Hanife Fişek

Bankacılık Sektörünün Değnekçileri

Yıllardır bankacılık sektörü çalışanlarının da katkılarıyla, bu sektörde çok farklı görevlerde bulunan bazı kişileri eleştiren yazılar yazdık. CEO’ları, GMY’leri, Bölge Müdürlerini, Şube Müdürlerini hatta yeri geldi Şubecileri, Güvenlik Görevlilerini dahi farklı konularda eleştirdik . Görevlerini daha iyi, doğru, sağlıklı yapabilmeleri için öneriler yaptık. Ama nasıl olduysa O görev tanımındaki kişileri konu eden bir yazı henüz yazmamışız . Galiba çok da elle tutulur, gözle görülür , dişe dokunur bir iş yapmadıkları için göz ardı etmişiz, kaale pek almamışız. Belki de sektördeki en “ gereksiz” iş tanımı olduğu için onlarla ilgili bir yazı yazmaya gerek bile görmemişiz. Kusura bakmasınlar diyeceğim ama… çoğunlukla işleri bu ; “ kusura bakmak”.

Paramedya İnstagram’da yaptığımız Canlı yayınlarda sohbet ettiğimiz Paramedya kurucusu Gazeteci Remzi Özdemir’in ifadesi ile onlar bankaların değnekçileri .

( Değnekçi : Motorlu taşıtların çalıştığı yerlerde yolcuların binişi ve taşıtların sıra düzenini sağlayan kimse, kâhya.)

Çok sayıda şubesi, çok sayıda çalışanı olan özel bankaların “ yeniden yapılanma “ adı altında gerçekleştirdikleri dönüşümler sırasında Bölge Müdürlerine bağlı olarak çalıştırmak üzere icat edilen bu yeni pozisyonun adı “ segment yöneticisi / müdürü “ olarak bilinmekte . Bazı Bankalar uzun yıllardır bu görevde istihdam sağlamakta . Her Bölge Müdürlüğünde en az 3-4 segment müdürü/yöneticisi bulunuyor . Bazı Bankalar ise daha yeni yeni bu atamaları yapmış ve kullanmaya başlamış aldığımız bilgilere göre … Güle güle kullansınlar , hayrını görsünler . Çok idealist bir yaklaşımla oluşturulduğuna inanmakla birlikte , uygulamada yaşananları ve bize ulaşan yoğun şikayetleri de burada özetlemek isterim.

Çoğu zaman olduğu gibi, bu yazıyı da Paramedya İnstagram takipçilerine sorup aldığımız cevaplardan derleyerek hazırladım .

Bölge Segment Yöneticisi / Müdürü ne iş yapar ?

Böl ve Yönet

Bankalar çalışanlarını farklı segmentlerdeki müşterilere hizmet vermek üzere; bireysel , kobi, üst gelir grubu, tarım müşteri yetkilisi olarak böldükten sonra, müşteri bazlı ürünler çıkarıp hedefler verdiler. Sonra bu hedefleri takip edip yönetecek kişilere ihtiyaç duydular. Amaç sahaya daha yakın olmak, çalışanları hedefler doğrultusunda desteklemek, motive etmek, yönlendirmek , genel müdürlük ile şube arasında bir bağ kurmak gibi görünse de zaman içinde , verilen yüksek hedefleri , yoğun satış baskısı altında gerçekleştirmek ve an an takip etmek bu yöneticilerin temel görevi oldu. Bu görevi gerçekleştirmek için ihtiyaçları olan araçlar bir telefon , Excel tabloları ve mail atabilecekleri bir bilgisayar ve Whatsapp grupları kurup mesajlar atabilecekleri bir cep telefonuydu.

Genel Müdürlükten tüm şubelere gönderilmiş mailleri gün içinde tekrar göndermek, bölgenin öncelik verdiği bir ürün ile ilgili günlük kampanyalar düzenleyip şubelere günlük hedefler dayatmak , gün içi satışları tek tek isteyip Excel tablolara dökmek , satışları yukarıdan aşağı sıralamak ve düşük kalanları ifşa etmek, tehdit etmek hatta cezalandırmak … Kendi segmentlerinde istedikleri performansı göstermeyen personelleri ya da müdürleri Bölge Müdürlerine bildirmek , şikayet etmek hatta dedikodusunu yapmak …Kendilerine yakın buldukları çalışma arkadaşlarını kayırmak , satışı düşük olanları bölgeye çağırmak, üstü örtülü tehdit etmek, bezdirmek …

Şubelerde çalışan birçok bankacının bu görev tanımı ile ilgili algısı , gözlemleri, yorumu bu şekilde. İstisnai olarak “bize çok destek oluyor, her zaman yanımızda, ulaşabiliyoruz, iyi bir iletişimimiz var “ diyenler de var ancak ne yazık ki 100 kişide 1 kişi diye oranlayabiliriz bunu Paramedya’ya ulaşan mesajlarda.

