Metin Yüksel

 Metin Yüksel Yazdı: Faiz, döviz ,altın ve gümüşte yükseliş, borsada çalkantı

yazar:

kategori: ,

2023 yılı beklentileri

2023 beklentilerine geçmeden 2019 yılından başlayan Covid-19 ile başlayan süreçte yatırımcı kimliğini iyi analiz etmek gerekiyor, bu dönemle birlikte hisse/kripto bir çok insan için bir işkoluna dönüştü.

Borsaya yoğun yatırımcının önemli kazançlar sağlamasına ve sosyal medya üzerinden ilgi odağı olmasına yol açtı:

  1. Yatırımcı risk geçişgenliği arttı, yıllardır yastık altı denilen (ben bunu değişmeyen tasarruf bilinci diye yorumluyorum) kaleler yıkıldı, hisseni aynı mantıkla elde tutan, soran soruşturan KENE YATIRIMCI yeni nesil borsacı Gürkan oluştu.
  2. Kripto borsasının genç yatırımcılar arasında yaygınlığı ve etkisi risk algısı yüksek yatırımcı kitlesinin oluşmasına neden oldu.

Böylelikle covid ile değişen yatırımcı ilgisi devamında Rusya/Ukrayna savaşının ülkemizin jeopolitik konumunu artırması, konjonktürel Enerji, Gıda gibi hikâyeler yarattı. Bunun neticesinde vade süresi uzayan yatırımcı kitlesi, yükselen trende dönüştü.

Ekonomideki sıkıntılı süreç, global piyasalarda ayrışma, terk eden yabancı yatırımına rağmen yıllardır bu tür olumsuzluklar karşısında yaşanan “mağduriyet” de oluşmadı, umutlar da sönmedi. Hayaller büyüdü, ancak “risk devri” yatırımcıların bu yapısı, yönlendirme çeşitliliği (sosyal medya etkisi ile yatırımcının birden veya birkaç kişiden farklı, birçok kişinin portföyü altında toplanması) kurumsal yatırımcı eksikliği (varlık fonu hariç), yabancı yatırımcı eksikliği gibi ve bu oyuncu profilinin yarattığı ittifakların doğurduğu yoğunlaşma riski. Piyasanın bu yapısı ile 2023 yılına girildiğinde risk devir mekanizmaları oluşturulamaz ise endeksin yüksek seviyelerinden geri çekilme yaşanmaması zor ve 2023 yılını iki bölümde ele almak gerekmektedir. Seçim öncesi ve seçim sonrası.

Cumhuriyetin 100. yılı olması ve iktidarın bugüne kadar görülmemiş seçim harcamaları dikkate alındığında oldukça gergin geçeceği aşikardır. Genelde seçim sonuçlarına ilişkin ‘’belirsizlik’’ beklentisi satın alınmaya başladığındaki (adayların açıklanması) süreci borsa da bir geri çekilme yaşanır. Seçim dönemi yaklaştıkça ‘’belirsizlik’’ yerini  ‘’kesinlik ‘’ beklentisi almaya  başlar ve bir çıkış yaşanır.

Tabi, bu seçim cumhurbaşkanlığı sistemine geçildikten sonraki II.ci ve başkanlık sistemi uygulamalarının pratikte yaşandığı ilk seçim. Tabela faizinin düşük tutulması, kurda KKM üzerinden, ihracatçı ve bankalara yönelik kararlarla sabitleştirme; enflasyon odaklı olmayan, büyüme odaklı olan bir ekonomi anlayışı, kimine göre Türk modeli; nas ekonomisi vs. isimlerle adlandırılan, Ortodoks uygulamalar ile global piyasalardan ayrışan bir model. Seçimin olası sonuçlarının Borsa’da ve finansal piyasalarda etkileri olacaktır.

