Ayhan Bülent Toptaş

Sosyal medyada ekonomiye büyük ilgi

Aralık ayının son haftasında Avrasya Yatırım’ın YouTube kanalında tecrübeli ekonomi gazetecisi Remzi Özdemir ve ekonomist Evren Devrim Zelyut’un on yedi dakikalık ekonomi sohbetlerinin bir milyonu aşkın izleyici tarafından izlenmesi oldukça dikkat çekiciydi. Video yayınlanmadan birkaç gün önce dolar kuru Eylül ayında başlatılan faiz indirimlerinin etkisi ile sürdürdüğü yükselişinin zirvesi olan 18 TL.’nin üzerine ulaşmış, sonrasında da birkaç gün içinde 10 TL. civarına düşmüştü. Bu olağanüstü gelişmenin nedenlerini, sonuçlarını ve etkilerini anlamaya çalışan yüzbinlerce kişi söz konusu sohbeti izlemişti.

Enflasyon Mayıs ayı başında yüzde 70’e çıkarken, ekonomi içerikli sosyal medyaya olan ilgi artarak sürecek gibi gözüküyor. Sosyal medyanın önemli etkilerinden birisi de ekonomi hakkındaki haber ve yorumların akışını kolaylaştırması, bilginin daha geniş kesimlere yayılmasına katkı sağlaması. Özellikle YouTube ve Twitter alternatif bilgi kaynağı olmada çok ciddi bir seçenek oluşturdu. Çok sayıda ekonomi gazetecisi, ekonomist ve yorumcu ekonomi ile ilgili gittikçe hızlanan, karmaşıklaşan ekonomik olaylar ile ilgili görüşlerini açıklıyorlar, anlık gelişmelerin ardından birkaç dakika ya da birkaç saat içinde açıklamalarda bulunabiliyorlar. Ortak noktaları, hemen hemen ekonomi biliminin bilinen teorilerini ve uygulamalarını baz alarak değerlendirmeler ve tahminler de bulunmaları ve hem dünya ekonomisinin hem de Türkiye ekonomisinin gidişatından endişeli olmaları.

Hemen hemen her kanal veya hesabın on binlerce hatta yüzbinlerce abonesi var. Özdemir ve Zelyut’un yanı sıra Mahfi Eğilmez, Atilla Yeşilada, Selçuk Geçer, Murat Muratoğlu, Artunç Kocabalkanlı, Işık Ökte, Hatice Kolçak, Murat Sağman, Devrim Akyıl, Turhan Bozkurt, Tunç Şatıroğlu ilk akla gelenler.

Kamuoyunca iyi tanınan akademisyenlerin de Twitter’dan ya da YouTube’da kişisel kanallarından ya da bir başka yayıncının kanalı üzerinden güncel gelişmelere göre aydınlatıcı yorumlar yaptığı görülüyor. Prof. Dr. Erdem Alkin, Prof. Dr. Özgür Demirtaş, Prof. Dr. Burak Arzova, Prof. Dr. Hakan Kara, Prof. Dr. Selva Demiralp en çok takip edilenlerden.

Ekonominin sosyal medyadan takip edilmesinin nedenleri

Ekonomi yönetiminde yaklaşık on yıl önce başlayan çözülme Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişle hızlandı. 2018 ve 2019 yıllarında yapılan seçimler öncesinde yürütülen popülist ekonomik politikalar Türkiye ekonomisinin kırılganlığını artırdı. Türkiye 2020 Covid 19 pandemisine hazırlıksız yakalandı. Ülke peş peşe iki zor yıl geçirdi. Geçen yıl sonuna gelindiğinde iktidar genel kabul görmüş ekonomi teorileri ve uygulamaları ile Türkiye ekonomisini yönetmekten vazgeçti. Onun yerine özgün yöntemler bularak günü kurtarmaya yönelik uygulamaları devreye soktu. Bütün bu gelişmeler meydana gelirken ekonominin sosyal medyada çok daha fazla ön plana çıktığı görüldü. Bunun nedenlerine kısaca değinmekte fayda var.

