Hanife Fişek

Banka şubelerinde promosyon kavgası

Birkaç gün önce Paramedya’da paylaşılan bir maaş promosyon haberi ile tetiklenen tartışma bana şu insanlık tarihi kadar eski hikayeyi çağrıştırdı :

Habil ile Kabil, Adem ile Havva’nın oğullarıdır. Kabil, annesinin ilk oğlu, Habil gelene kadar onun gözdesidir. Kabil, toprakla uğraşan bir çiftçi, Habil ise hayvanları güden bir çoban olur. Zaman geçer ve Kabil mahsulünden seçtikleriyle Tanrı’ya adak sunar. Habil ise ilk doğan hayvanlar arasından seçer adağını. Adaklar sunulur ve Tanrı, herhangi bir sebep olmaksızın, Habil’in adağını tanınmaya değer görür ve Kabil’in adağı kabul edilmez. Kabil, Habil’e annesinin gözünde kaybettiği biricikliğin bir tekrarını da Tanrı karşısında yaşar. Bu kayıp, yine kardeşinden kaynaklanır ve kardeşi tarafından görülür. Kabil, görülmeyi ve sevgi görmeyi ister, ancak kardeşinin varlığı onu bu arzulardan mahrum bırakır. Çözüm, insanların tarihinde yaşanmamış, üzerine düşünülmemiş, ne olduğu bilinmeyen ancak Kabil’in yıllardır deneyimlediği yok olmadır. Üzerine düşünülemeyen, konuşulamayan şey, eyleme dökülür. Kabil, Habil’i, ekip biçtiği toprağın üzerinde öldürür.

Üç büyük kitapta geçen Kabil ile Habil’in hikâyesi bir kardeşin diğerinin öldürme noktasına kadar götüren kardeş kıskançlığını anlatır.

Kardeş kıskançlığı, çok küçük yaşlarda birçok inanın bilinçsizce yaşadığı bir travmadır aslında. Yıllar geçtikçe üzeri örtülür, unutulur , bu duygu farklı boyutlar kazanır. Bazen artık yetişkin yaşına gelmiş kardeşler olmayacak bir zamanda olmayacak bir konudan kavga edip küserler ve yıllarca konuşmazlar. Kavga etmek. küsmek, konuşmamak psikolojik açıdan tam bir çocuk davranışıdır.

Son günlerde bir bankanın birlikte iş yaptığı bir sigorta şirketinin çalışanlarına maaş promosyonu vermesi ile banka sigortacıları ile banka çalışanları arasında başlayan tartışma ve atışmalar , yıllardır bastırılmış, açıkça konuşulmamış , söylenmemiş duygu ve düşüncelerin tetikleyici bir etken sonrası ortaya saçılmasıdır bana göre . Bu iki sektör çalışanları aslında kardeş gibidirler . Aynı çatıyı ve aynı ebeveynleri paylaşırlar . Ebeveynlerin kendilerinden bekledikleri görevleri yaparak göze girmeye , takdir edilmeye çalışırlar . Kardeş kardeş , güzel güzel geçinmesi beklenen bu iki farklı kişilik her bankada , her şubede farklı bir sinerji ile çalışır. Bazısı uyumlu, bazısı uyumsuzdur. Bazıları birbiri ile yardımlaşır, bazılarında biri diğerini sömürür. Bunu görmesi, gözetmesi, dengelemesi gereken yöneticiler eğer sorumlu yetişkin ebeveyn gibi değil de istismarcı ebeveyn gibi davranırsa sorunlar büyür. Birine az birine çok iş yüklemek , birini kollayıp şımartırken diğerini ezmek, eşit, adil davranmamak , birini görmezden gelirken diğerini el üstünde tutmak dengeleri bozar.

Kıskançlık bir duygudur . Duygularla çalışanlar bilir ki, önce onları olduğu gibi kabul etmek gerekir . Onları yok sayamazsınız. Onları iyi-kötü diye ayırıp insanları peşin peşin yargılayamazsınız. Öncelikle onların “ hangi düşünceden “ doğduğunu bulmanız , keşfetmeniz , anlamanız gerekir . Duyguyu değiştirmek , dönüştürmek ancak düşünceleri değiştirmekle mümkündür . Düşünce dediğimiz şey ise “ sözlerden “ meydana gelir . Yani insanlar bir duyguyu tam olarak tarif edemez ama o konudaki düşüncelerini söze dökebilir .

Paramedya platformundaki bu tartışma , söylenemeyen duyguların arkasındaki düşüncelerin söze dökülmesidir bence . Travmaları iyileştiren şey onları ifade edebilmek, anlayabilmek, dışardan bakabilmektir . Dilerim bu tartışma buna vesile olur ve yönetenlerin de katkıları ile mutlu bir sona ulaşır . Çalışma hayatı en çok “ yetişkin “ gibi davranılması gereken alandır aslında. Ama yıllardır “ çocuk” idare eder gibi ezerek, azarlayarak, korkutarak, ödüller koyarak, duygulara oynayarak yönetmeye alışmış “ ebeveyn “ tipli yöneticiler şimdi bu krizi yönetmek , bu sorunu çözmek, bu kardeşleri barıştırmakla yükümlü . Kimse onlara “ koskoca, yetişkin insanlarsınız, kavga etmeyin, küsmeyin “ demesin . Bu ortamı yaratacak ne hatalar yaptık biz acaba diye oturup düşünsün önce. Yıllarca Çocuk gibi davrandığınız kişilerden bir anda yetişkin davranışı bekleyemezsiniz . Üst yönetimler olarak bu sektörde “Ebeveyn tarzı yöneticilik” ile devam edecekseniz, bu kardeşlere en azından daha adil ve eşitlikçi davranmakla yükümlüsünüz . Kardeş kavgasını ancak bu şekilde durdurabilirsiniz.

Karar sizin.