Diğer taraftan yönetimsel açıdan böyle bir ihtiyaç var ki bu kadrolar kuruluyor ve yönetici ya da müdür ünvanı ile sırf bu işleri yaparak daha yüksek maaşlar ve primlerle istihdam ediliyorlar . Bazıları bir süre sonra şubelere müdür olarak gönderilse de bir kaç yıl içinde tekrar bölgelere geri dönenlere de sık rastlanıyor. Belli ki şubeciliği çok da iyi yapamıyorlar. Peki sahada pek de mucizeler yaratmayan bu kişilerin segment yöneticisi yapılarak çalışanların başına dikilmesindeki sebep ne olabilir ? Neye göre seçiliyorlar ?

Bir sebepten Bölge Müdürlerine göbekten bağlı görünen , gün içinde defalarca “ Peki müdür bey, tamam müdür bey, siz daha iyi bilirsiniz müdür bey ( ya da daha da ileri gidip müdür beyciğim) diye başlayan cümleler kurabilenlerin bu konuda daha şanslı oldukları söyleniyor. Bölge Müdürü ile aynı takımı tutan, aynı yerde oturan, aynı berbere giden, daha önce aynı yerde çalışan kişilerin de seçilme ihtimali yüksek deniyor. ( Bölge Müdürlerinin büyük çoğunluğunun erkek olması nedeniyle onlardan örnek verdim.)

Kısacası Bölge Müdürleri yanlarına , yamacına sözünden asla çıkmayacak, kendisine sorgusuz sualsiz itaat edecek, biat edecek, gerekirse sık sık egosunu okşayacak, vur deyince vuracak, kır deyince kıracak, gerekirse çantasını taşıtacak , gerekirse kravatını bağlatacak , sahada her duyduğunu gördüğünü hatta dedikoduları kendisine bir bir aktaracak kişileri alıyorlar. Kendilerine böyle ekipler kuruyorlar .

Yıllarca aynı koltukta oturup, sabah akşam aynı tablolara bakıp, aynı mailleri atıp, aynı konuşmaları yapmak, dinlemek de bir tür sabır işi tabii. Vasıflı insanlar için oldukça sıkıcı, bunaltıcı olabilecek bu işler, bazı vasıfsızlar için sektörde uzun süre tutunabilmenin tek yolu. Sabahtan akşama baskısını yaptıkları satışları asla yapamayacak olmaları bilmenin ve kendilerini bu sektörde güvenli bir limanda tutmanın tek yolunun burada kalmak ve ne denirse yapmak olduğunu bilen, “ duygusal zekası “ çok gelişmiş (!) kişiler bunlar çoğunlukla. Yaptıkları işi soğuk kanlılıkla ve inanarak yaptıklarını görmek hayranlık uyandırıcı . Gerektiğinde Mahkemelerde Bankaları lehine ( yalancı ) şahitlik yapmak da dahil her türlü işte kullanılmaya müsait kişilikler. Doğrusu şaşırtıcı. Sektöre girerken kendileri bile bu hallere düşeceklerini düşünmemişlerdir eminim. Kariyer değil de daha çok değnekçilik ve maşalık onların yaptıkları. Yani doğrusu objektif bir açıdan bakılınca biraz acınası.

Sahada çalışan bankacıların işini yavaşlatan yoğun mail trafiği ve raporlama beklentileri de önemli bir şikayet konusu. “Bıraksalar da işimizi yapsak…” diyen bankacı çok fazla ne yazık ki. Kendi işinin sorumluluğunu bilen, işini, müşterisini yöneten tecrübeli çalışanlar için tam bir eziyet . Kolayca gaza gelen, bir aferin kapmak için kırk takla atanlar için çok tehlikeli bir motivasyon. Yalan yanlış işler yapmanın bahanesi… İşini odaklanarak yapmayı sevenler, bölünmek istemeyenler için tam bir dikkat dağıtıcı .
Kısacası bu görev pozisyonu tam olarak ne için icat edildi bilemiyoruz ama doğrusu verdiği zarar, sağladığı yarardan da fazla genellikle insanlar üstünde. Mesleki  bilgisi, yeterliliği tam olmayan, özgüveni düşük insanlara sorumluluğu olmadan fazla yetki verildiğinde yaşanan doğal sonuçlar bunlar aslında. Bu etki altında. bazılarında yaşanan ego patlamasını, kişilik değişimlerini görmek ise nerdeyse komik dışardan bakanlar ve görenler için…

Böyle olmayanlar üstüne alınmasın, bu yazıdan gocunanlar varsa da lütfen aynaya baksınlar. Paramedya bir ayna sonuçta… Görmek istemediklerinizi de görmek zorunda kalacağınız bir ayna … Kırmak isteyen de oluyor arada ama… sağlam bir maddeden oluştuğu için kolay kolay kırılmayacaktır.