Şubeci Yazıyor: Nerede o eski bankacılık?

Eskiyi çok özlüyorum.
Eskisinin kalitesini, gücünü, samimiyetini, gerçekliğini ve liyakatini.
Şimdiki zamandan bakıldığında nasıl da ütopik geliyor inanamazsınız.
İşe yeni başlamıştım…
Emekliliği gelmiş bir güvenlik Abimiz şöyle demişti ” biz en güzel yıllarını yaşadık bu bankanın siz çok şanssızsınız”
İşe yeni başlamanın heyecanıyla ne demek istediğini tabii ki anlamamıştım. Anlamadığımı anlamış olacak ki devam etti ” bizim zamanımızda mesleğe saygı vardı yanında iyi para kazandık, ben bir senelik primlerimle şu an oturduğum evi aldım “
O Abi şimdiki zamanı, paramedya da paylaşılanları görüyor mudur acaba?
Maddi ve manevi olarak çok kaybettik.
Kendimizden, bankamızdan, yönetimimizden.
Zamanında çalıştığım bankanın vizyon toplantıları olurdu.
Genel bir bütçe değerlendirmesiydi aslında; bir önceki yıl neler yapıldı bir sonraki yıl neler yapılacak, pazardaki yerimiz, başarılı bölgeler, şubeler, çalışanlar…
Ailecek yapılan bir yılbaşı toplantısı havasındaydı…
Gülerek, severek, giyene süslene, heyecanla giderdik.
GM miz toplantı salonunda dolaşır, rastgele birilerimizin yanına otururdu ve bir baba sıcaklığında nasıl olduğumuzu sorardı gerçek bir samimiyetle “N’aber kızlar nasıl gidiyor?
GMY’lerimiz toplantı arasında kapının önünde çalışanlara “Ateş var mi arkadaşlar? ” diye seslenebilecek ve her birimizle sohbet edebilecek kadar mütevazilerdi ve bu mütevazilikleriyle bizdendiler.
Soru sorardık, ilgili birim müdürü ya da GMY si hatta bazen GM’miz bize tek tek sabırla cevap verir, çözüm bulunur ve en geç bir hafta içinde bankadaki hayatımıza çözümlenmiş hali dahil olurdu.
Sorunlarımızı arada kimse olmadan, yalansız dolansız, direk muhatabına; ezilmeden, eğilmeden dürüstçe anlatabilirdik.
Kraldan çok kralcı olanların çok söz hakki yoktu o zamanlar.
Zaten bu yüzden bu toplantılara hep heyecan ve mutlulukla giderdik.
Toplantıda değerli hissederdik bir kez daha.
Sonrasında toplantıyı, rakamları, istatistikleri kendi içimizde tartışırdık, ne yapabiliriz düşünürdük; yapardık da.
Çünkü banka bizimdi, ailemizdi, evimizdi.
Bu banka sizin deyiminizle “büyük yeşil” şimdilerde çok uzak olduğu “gerçek ve büyük bir aile” olarak bugünkü gücünü kazanmıştır.
Size abartılı gelebilir ama başka bir şehre gittiğim zaman şube gördüğümde güvende hissederdim ben. Ve bu abartılı hissiyatta yalnız değildim.
Kurum bağlılığımız, sevgimiz, saygımız sonsuzdu.
Üst yönetimimiz dede öyleydi.
Hangi birimde hangi görevde olursa olsun “dinleniyorduk”.
Mikrofon bozulunca güvenlik çalışanın sorusunu dinlemek için sahneden atlayıp salonun en üst sırasına depar atan bir GMY’miz vardı bizim. Öyle bir dinleniyorduk.
Şimdi güvenlik arkadaşların geçtim masasını, sandalyesi yok.
Çalışanı sözde yaptıkları iç müşteri memnuniyeti anketleriyle dinliyormuş gibi yapıyorlar… Her şeyi -mis gibi yaptıkları gibi.

Keşkeleri sevmem ama keşke geldiğimiz nokta bu olmasaydı.

Sizinle paylaşırken eskinin kıymetini bir kez daha anladım.
Ve hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını.

Şubeci