Şubeci

Şubeci’nin banka üst yönetime yeni yıl mesajı: Yasattıklarınızı yasamanız dileklerimle!

yazar:

kategori: ,

Yeni bir yıla girecek olmanın hayatımda ilk Defa yasadığım heyecansızlığı…
Hayatin aşırı pahalı, isimin ve aldığım maaşımın korkunç kotu olması ve kendime aileme, evime zaman ayıramamanın depresifliğiyle bu ara daraldım.

Sürekli düşünüyorum, sorguluyorum.

Aslında kendimi eleştiriyorum. Ve sunu düşünüyorum; keşke bir meslek edinseydim.
Bir şey oluşturmak, çizmek, yazmak, tamir etmek, eğitmek, iyileştirmek, üretmek.

Ve keşke kariyer adi altında başladığım bu bankacılık yolculuğa hiç başlamasaydım.

Bir müdürüm söyle demişti ilk 5 yıl bankadan kurtuldun kurtuldun, 5 sene sonra hala bankacıysan hayatin boyunca bir yanın bankacı kalıyor.

Bazı arkadaşlarım yazmışlar gidin Migros’ta, A101’ de, LCW’da çalışsın diye. Neden? E ayni maaş??
Aldığımız sertifikalar, girdiğimiz eğitimler, mezun olduğumuz okullar, ilkokuldan itibaren girdiğimiz eğitim yarışı, sınavlar ve kariyer hedeflerimiz belki de hayallerimiz?
Bugün için miydi?

Bunlar için miydi?

Bankacı olmak?

Allah askına gerçekten bankacılık yaptığımızı düşünen kaç kişi çıkar içimizden?

Bankacılık 20 sene önce bitmiş bence ve biz şu an sadece pazarlama yapıyoruz.

Bu kadar mevzuata dayalı, bu kadar kuralları ve denetlemesi kati olan, bu kadar zor ve saygın bir mesleği ülkemizde o kadar o kadar o kadar suyunu çıkarttılar ki.

Çok az benzeri vardır diye düşünüyorum bu kadar kısa surede bu kadar itibar kaybeden daha doğrusu kaybettirilen bir mesleğin.

Çok basit bir örnek vereceğim size.
Zamanında küçük illerde bir spor müsabakası olduğu zaman şube- müdürleri valinin, emniyet müdürünün yanında otururlardı.
Çünkü mesleğin ve bu mesleği icra eden bizlerin bir adi bir ağırlığı vardı.
Şimdi müdürcükler çok. Daha alt protokollerin sekreterinden randevu alamıyorlar.

Bize satış yaptırmak için tüm gün arama yaptırıyorlar. Ya telefonumuz açılmıyor, suratımıza kapatılıyor, en iyi ihtimalle yine ne var ne istiyorsun yine tadında gereksiz bir konuşma geçiyor.

Biz bıktık evet ama o çok önem verdiğiniz müşteriniz daha çok bıktı.

Hedef adi altında yaptığınız eziyetten , tutturmanın imkânsız olduğu rakamlardan ,sürekli raporlanmaktan bu raporlar nihayetinde aşağılanmaktan, sınıflandırılmaktan, bu duruma gelmemek için yanımızda ailemizden daha çok beraber olduğumuz arkadaşımızla bizleri birbirimize kırdırmanızdan, kariyer adi altında bize bir havuç uzatmanızdan ve o havuca hiç ulaşmamaktan , nihayetinde tüm bunları yaparken bizlerden kepçe kepçe alıp cay kasığıyla geri vermenizden ve bunu bir bahsediş olarak görmenizden bitkim.

Bize sağladığınız bu eziyetler silsilesinde bari adam gibi maaş verseniz de elle. Tutulur bir yani olsa.

Bize verdiğiniz insan ustu ve tutması mümkün olmayan saçma sapan hedefler sonucunda karlılığını dünyada esi benzeri olmayan şekilde arttırıyorsunuz.

Bunun birkaç nedeni var ama bizi bağlayan kısmi su: dünyada hiçbir ülkede böyle bir model yok böyle bir bankacılık yok.
Çünkü yine soyluyorum yaptığımız yaptırdığınız bankacılık değil.

Telefon karşılamanın hedefi olmamalı iç müşteri memnuniyeti anketinin hedefi olmamalı, müşteri ziyaretinin hedefi olmamalı, aradığın müşteri sayısını yaptığın satışa oranının hedefi olmamalı, operasyonunun hedefi olmamalı, müşteri memnuniyet anketinin hedefi olmamalı, şikâyetin hedefi olmamalı.

Sahi;

Acaba siz hedef vermeden banka yönetemiyor musunuz?

Biz hayatlarımızı bize yasattıklarınız ve verdiğiniz kus kadar maaşlarla yönetmeye çalışıyoruz da.

Yasattıklarınızı yasamanız dileklerimle

Şubeci