleri ve iç kontrolleri dahi kendine hayran bırakan bir bankacıydım. Hiç kredi batırmadım, hiç şikayet almadım 🙂
2017 yılının son günüydü. Şube olarak aynı akşam çıkılacak yılbaşı gecesinin organizasyonunu bizzat yapmıştım. Zor bir kredi dosyasını onaylattığım, İstanbul’un önde gelen ünlü bir gece klübü ve restaurant zincirinin bir mekanı için yerimiz ayrılmıştı.
Akşam olmuştu ve organizasyon için çıkmaya 1-2 saat kala İnsan Kaynaklarından gelen bir telefonla, dünya başıma yıkılmıştı. İK görevlisi ya +5 maaşlı ikale yolu ile ayrılma tekliflerini kabul etmemi, aksi takdirde tek taraflı sözleşmeyi fesh edeceklerini bildirmişti.
Hemen karar vermem gerektiğinden tekliflerini kabul ettim. Ve tabiki şube arkadaşlarımdan bazıları yılbaşı organizasyonunun iptal edilmesi gerektiğini, keyifsiz bir geceye gitmek istemediklerini söyleselerde, müdürümüz, belki bölge müdürününde katılacağını söylerek, herkesin organizasyona katılması yönünde direktif verdiğini sonradan öğrendim.
Ben eşyalarımı toplayıp hüzün ve düşünceler içerisinde evime giderken, şube yılbaşı kutlama yemeğine çıktı. Yemek sırasında, firma yetkilileri masaya benim adıma şampanya getirerek, beni sormuşlar ve müdür aksillik çıktığını, bu sebeple de katılmadığımı iletmiş. Emeğimin karşılığı şampanyalar içilmiş ve üzülmekten su gibi içen bazı şube arkadaşlarım alkolün etkisine hızlıca girmişler. Bölge müdürü de tabiki gelmemiş. Akıllıca bir kandırmaca ile zoraki yaşatılan hüzünlü bir gece!
Gelelim sonrasına..
Bankacılığın vermiş olduğu kalp spazmı hissi, yaklaşık 3 ay sonra kaybolmaya başlamıştı. Tek istediğim etik değerlerim çerçevesinde, daha özgür, daha adaletli, daha mutlu bir işe sahip olmaktı ve kendi işim olmalıydı. Mutlu bir ben, mutlu çalışanlar, mutlu müşteriler ve geçinebileceğim, hayallerimi gerçekleştirebileceğim kadar kazanç elde etmek. Bankacıyken düşünemezsiniz, kararlar alamazsınız, cesaret edemezsiniz, beyniniz bloklanmış çünkü. Fırsatları görüp, yakalamak ancak dışarıya çıktığınızda, özgürleştiğinizde gerçekleşiyor..!
Karar verdim, tekrar öğrenci oldum, eğitimler aldım, gelişimime yoğunlaştım, emek verdim (halende veriyorum:) ve yeni bir sektöre girdim. Kendi işimi kurdum, hayallerime ulaştım.. En güzeli de güneşli bir günde, işyerimin bahçesinde musait zamanlarda oturup, personelimle bazen de müşterilerimle çayımı, kahvemi huzurla ve keyifli yudumlayabilme özgürlüğüne kavuşmam. Aklıma gelen her parlak fikri hayata geçirebilmek, projelerimden güzel sonuçlar elde etmek ne güzelmiş, potansiyelim ne yüksekmiş bunu çok iyi anladım. 
Sevgili eski, birçok çalışana eziyet, yabancı sermayelerin kölesi bankam, “iyi ki beni işten çıkardınız, iyi ki cesaret edemediğim bu işi siz yaptınız, öyle mutluyum ki kurtulduğuma sizden” :))

N.B
(Mutlu eski bankacı)