Moralim bozuk keyfim gelsin hedefi

Bankacılık sektörü kafayı yemiş… Evla Fazlı, Günlük hedefler, haftalık hedefler, aylık hedefler, yıllık hedefler yetmezmiş gibi bir de daha muğlak, süper bir fikirmiş gibi ortaya atılan trajikomik hedefleri yazdı.
Hedef tahtası görmeyeniniz yoktur herhalde… Tam ortasında 12 yazan hani, yazmasa bile 12 olduğunu bildiğiniz.
Atış yapanların hedefidir 12’ den vurmak, kalkıpta 12,5’ tan vurmanız istenemez. Olmayan rakamın vurulmasını kimse kimseden bekleyemez.
Slogan belli hedefi hep 12’ den vurmak!
Bizler daha küçükken, bir hedef belirlememiz istendi hepimizden, ‘ büyüyünce ne olacaksın?’ diye.
Kaçınız ilerisi için gösterdiği hedefi gerçekleştirdi?
Ya da büyüyünce bankacı olacağım diyen çocuk duydunuz mu hiç?
Herkesin hayatında belirlediği farklı farklı hedefleri vardır, bir amaca ulaşmak için koyduğu. Bulunduğu koşulları kişi kendisi değerlendirip ona göre makul hedeflerini belirler.
Şu kadar yıl çalışırsam bir ev alabilirim, bu kadar birikim yaparsam arabamı değiştirebilirim, kendimi geliştirerek kariyer hedefimi gerçekleştirebilirim gibi…
Hiç kimse hedeflerim büyük ama ulaşmayı düşünmüyorum demez. Çünkü en başında ulaşılabilir hedefler koyar kendisine ve o doğrultuda hareket eder.
Gerçekleşmeyecek hedefler sadece yöneticilerin akıl tutulması sonucu belirledikleridir. Bankacılıkta gerçekleşmesi mümkün olmayan hedefler verilir hiç durmadan.
Bankacılarda hayatlarını, hedefleri ve onları nasıl tutturacakları üzerine kurarlar.
Hiç makul bir hedefle karşılaştınız mı çalışma hayatınız boyunca?
Tam hedefe yaklaştığınızı düşündüğünüz noktada revize mi edildi yoksa?
Nedense hep yukarı yönlü olur bu revize hareketleri. %100 yapmak üzereyken, %200 gerçekleşme isteyiverirler aniden.
Asla 12’ den vuramayacakmışsınız gibi hissetmeye başlarsınız bir süre sonra.
Siz adım adım, binbir zorlukla hedefe yaklaştıkça o sizden koşar adımlarla uzaklaşıyorsa bir yerde sorun vardır.
Başlarda sorunu kendinizde aramanız çok normal. Herkesten aynı şekilde aynı hedefi gerçekleştirmesini beklemek anormal olan. Unvan aynı diye yan masanızdaki arkadaşınızla hedeflerinizin aynı olmasını doğal mı karşılıyorsunuz, maaşlarınızın arasında fark varken?
Ya da maaş farkınızı geçelim, yöneticinizin hep destek tam destek verdiği çalışma arkadaşınızla sizin aynı hedeflere sahip olmanız mı doğal olan? Kesinlikle doğal olan sizin kendinizi bilmeniz. Yapabildiğiniz kadarını yapıyor olmanız, fazlasını yapmak için canınızı dişinize takıyor olmanız.
Hazıra konmayıp, yapabildiğiniz kadarını yaptığınız sizin kapasitenizdir.
Kontrolsüzce verilen hedefler kişilerin yetersiz hissetmelerine neden olur. Sizi sizden daha iyi tanıyan yok; yetersiz değilsiniz, onları verenler acımasız!
Yöneticiler hedeflere rakam olarak bakar hep. Meşru hedeflere meşru yollarla ulaşılabilir, fakat bu onları hiç ilgilendirmez sadece sonuca bakarlar.
İşini düzgün yapanların ki tutmazken, alavere dalavere ile yapanların ki hep tutayazar.
En büyük alkışı onlar alır, siz kendi içinizde huzurluysanız alkışları duysanız ne olur, duymasanız ne olur?
Günlük hedefler, haftalık hedefler, aylık hedefler, yıllık hedefler; adı konulmuş, rakamlarla gösterilmiş, yazıyla bildirilmiş hedefler yetmezmiş gibi bir de daha muğlak, süper bir fikirmiş gibi ortaya atılan trajikomik hedefler var. Yöneticinin doğum günü hediyesi hedefi,
Hedef tutarsa çay partisi,
Moralim bozuk keyfim gelsin hedefi…
Hedef baskısı hiç bitecek gibi değil, siz en iyisi kendinize yeni bir gelecek hedefi belirleyin, bitmek bilmeyen durmadan revize edilen hedeflerden vakit bulabilirseniz tabii…
Evla FAZLI