Bankanın 50 tonu!

Efsane bankacı Şubeci, bankalardan yaşanan ancak kimsenin açıkça konuşmadığı o konuyu yazdı:
Herkesin özel hayatı kimseyi ilgilendirmez. Tabi açık ve dürüst olmak gerekirse ucu bize dokunmadıkça. 
Ne demişler bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın. Yaşasın peki ama gün gelir o yılan gelir seni de mutlaka sokar…beni birkaç defa sokmuşluğu var en azından 🙂 tecrübe konuşuyor 🙂
Yazdıklarınızı ve görüşlerinizin hepsini okudum ve ilginç bir şekilde hepsinde bir haklılık payı olduğunu düşünüyorum.
Bu hassas bir konu ve belirli bir sınırda olması gerektiği kanısındayım ilişkileri yaşayanların aksine. Yani öyle kaptırılıyor ki ya gözleri hiçbir şey görmüyor ya da normalleştirilmeye çalışılıyorlar. Ama çok üzgünüm biz o kadar da medeni bir toplum değiliz..
Bu gözler neler gördü bir bilseniz…
Detaylarıyla anlatmam mümkün değil yani “bankanın elli tonuna” bağlamayalım 🙂
Sonuçlarına değinecek olursak şube basan eşler, otelde basılan çiftlerimiz, asansör maceraları, kameralara yakalananlar, kargo faciaları, bölge partilerinde yaşanan tek gecelik aşklar diye liste uzar gider.
Şimdi bunlar güzel, savaşmasın sevişsin insanlar ama mümkünse kimseye dolaylı yada dolaysız zarar vermeden…
Erkeklerin nedense belirli bir paraya ,kariyere ulaştıktan sonra gözlerinin dönmesini takiben kadınlarımızın bunu gözlemleyip fark yaratmak için kadınlığını öne sürmesi sonucunda yaşanan yüzde doksanı kariyer  başarısıyla sonuçlanan ilişkiler.
Bunu görmezden gelemeyiz arkadaşlar; bu var.
Hemcinslerimin bunu bir kariyer basamağı olarak kullanması kendi şahsi tercihleridir ve evet biz buna karışamayız.
Ancak olay yine ayni noktaya geliyor; bize dokunmasına..
Örnek verecek olursam: 
Bu dişi arkadaşla benim rakamlarım yakın hatta benim rakamlarım onun rakamlarından iyi bile olsa tercih edilen ve hep bir adım önde olan dişi arkadaşım oluyor.
Umuyorum sizin başınıza gelmemiştir çünkü aşırı yıpratıcı ,sinir bozucu..
Hele ki sizin üstünüze nasıl geldiğinizi bildiğiniz bu kişiler sizin ustunuz olup size emirler yağdırdığından deliriyorsunuz. Çünkü saygı duymuyorsunuz.
Hazmı mümkün olmuyor.
Üstünüze gelen bu tarz kişilerin tatbikî nasıl geldiğini sadece siz bilmiyorsunuz. Olay aleni, bariz ya da dedikodusu patlamış.
Bazı cin fikirliler sizin içten içe dışladığınız ve ister istemez tepkili olduğunuz bu kişilere yanaşıyorlar. Ne oluyor biliyor musunuz? Onlar da kazanıyor. Örneğin dişil kişi artık bölgede ve sizin hedeflemenizi yapacak kendisine yakın davranan cinfikire 1 hedef veriyorsa size 4 hedef veriyor.
Sonrasında 1 hedef verdiği Cin fikir kolay hedeflerle en üstlere tırmanıyor. Başarıysa basari. Bir kaç kampanyayı da önceden fisildadimiydi dişil kişi Cin fikirden başarılısı yok (!) bu başarı hikayelerinin(!) üstüne biraz da iş paslıyor ve  öyle anlatıyor, methediyor ki dişil cifinkini ..Cin fikir hoooop yanında..terfisini çoktan aldı; senin de üzerin bir güzel çizildi.
Okuduğunuz gibi başıma gelen bu senaryoda kariyer anlamında kaybeden tek kişi var: Ben!
Zamanı geldi hatalar anlaşıldı.
Bir üste dişinin gücü yetmedi.
Bileğinin hakkıyla yapması gereken, geçmesi gereken tek bir sınav vardı; başarısız oldu.
İlişkisi olduğu üstüyse  gün geldi benden özür diledi.
Klasik bir vicdan rahatlatmasıydı beni de hiç soğutmadı .
Bir anlamı var mıydı yaşadığım onca haksızlıktan ve sinir bozukluklarından sonra ?? Sanmıyorum.
Aşka saygım sonsuz, sevgiye boynum kıldan ince.
Şahsi özgürlüklerimiz ve tercihlerimiz şu son dönemlerde en çok savunmamız gereken konu.
Ancak;
Kariyer uğruna, maddi çıkarlar için bu duyguların ve mesleğimizin kirletilmesine, bu denli basite indirgenmesine karşıyım.
Yani arkadaşlarım ne demiştik. Herkesin özel hayatına kimse karışamaz, ucu bize dokunmadıkça…
Şubeci