Ekonomi yönetimine duyulan güvensizlik: Ekonomi yönetiminin öngörüleri ile ekonomide gerçekleşenler arasında önemli farklılıklar olması kamuoyunu alternatif bilgi kaynaklarına yönlendiren önemli bir faktör. Örneğin; TCMB Başkanı Kavcıoğlu göreve geldiğinde piyasalara politika faizinin manşet enflasyonun üzerinde olacağını açıklamıştı. Manşet enflasyondaki yükseliş devam edince bu kez TCMB’nin çekirdek enflasyonu hedef alacağını ilan etmişti. Çekirdek enflasyon da yüksek çıktıktan sonra, cari fazla elde edilip, döviz kurunun aşağıya çekilmesinin hedeflendiğini ve böylece enflasyonun düşeceğini ileri sürmüştü. Bu kez de son aylarda oldukça yüksek cari açık verilmesi nedeni ile öngörüsü tutmamış oldu.

Günlük yaşamın gerçekleri ile resmî açıklamalar arasındaki uyumsuzluk da ekonomi hakkında alternatif bilgi kaynaklarına olan ilgiyi artırıyor. Resmi enflasyon rakamları ile günlük alışverişlerde karşılaşılan fiyat artışları arasında büyük fark olması veya ekonominin büyüdüğü ifade edilirken bunun toplumun genelinde hissedilmemesi resmi kanallardan ya da iktidar yanlısı kanallardan gelen bilgilere güveni azaltarak alternatif bilgi kaynaklarına olan ilgiyi artırıyor.

Refah Kaybı Endişesi: Dolar bazında kişi başına gelir 2014 yılından beri gerilemeye devam ediyor. Bu da kitleleri endişelendiriyor, ekonomik gelişmeleri daha yakından ve farklı kaynaklardan izleme ihtiyacı doğuruyor.

Liyakat Sorunu: Ekonomi yönetiminde görevler verilen siyasetçi ve bürokratların bu alanda yeterli bilgi ve deneyime sahip olmaması da bu kişilerin açıklamalarına gösterilen ilgiyi sınırlıyor. Ekonominin gidişatı ile ilgili olarak isabetli bilgi almak isteyenler bu siyasetçi ve bürokratlar yerine daha bilgili ve inandırıcı buldukları ekonomi yorumcularından (Örneğin; Mahfi Eğilmez) bilgi almayı tercih etmekteler.

Şeffaflık ve Hesap Verebilirliğin Zayıflaması: Bu alanda önemli bir kırılma noktası döviz rezervlerinin hızla harcandığının kamuoyu tarafından fark edilmesi oldu. 128 milyar dolar civarında rezervin nasıl satıldığına ilişkin ekonomi yönetimi tarafından birbiri ile çelişkili açıklamalar yapıldı. Bu açıklamalar kamuoyunu tatmin etmedi. Bu konu ekonomi sosyal medyasında ağırlıklı olarak tartışılan bir konu olarak büyük ilgi çekti.

TCMB 23 Kasım 2021 tarihli basın duyurusunda döviz kurlarının, serbest piyasa dinamiklerince arz ve talep koşullarınca belirlendiği ifade edilmekte. Ancak, o zamandan bugüne kadar kurlara müdahale edildiği bilinen bir gerçek. “Arka kapı operasyonları”, “nöbetçi satıcılar” ifadeleri ekonomi literatürüne yerleşti. Bu da işin aslının ne olduğunu sosyal medyadan öğrenebileceğini düşünenlerin sayısının artmasına yol açtı.

Süreçlerin karmaşıklaşması: Devreye sokulan geleneksel olmayan enstrümanlar ve mevzuat değişiklikleri, işleyişin ve etkilerinin nasıl gerçekleşeceği hususunda soru işaretlerini artırdı. Bireyler ve firmalar farklı kaynaklardan bilgi alarak bu yeni uygulamaları doğru anlamak, eksik nokta bırakmamak ve hata yapmamak amacı ile bir tür çapraz kontrol alanı olarak sosyal medyayı kullanmakta.

24 Ocak 1980 Ekonomik İstikrar Tedbirleri ve bu tedbirlerin mimarı Turgut Özal kamuoyunun Türkiye ekonomisine olan ilgisinde büyük bir sıçramaya neden olmuştu. O zamanlar bu ilgi gazetelerde ve TRT’de daha fazla ekonomi haberi, yorumu ve programı olarak karşılık bulmuştu. Son dört senede ekonomik gidişata gösterilen ilgideki artış o dönemleri hatırlatıyor. Sosyal medya sayesinde Fed politikaları, merkez bankasının bağımsızlığı, CDS’ler, fiyat endeksleri, büyüme gibi konularda ortalama vatandaşların bilgisi 80’lerdeki düzeyin çok ötesinde. Bunun ekonomi yönetimimiz için de geçerli olmasını diliyoruz.