Başkan/Milletvekilli

Cumhur/Cumhur

Cumhur/Millet

Millet/Cumhur

Millet/Millet

Dolayısı ile 2023 yılına damga vuracak seçimin önü/arkası gerginlik. Gerginsek dikkatli olmak lazım, gerginlik denge bozar,

2022 yılını yolcu ederken 2023 çıkış bilançosuna devreden kalemler;

  • Yüksek enflasyon
  • Bastırılmış kur
  • İşgörme faizinin geldiği noktada Anlamını yitiren ‘’tabela faizi’’
  • Cari açık
  • Krediye erişim
  • Seçim harcamaları

Enflasyonda baz etkisi ile düşme yaşansa dahi yüksek seyredeceği, bunun üretim maliyetleri üzerindeki etkisinin devam edeceği, ihracatı olumsuz etkileyeceği, mevcut kur politikasının ihracatta artış yaratmayacağını söyleyebiliriz.

2022 yılın da cari açığın, yaklaşık 70-75 MİLYAR KKM, ihracatçının döviz devri kaynaklı 40-45 milyar ve net hata noksan kaleminin 25 milyar dolar olduğunu düşünürsek yaklaşık  120 milyar dolarının   bu kaynaklarla finanse edildiği söylenebilir.

Düşük faiz ve sabit kurun bütçe üzerinde oluşturacağı yük, KKM’nin süresi dolsa dahi etkisinin ortadan kalkması, ihracatta artış zorluğu ve politika faizi artık gösterge olmaktan çıkıp, “iş yapma” faizinden uzaklaşarak anlamsızlaşması, Cari açık ve enflasyon sorununu devam ettirecek. Doğruyu bulmak gerekecek (bunların yorumunu ekonomi üstadlarımız yapar elbette) biz bu beklentilerimizin borsalara etkisene bakalım.

Borsa

Siyasi ittifaklar üzerinden bakarsak; bütün yollar Para’ya çıkıyor. Kim kazanırsa, yatırımcı özellikle ‘’yabancı’’ yatırımcı iltifat gösterir ise piyasalarda bir normalleşme yaşanır. Faiz, döviz ve oyun değişecek, varlık fiyatları denge noktasında, genetiği bozulmuş değerler değil, piyasaların iltifat ettiği rasyonel değerlerde oluşacak.

2022’nin favori kelimesi ’’endeks dizaynı’’ ise borsadaki ittifakla ilgili, kanımca da borsa ittifakının kaderi mevcut politikaların sürdürülmesine bağlı. Kim seçimi kazanırsa kazansın faiz artar, kur artar ,sıkı para politikaları hayata geçer. Mevcut uygulamaları sürdürme adına Borsa’nın bir araç olarak kullanılması ’’tarihin en spekülatif’’ borsasını yaratmış kamu bankaları uygulama zararları veya ‘’iyi niyetle” kamu finansmanı “borsa” üzerinden sağlanmaya başlamıştır. Bu sürdürülebilir değildir, risk transferinde portföy yönetim şirketleri veya ’’yatırım fonları’’ kullanılmakta bu da spot piyasanın sürdürülebilir olması adına fon yatırımcısını riske etmektedir. Aynı trenin vagonunda olanlar hariç. Fon getirileri, işlemleri manipülatif sinyal vermektedir. Getiri analizleri özellikle portföy yönetim altıdaki fonlar itibar ile yapılmalıdır. Yani mevcut ekonomi politikalarını siyasi ittifak kim olursa olsun değişeceğini öngörerek borsa ittifaklarında sıkıntı olacaktır.

Seçim öncesi, seçim sonuçları ile gecen yılın ikinci yarısında çalkantılı olacak ve borsa da kaçınılmaz bir gerileme yaşanacaktır,

Ancak borsalarda kaotik dönem dışında; uzun vadeli düşünüldüğü sürece, piyasanın değil hisselerin hikayesine yatırım yaparak getiri elde etmek mümkündür.

Faiz, döviz ,altın ve gümüşte arıtış, borsada çalkantı