Burak Aksoy

Fonlar; Zehir mi yoksa Panzehir mi?

yazar:

kategori: ,

Bilirsiniz ki, yılan zehri ehil ellerde ilaca veya panzehire dönüşürken, direkt kaynağından halka arz edildiğinde öldürücü bir hal oluyor.

İşte tam da bu noktada bu örneği hemen borsaya taşıyalım. Borsadan yabancı çıkışının başladığı 2020 Ocak döneminden günümüze kadar, borsada her kaynak ihtiyacı olduğunda likidite kuraklığına panzehir olarak Patron Fonları kullandı.

Bu kapsamda; Temmuz 2019 yılında Emeklilik Fonlarının kaynağının %10 oranında borsada değerlendirme zorunluluğu getirildi ve bu oran Şubat 2023’de %30 olarak tadil edildi, Yatırım Fonlarının kurulmasına ilişkin düzenlemeler yapılarak sayısının artırılmasına ve katılımcıların teşvikine yönelik çalışmalar yapıldı

Emeklilik Fonlarının yapısı gereği, sürekli para girişinin yaşanması ve sistemin daha yeni olması sebebiyle sistemden çıkış oranlarının düşük olması sebebiyle, Emeklilik Fonları borsa için sürekli bir kaynak halini aldı.Diğer taraftan Yatırım Fonları arasında özellikle hisse senedi fonlarının geçtiğimiz 3 yılda performanslarının çok yüksek olması sonucu, son bir yılda borsa yatırımcısının ilgisini her geçen gün üzerine çekti.

Fakat unutulmaması gereken husus; Yatırım Fonlarına katılım sağlayan üyelerin çıkış yapmalarının bir kurala bağlı olmaması sebebiyle, yoğunluklu olarak fonlardan çıkış yaşandığı dönemlerde, fonların satışı ile endeks üzerinde satış baskısı yaşanabileceğiydir.

Yatırım Fonlarına olan ilginin anlaşılabilmesi için parasal büyüklüklere baktığımızda; Hisse Senedi Şemsiye Fonlarının Ekim 2022 ayı itibariyle finansal büyüklüğünün toplam 90.391.322.828 TL iken, Ekim 2023 ayı itibariyle bu büyüklüğün 392.049.472.301 TL’ye yükseldiği görülmektedir.

Şimdi gelelim sürekli esas soruya; her geçen gün büyüyerek endeksin ayakta kalmasını sağlayan Emeklilik Fonları ile Yatırım Fonlarının borsamız için gerçekten de panzehir mi oldu, yoksa öngörülmeyen ve yaşandıktan sonra da önüne geçilemeyen sorunlarla artık borsamıza zarar veren bir zehir halini mi aldı?

Ne alakası var diyenlere şöyle basitçe açıklamaya çalışayım;

1-Fonlar ile Varlık Fonu’nun alımları sebebiyle başta BİST30 olmak üzere sığlaşan hisselerin robotlar veya yüksek sermaye sahiplerince yönünün ve trendinin belirlenmesi kolaylaşmıştı

Bankalardan örnek vermemiz gerekirse; eskiden kademelerinde şu ankinden daha fazla lot bulunan banka hisselerin, Fonlar ile daha Tavuk Yumurta Sendromu (*) isimli yazında belirttiğim üzere Varlık Fonunca alınan ve hareketsizleştirilen payları sebebiyle hisseler sığlaşmıştır.
Trend yukarı yönlü olduğunda vadeli işlemler piyasasının da buna uyum sağlaması sebebiyle yukarı yönlü speküle edilen ve yatırımcılarında işine gelen bu değişim, trend değişimlerinde yatırımcının canını sıkar bir hal almıştır.

2. Bist30’un son bir aydır yasadığı düşüş dönemi göz önüne alındığında, özellikle son iki haftada çeşitli sebeplerle fonlardan çıkan yatırımcılar sebebiyle Yatırım Fonlarının da satış yaptığı görülmektedir.
Zaten sığ olan bir piyasada, likidite krizi yaşanırken, algoritmik işlem yapanlar ile vadeli tarafı manipüle edenlere bir de Yatırım Fonlarının satışı eklendiğinde; bu gelişmeler borsa yatırımcıların korku ve endişe dolu günler yaşatmaktadır.

Likidite kuraklığına panzehiri olarak üretilen Yatırım ve Emeklilik Fonlarının borsada etkin oyuncu olması rolünün etkisinin, trend yukarı yönlüyken çok pozitif olarak görünmesine karşın; trendin değiştiği durumlarda sığlaşan piyasada düşüşü veya radikal hareketleri tetikleyen bir tetikleyici olduğu yadsınamaz bir gerçektir artık.

O zaman soruyu bir daha sorayım; Fonların borsa üzerindeki etkisi göz önüne alındığında;

Fonlar; Zehir mi yoksa Panzehir mi?

(*) https://www.paramedya.com.tr/devami/91240/borsada-tys-sendromu/